Güzelleşmek riskli de olabiliyor

Bu yazıyı hazırlamamın nedeni bir hafta önce gördüğüm bir hastamın başına gelenler.

Orta yaşlı hastam ayak tırnaklarına yapılan bakım sonrasında ortaya çıkan enfeksiyon nedeniyle tıp dilinde "Lenfanjit" adı verilen bir sağlık sorununu (hem de çok ağır bir şekilde) yaşadı. Enfeksiyonu ancak antibiyotiklerle kontrol altına alabildik. Bu şansız hastamın tedavisi hálá sürüyor. Sağlıklı ve güzel bir yüze sahip olmak, saç ve tırnak bakımına özen göstermek iyi bir şey ama bu amaçla yapılan işlemlerin sizi hastalandırabileceğini de unutmamanız gerekiyor.

Kısacası güzelleşmeye çalışırken bazı doğruları gözden kaçırmamanızda fayda var. Saçınıza, tırnağınıza, cildinize yapılan müdahalelerin yetkili kişiler tarafından uygulanıp uygulanmadığı son derece önemli bir konu. Bu kişilerin yetkili olsalar bile hangi koşullarda çalıştıklarını araştırmanız şart. Yeterli hijyenik koşullar olmadan yapılan basit bir tırnak tamiri girişiminin ya da botoks, Resitilan enjeksiyonunun bile tehlikeli enfeksiyonlara yol açması mümkün olabiliyor.

KIRMIZI RENK ALLERJİ YAPIYOR

Amerikan Besin ve İlaç Dairesi (FDA), içinde özellikle "kırmızı" renk tonlarının bulunduğu boya ve mürekkeplerin kullanımının ciltte alerjilerden enfeksiyonlara kadar pek çok komplikasyon yarattığını belirtiyor. İster kalıcı makyaj, isterse dövme için yapılsın bu boyalı uygulamalardan kaçınmak gerekiyor. Sorun sadece alerjik reaksiyonlarla da sınırlı değil. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, Hepatit C ve B’den, HIV virüsüne kadar pek çok virüs, bakteri ya da mantar bu esnada bulaşabiliyor. Kalıcı makyajda ya da dövmede kullanılan boyalar lazerle çıkartılmaya çalışıldığında o bölgelerde kalıcı siyah lekeler oluşabiliyor. Bu lekelerden kurtulabilmek için bazen çok ağır ameliyatlara katlanmak gerekiyor.

Manikür, pedikür yaptırırken de dikkatli olun. Kullanılan aletlerin steril olup olmadığından, uygulayıcının yeterli eğitimi alıp almadığından, yeteneklerinden emin olmanız gerekiyor. Bu işlemler esnasında özellikle mantar ve stafilokok enfeksiyonlarına yakalanma olasılığının yüksek olduğu belirtiliyor.

BOTOKS KUAFÖRDE YAPILMAZ

Botoks, resitilan ve silikon enjeksiyonlarında da ciddi komplikasyonların olabileceğini unutmamak gerekiyor. Bu girişimsel işlemleri sadece sertifikalı uzman dermatologların ya da plastik cerrahi uzmanlarının yapması şart! Kuaför, berber, manikür ve pedikür salonlarında onaysız, kontrolsüz, sağlıksız ortamlarda, diplomasız kişiler tarafından uygulandığında beklenmeyen cilt reaksiyonları, alerjileri, iltihapları ortaya çıkabiliyor.

PEELİNG DEYİP GEÇMEYİN

Cildi soyma işlemlerinin bile uygulanmadan önce dikkatle değerlendirilmesi gerekiyor. Amerikalı bir uzman dermatolog yazısında Accutane’ı kullanan hastalarda gerekli önlemler almadan yapılan ağdayı takiben cildin yerinden kalkabileceğini belirtiyor. Aynı problemin Retin-A içeren tropikal ürünlerle veya Glikolik asitli kremlerle de ortaya çıkabileceğini hatırlatıyor. Kısacası yaptıracağınız ağdadan, cilt soymalarından önce iyi bir değerlendirmeden geçmezseniz sonu belirsiz bazı problemlerle karşılaşma ihtimaliniz her zaman var.

