Gürcistan’ı tanımak için Batum’u görmek

“Gürcistan-Türkiye dostluğu için, kardeş ülke için içelim...”, “Anne-babamız, ailemiz, eşleriniz, kadınlarımız, çocuklarımız ve kızlarımız için... Sevgimiz ve şerefimiz için içelim... Allah hepimize mutluluk versin, Gürcistan’ın en büyük komşusu için... Maddi değil, manevi düşünmek için... Van’daki depremde ölenler için; Tanrı’dan rica ederim, onları cennete göndersin... Güzel Batum için şerefe!”
Dilekleri bir ‘destan’ gibi uzayıp gidiyor.
Ama arada “Kim ne kadar seviyorsa o kadar içsin” diye uyarmayı ihmal etmiyor.
Masa yöneticisi ‘Tamada’ rasgele seçilmiş bir kişi değil, saygın, sevilen ve iyi konuşmasını bilen kişilerden seçiliyor. Bunlara bazı bölgelerde ‘aksaçlı’ da deniyor. Rusya, Kafkas ve Türk cumhuriyetlerinde bu gelenek zengin olsun, yoksul olsun her sofrada eksik olmuyor.
Sofrada siyaset ve spor konuşulmuyor; bizim masada öyle oldu. Türkiye’deki gelişmeleri ve şike olayını özellikle de Aziz Yıldırım’ı soran çok kişi oldu. Ama Türkiye konularını tartışmak yemek sonrasına kaldı.
Bizi yemeğe davet eden, Türkiye sınırındaki Gürcistan’ın özerk bölgesi Acara’nın hükümet başkanı Levan Varşalomidze... Bizim Türkçe bilen ‘Tamada’yı kendisi seçmiş. Varşalomidze, 39 yaşında ve hukukçu. Kulağı Türkçe çalıyor anladığımız kadarıyla... “Türkiye’yi en yakın dost ve akraba bir ülke olarak gördüklerini” söyledi. “Çünkü buradaki nüfus kadar Türkiye’de yaşayan Gürcü kökenli insanımız var, onlara iyi baktı Türkiye; bizim evlatlarımızı, profesör, doktor, siyasetçi, asker olarak yetiştirdi.”
İktidarın çok kullandığı ‘sıfır sorun’; gerçekten 4.5 milyon nüfuslu Gürcistan’la hüküm sürüyor.
BATUM ŞANTİYE GİBİ
Sovyetler Birliği’nden ayrıldıktan sonra ‘hiçbir şeyi’ yokmuş Gürcistan’ın... Şarabı ve çayından başka... O sıkıntılı dönemlerinde Türkiye’nin buğday ve elektrik yardımı unutulmuyor. Ama bugün ‘ayağa kaldırılıyor’ Amerika tarafından. Soros dahil fonlar akıyor ülkeye... HES’ler, limanlar, yeni havaalanları yapılıyor. Liman kenti Batum, 6-7 yıl öncesinden başlayarak gerçek bir ‘kent’e dönüşmeye başlaması gerçekten şaşırtıcı... Sovyetler’den kalan altyapının üzerine oteller, redizanslar ve lokantalar yapılıyor. İmar hareketiyle bir şantiye görümünde Batum. O parklarını anlatmaya gerek yok. ‘Çiçek kent’ oluyor dersek abartı olmaz.
Yerel iktidar, eski yapıları ve arsaları öyle 29, 39 yıllık değil, tapudan veriyor.
Yargı, vergi ve sigorta sistemlerinin işler hale geldiğini de anlattılar.
MAFYA VE RÜŞVET BİTMİŞ
En önemlisi de ne mafya kalmış, ne de soygun, rüşvet ve yolsuzluk olayları..
(Geçişte Türkiye’ye trenle hurda demir getirilirken işadamları Kalaşnikoflu korumalarla soyguna karşı önlem alıyordu.) Başkan Levan Varşalomidze “İki yıldan beri dükkân ne de konut soygunumuz vardır” deyince herkes hayret etti. Yemekte Türklere sık sık şu çağrıyı yaptı:
“Yeni yürümeyi öğrenen bir ülke olarak komşularımızı ülkemize davet ediyoruz”
Batum’daki bir Türk işadamı, Batum’a yatırım yapmak için
Amerikalı ünlü emlakçı Donald Trump’ın araştırmalar yaptığını söyledi.
PUTİN’E İNAT
Orman reformu yanında eğitime büyük önem verilmeye başlanmış. Gürcü dili korunurken, İngilizce öğrenimine ağırlık veriliyor. Amerika’nın desteğiyle Gürcistan’da 900 (Kanadalı ve Yeni Zelandalı) öğretmen getirilmiş.
Bütün bunlar tabii ki, Amerika’nın gücüyle, Soros gibi fonlarla oluşuyor.
‘Devrim’ sonrası Gürcistan Başbakanı Saakashvili, 2008’deki ‘büyük savaş’ın ardından önümüzdeki yıl yapılacak seçimlerde gücünü korumaya çalışıyor. Muhalefetin işi zor gözüküyor. Saakashvili, Putin’e inat Tiflis’e eski ABD Başkanı R. Reagan’ın bronz bir heykelini kondurtmuş. Sonra da “Bu heykelin önemi bizim komşumuz Rusya ile aramızdaki ideoloji farkını en iyi şekilde gösteriyor” demiş.
Bir Gürcü gazetesinde, başbakanın, ülkedeki bağımsız medyayı kontrol altına almak istediği yazılıyordu. Karikatürde, Tiflis hükümetinin basını yemek istediği anlatılıyordu. Yani özgür ve bağımsız meyda olmadan demokrasi gelişemez deniliyordu. Saakashvili, muhaliflerine şöyle diyormuş:
“Gazete okumaktansa televizyon izlemek daha iyidir.”

