Gürültülü bir müzikal: Sidikli Kasabası

Çok fazla müzikal izleyemiyoruz. Müzikal zor iş. Bir şaşaa olacak, danslar, şarkılar, dekorlar olacak. Ben çok meraklısı değilimdir ama güzeli de güzel oluyor.

Haberin Devamı

Bizde bu pahalı ve teşkilatlı prodüksiyonları çoğunlukla Devlet Tiyatrosu, Şehir Tiyatrosu falan yapabiliyor. Sidikli Kasabası Müzikali de öyle. Kocaman bir prodüksiyon. Biraz problemli bir iş, sıkıntılı tarafları var. Yine de enerjisi ve hacmi etkileyici.
Sidikli Kasabası’nın en keyifli tarafı diğer müzikallerde görmeye alışık olduğumuz hikâye yapısını, dünya görüşünü sarakaya alması. Genellikle yalın hikâyelerdir bunlar ve günün sonunda iyiler iyi, kötüler kötüdür. Çoğunlukla mutlu sonla biter. Biraz çocukça bir anlatım tercih edilir. Bu müzikal öyle değil. Dünya öyle değil diyor. Mesajı sert. Sizi andaval yerine koymalarına izin vermeyin diyor. Müzikal formuyla dalga geçiyor.
Hikâye şu: Su o kadar azalmıştır ki, parası olmayan tuvalete bile gidemez. Suyun sahibi zenginlerdir ve kolluk kuvvetlerini kukla gibi kullanıp insanları bezdirerek köleleştirirler. Bir halk mücadelesi arka planında sınıflararası bir aşk öyküsüne tanıklık ederiz. Çeşitli sürprizler ve ters köşeler hikâyeyi zenginleştirir. Bu, çağdaş bir hiciv örneği. İnce bir tarafı var.
Aslında amatör bir grup olarak başladılar, Devlet Tiyatrosu çok yerinde bir iş yaparak oyunu tansfer etti. Ama çok başarılı bir iş olmadı maalesef. Şarkı sözleri çok kötü çevrilmiş, şarkılar şarkıya benzemez olmuş. Oyuncuların çoğu iyi şarkı söyleyemiyor. Yaka mikrofonlarından bangır bangır gelen sesler rahatsız edici. Hangi lafın kimin ağzından çıktığını anlamak imkânsız. Ses miksajı çok kötü çünkü. Oyuncular bir bütün olarak sevimli, enerjik, dinamik ama çoğu amatör; ki zaten de öyleler. Bir feryat figan halindeler. Tatlı ve doğru bir iş ama bir müzikal büyüsü yaratmaktan uzak.
Oyunu seven, beğenen çokça seyirci oldu; bu çok sevindirici bir şey. Ben bu müzikali kaçırılmış bir fırsat olarak gördüm. Tiyatro bütünlüklü bir iş. Bütün, onu oluşturan parçaların toplamından daha büyük bir şeydir. Bu kadar sevimli bir ekip ve DT deneyimi birleşince çok daha iyisi yapılabilirdi. Bu arada DT’nin aylık programları çok sorunlu. İki ay sonrasında nerede ne oyun var, kim oynuyor, göremiyoruz. Dünyadaki diğer saygın tiyatrolar gibi sezonluk, yıllık program yapmalarını beklemek hakkımız.

KÜNYE

Haberin Devamı

Yazan: Greg Kotis Müzik: Mark Hollmann Sözler: Mark Hollmann - Greg Kotis Çeviren: Barış Arman Yönetmen: Oğuz Utku Güneş Oyuncular: Doruk Şengün, Berfu Aydoğan, Barış Arman, Nebi Birgi, Ceren Gündoğdu, Selmin Artemiz, Efe Ünal, Taner Tunçay, Adnan Yiğit, Aslı Zırhlı, Didem Atasoy, Nazlı Uğurtaş.

Haberin Devamı

Sidikli Kasabası’nı 12-17 Şubat’ta Cevahir Salon 1’de. (212) 380 12 38

Yazarın Tüm Yazıları