Korunmak için ne yapacaksınız

Eğer yukarıdaki sorunlarla karşılaşmak istemiyorsanız:

- Uygulama yapılacak yerin temiz, güvenli olup olmadığını dikkatlice araştırın. Kullanılan malzemelerin dezenfekte edilip edilmediği kontrol edin. Elinizi ayağınızı soktuğunuz sıcak su küvetlerinin, yüzünüze uygulanan ıslak ve sıcak havluların sterilize edilip edilmediğini inceleyin.

- Lisanslı bir tıp doktoru dışında hiçbir kimseye ciltte kırışıklık ve benzeri sorunları gideren girişimsel tedavileri uygulatmayın.

- Ağda, cilt soyması, kırmızı noktaların sıkılması, akne temizliği gibi işlemleri de steril ve temiz koşullarda yaptırmaya özen gösterin. Bu işlemlerden sonra o bölgelere antibiyotikli bir krem kullanmanın gerekip gerekmediğini doktorunuzdan öğrenin.

- Manikür ve pedikür aletlerinizi yanınızda götürün. Başkalarına uygulanan malzemeleri kullanmamaya çalışın. Tırnak etlerinize dokundurtmayın. Eğer işlemler esnasında tırnak etiniz zarar görürse o bölgeyi temizleyin ve antibiyotikli krem tatbik edin.

- İnternet aracıyla satılan hiçbir cilt ürününü kullanmayın.

- Eğer Accutane kullanıyorsanız, son bir hafta içinde cildinize Retinol veya Glikolik asit uygulatmışsanız, doktorunuzu ve uygulamayı yapacak teknisyeni uyarın.

- Cildiniz önemli bir organdır. Onu sıradan bir örtü gibi düşünmeyin. En az karaciğeriniz, kalbiniz kadar saygı gösterin.

En etkili cilt onarıcıları

n Retin-A

n Likopen / Laktoflavon karışımı

n Alpha Lipoic Acid

n Asetil hekzapeptid-3

n Yeşil çay

n Üzüm çekirdeği yağı

n Zeytinyağı

n Argirelin

n Co-enzym Q10

n Timosin beta 4

n L Carnitin

n Askorbil Palmitat

Dövme yaptırmadan önce iyi düşünün

Bir başka örnek de geçen hafta yazlık komşumuzun 12-13 yaşındaki kızının başına gelenlerdi. Bodrum-Tükbükü’nde akşam gezmeleri yapmak adettendir! Küçük kızın dolaşırken gördüğü bir "tatoo" yani dövme yapıcısına uygulattığı dövme allerjik bir cilt reaksiyonuna yol açmıştı. Küçük kız da, ailesi de korku içindeydi. Acaba cildinde oluşan reaksiyon herhangi bir iz bırakacak mıydı? Bu bölgede bir iltihap oluşması ihtimali var mıydı? Bundan sonrası için kalıcı bir tehlike söz konusu muydu? Ne küçük kızın ne de ailenin bu sıradan gibi görünen ciddi işlemin yaratabileceği önemli sorunlardan haberi vardı. Kulağa, dile, buruna, göbeğe takılan demir aksesuarların ya da cilde uygulanan dövmelerin gerekli temizlik ve sağlık koşullarına dikkat edilmediği zaman Hepatit C’den Stafilokok enfeksiyonuna kadar onlarca sağlık problemine yol açabileceğinden haberleri bile yoktu.