GÜRCÜ ve Azeri iki gencin, ‘Ali ve Nino’nun ‘aşk’ isimli heykeli Batum’un sembolü olmuş.

KKTC’ye rakip olur mu?

‘RUSYA’nın Antalya’sı’ olarak nitelenen Batum’da, Nurol Grubu ilk turizm yatırımını yapmış. 80 milyon dolara mal olan Sheraton Oteli 1.5 yıl önce açılmış. Batum için tam bir prestij oteli olmuş. Bu yatırımın Gürcistan’a damgasını vurması Türkler açısından çok önemli. Acara hükümet başkanı, bu nedenle Türkleri yatırıma çağırıyor sürekli... Rodison, Holiday İn, Hilton ve Kempinski’nin otel inşaatları hızla sürüyor. Bir o kadar için da Türklerin yatırım girişimleri var. 150 bin nüfuslu bir sahil kentinin, üç yıl içinde yedi adet beş yıldızlı otele kavuşmasıyla, bundan sonra KKTC’e rakip olacağı öne sürülüyor. Çoğu, Türklerin elinde olan casino’ların sayısının şimdiden 5’e ulaşması, önümüzdeki yazdan itibaren turistik amaçlı turlarda rekabet ortamı olacağını gösteriyor. Rusya, ülkedeki bütün casino’ları kapatmış ve en az 6 saatlik bir uçuşla gidilebilen Sibirya’ya taşıttığından Batum’un; Rus, Azeri, Ermeni, İran ve Türk vatandaşlar için daha ‘cazibeli’ konuma yükseleceğini gösteriyor.

Yüzde 60’ı Müslüman

BİZE söylendiğine göre Acara’nın ortalama % 60’ı Müslüman... Her köyde açık veya kapalı olsun cami var. Batum’da, Osmanlı’dan kalan çift minareli Orta Cami’nin minaresi her yerden gözüküyor. Yerel yönetim yeni bir caminin yapımı için proje hazırlatmış...
- Batum’da Akdeniz iklimi hüküm sürüyor. 114 dönüm üzerine kurulu, 70 yıllık Botanik Bahçesi, dünyanın sayılı botanik bahçelerinden biri. Manolya ağaçlarının muhteşemliğine bayılmamak elde değil. (İnsan kıskanıyor; koca İstanbul’da niye böyle bir parkımız yok!)
- Batum, Sarp’a 20 km; Trabzon’a 210 km uzaklıkta. Sınır geçişlerinde vize muafiyeti var. Ama hafta sonundan itibaren kimlik kartlarıyla geçiş yapılmaya başlandı. Artvin ve Rize yolcuları, Trabzon’dan daha yakın olduğu için TAV’ın işlettiği Batum Havaalanı’na sefer yapan THY’yi tercih ediyorlar.
Böyle bir havaalanı kullanımının dünyada başka örneği yok.
- Bölgedeki yatırımların ve gelişmişliğin dikkat çekecek derecede artmasını fark eden İran, Azerbaycan ve Ermenistan, Batum’da konsolosluk açmış. Türkiye’nin 1900’lerin başından beri Batum’da konsolosluğu var.