Göğüs ağrılarını ciddiye alın

Eğer göğüs ağrısı şikayetiniz varsa ve bu sorun aşağıdaki özelliklerin bazılarına uyuyorsa ağrı kalp kaynaklı bir problemin işareti olabilir. Kalp kaynaklı göğüs ağrıları sol kolun iç tarafından, koltuk altından el bileğine kadar uzanan sahada hissedilir. Ağrı çeneye, boyuna, sırta, mide ve bele doğruda yayılabilir. Ağrıyla birlikte bulantı, kusma, soğuk terlemeler, baş dönmesi, baygınlık hissi veya yorgunluk hali varsa ağrı daha da önemsenmelidir. Ağrıya eşlik eden ani gelişen nefes darlığı ciddiye alınmalıdır. Eğer bir göğüs ağrısı yukarıdaki özellikleri gösteriyor ve yürüyünce, merdiven çıkınca, koşunca belirginleşip, dinlenince geçiyorsa kalp-damar hastalığı kaynaklı olma ihtimali daha fazladır. Ağrının 20 dakikadan uzun sürmesi, dilaltı ile etkili kalp ilaçlarına yanıt vermemesi, ilerleyici bir boğulma hissi daha ciddi bir duruma işaret edebilir. Göğüs bölgesinde oluşan her ağrının kalple ilişkili olması şart değildir, ama göğüsün orta yerinde baskı veya sıkışma ya da sıkılmış bir yumruk gibi hissedilen ağrılar öncelikle kalp ağrısı gibi kabul edilmelidir.

ealtinel@yasasinhayat.org

Tam tahıl nedir

Yazılarımızda size sık sık yaptığımız bir uyarı var: Tahıl grubu besinleri tüketirken "tam tahıl" olarak yemeye dikkat edin! Okurlarımız tahıl ile tam tahıl arasındaki farkı merak etmişler ve tam tahıl ile neyi ifade etmek istediğimizi öğrenmek istemişler. Tam tahıl demek herhangi bir tahılın (buğday, arpa, yulaf) ya da tahıl ürününün (ekmek, bulgur, makarna) bir tahılda bulunan üç parçayı yani tohum, endospor yani orta tabakayı, kepek yani dış kabuğu aynı anda içermesi demektir. Tahılları önemli bir besin haline getiren bu üç ürünün bir ara olması ve bir arada yenmesidir. Her parçanın ayrı bir besleyici değeri vardır. Dış kabuk yani kepek kısmı posadan B vitamini ve minerallerden, orta tabaka karbonhidrat ve proteinden, tohum kısmı ise E vitamini ve B vitaminlerinden zengindir. Eğer tahılı bir bütün olarak tüketmez ve rafine halde yani sadece beyaz un şeklinde yerseniz içindeki çok önemli vitamin ve minerallerden antioksidan ve hidro besinlerden yeteri kadar faydalanamazsınız. taltan@yasasinhayat.org

Gebelik döneminde

ne kadar su tüketilecek


Su herkes için önemli bir besin unsurudur ama anneler için daha fazla önem kazanmaktadır. Anne ve bebeğin günde ortalama 2-2,5 litre sıvı tüketimine ihtiyaç vardır. Belirli bir miktar su tavsiyesi yerine, susadıkça bol bol su içmek bir hamile için yeterli olmaktadır. Vücudu susuz bırakmamak hamileler için daha önemlidir.

Bir günde ne kadar

Omega-3 almalıyız


Günlük Omega-3 ihtiyacımızın ne kadar olduğunu gösteren güvenilir bir çalışma henüz mevcut değildir. Erkekler için günde 160 mg, kadınlar için günde 110 mg, EPA ya da DHA tüketilmesi önerilmektedir. Bu miktar bitkisel kaynaklı Omega-3’ler için erkeklerde 1,6 gram, kadınlarda 1,1 gram olarak belirtilmektedir.

Kan şekerine dikkat

Geçen hafta yaptırdığım bir test sonucuna göre bana reaktif hipoglisemi tanısı kondu. 3 aydır diyet yapıyorum. Bu tanıya göre diyetim ne yönde değişiklik gösterir. Bu konu ile ilgili bilgi verebilir misiniz?

Hipoglisemilerin çoğu (kan şekeri düşmesi) genellikle açlık anında ortaya çıkar. Fakat yemekten sonra ortaya çıkan reaktif hipoglisemi genellikle siz bir şeyler yedikten 1-2 saat sonra ortaya çıkan bir durumdur. Reaktif hipoglisemi sadece şeker hastalarında ortaya çıkan bir tablo olmayıp neden olan faktörler kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir. Kan şekerinin kontrolünü sağlayan hormonlardan biri olan glukagon hormonun eksikliği reaktif hipogliseminin nedenlerinden birisi olabilir. Bir başka araştırma sonucu da genellikle reaktif hipoglisemin fazla insülin salınımı sonucunda ortaya çıkan bir durum olduğunu belirtmektedir.

Sık sık ara öğün yaptığınız, karbonhidrat ve protein ikilisini hiç birbirinden ayırmadığınız bir beslenme planı sağlıklı zayıflamanızın yanı sıra kan şekerinizde oluşan bu ani dalgalanmaları da kontrol altında tutacaktır. Bunun yanı sıra glisemik yükü (kana karışma hızı yüksek olan) yiyeceklerin listesini bir diyetisyen ile görüşerek bilgi almanızı öneririm. Bu listedeki besinleri (meyvelerden; karpuz, incir, muz, ekmek grubundan; beyaz ekmek, pirinç pilavı, patates gibi) uygun porsiyonlarda ve proteinli besinlerle birlikte tüketmek sizin için bir kural olmalı ve bunu yaşam tarzı haline getirmelisiniz. Bu değişikliği uyguladığınızda o kadar sık atıştırmadığınızı da fark edeceksiniz!


Yememe takıntısı

Kız kardeşim oldukça kilolu bir insandı. Daha sonra yemek porsiyonlarını yavaş yavaş azaltarak zayıflamaya başladı. Artık çok zayıfladı ve hálá da zayıflıyor. Egzersizden yorgun, halsiz düşse bile asla bırakmıyor. Ayrıca yaklaşık 8 aydır da regl olmuyor. Rejime başlayalı da 11 ay oldu. Alıngan bir kişiliğe sahip olduğu için nasıl davranacağımızı bilmiyoruz. Tepkisini çekmeden onu tedavi edebilmek için nasıl bir yol izlemeliyiz?

Kardeşinizde önemli belirtiler yakalamışsınız. Farkettiğiniz gibi çok hassas bir dönem yaşıyor ama ona karşı açık olmak zorundasınız. Mutlaka bir uzmana gitmeli ve ne kadar tehlikeli bir oyun oynadığının farkına varmalı. Kabul etmiyor ise oturup siz bir açıklama yapmalısınız. Bunun çok ciddi bir sağlık problemi olduğunu, onu kaybedebilecek kadar riskli olduğunu ona sakince anlatmaya çalışın. Bir hekime gidip beraber check-up tarzı bir kontrolden geçmeyi istediğinizi söyleyin. Tahlilleri beraber yaptırın. İlk adım olarak bir psikologdan da kliniğe gitmesini sağlaması için yardım alabilirsiniz.

Psikolojik olarak neler yaşadığını da takip edin ve gerekirse psikoloğuna durumu anlatın. Bu arada dikkatini başka şeylere çekmeye çalışın. Film izlemeye, dışarıda yürümeye, arkadaşlarıyla yapabileceği aktivitelere, başka şeylerle ilgilenip kafasını diyet ve aşırı spordan uzaklaştırın. Regl olmadığı için bir kadın doğum uzmanına götürmeniz gerekiyor. Kadın doğum uzmanı da ona sağlığı ile ilgili ve beslenme sorunu hakkında bilgi verecek ve bir diyetisyene yönlendirecektir. Size karşı çok umursamaz gözüküyor olabilir ama hekimle arasında geçecek bu ciddi konuşma belki sağlıklı yaşama dönmesini sağlayabilir.
Yazarın Tüm Yazıları