Yücetürk: Suçsuzum

Güncelleme Tarihi:

Yücetürk: Suçsuzum
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 26, 1997 00:00

Haberin Devamı

Casusluk suçlamasıyla İzmir Askeri Cezaevi'nde 45 günü tek odada olmak üzere 54 gündür tutuklu bulunan Cemal Yücetürk, dün akşam avukatının yaptığı itiraz sonucu tahliye oldu. Müthiş olayın İzmir yönünü araştıran Hürriyet muhabirleri, 36 yaşındaki Cemal Yücetürk'ün, emekli ilkokul öğretmeni babası Kemal Yücetürk'ün Balçova İlçesi'ndeki evini buldu. Köy Enstitüsü kökenli eğitimci Kemal Yücetürk, oğluna yönelik suçlamaları tam olarak bilmediğini belirterek, ‘‘Atatürkçü ve vatansever bir eğitimciyim. Çocuklarımı da böyle yetiştirdim. Oğlumun suçlu olduğu kanıtlanırsa asılmasını isterim. İpini de ben çekerim’’ dedi. Kemal Yücetürk, arkadaşlarımız Cemalettin Özdoğan ve Ergül Satıç'a çaresizliğini dile getirirken; cezaevinde sandığı oğlu Cemal Yücetürk, kapıdan girdi. Acılı baba şoke olurken, Yücetürk, tahliye olduğunu ve doğruca babaevine koştuğunu söyledi. Eşinden bir süre önce ayrıldığını söyleyen 2 çocuk babası Cemal Yücetürk, ‘‘Askeri sırrı dışarıya çıkarmak’’ suçlamasıyla tutuklandığını hatırlatarak, ‘‘Şırnak'ta görev yaparken istifa edip iş kurmak için İzmir'e geldim. Bu arada askeri savcılıktan tebligat aldım. Savcılığa kendim gittim. Evimde arama yapıldı, suç delili bulunamadı. 3 Haziran'da tutuklanıp askeri cezaevine gönderildim. Tutuklanan astsubaylardan Yahya Şahiner'i İzmir'de birlikte çalıştığımız için tanıyorum. Barış Ayten'i ise hiç tanımam. Ayten, bir ay önce tahliye oldu. Yahya ise bu akşam benimle birlikte çıktı. Tam 45 gün bir odada kaldım. Tahliye olduğuma göre iddiaları kanıtlayacak delil bulamadılar. Aksi takdirde bırakmazlardı. Bu bir komplo. Suçsuzum’’ dedi.

İŞTE İHBAR MEKTUBU

Gazetelere gönderilen imzasız ihbar mektubunda Yücetürk'e yöneltilen casusluk iddiası özetle şöyle:

Yücetürk görevde bulunduğu süre zarfında en üst düzey gizli askeri toplantı ve brifinglerin kayıtlarını elde ederek, DHKP-C örgütüne sattı. Belgeler, ikinci aşamada Yunanistan'ın İzmir Başkonsolosluğu aracılığıyla Yunan gizli servisine satıldı.

Yücetürk bu satışlardan önemli bir servet elde etti: İzmir'de bir işyeri, üç katlı bir ev, opel astra otomobil ile bir barı bulunuyor.

Yücetürk, 1996 yazında Mardin'e atandı. Yaklaşık beş ay sonra zorunlu hizmeti dolduğu için emekliliğini istedi, İzmir'e döndü ve Kahramanlar semtinde bir yedek parça mağazası işletmeye başladı.

Casusluk şebekesinin işleyişindeki ikinci aşama, Yücetürk'ün İzmir'e döndükten sonra Ege Ordu Komutanlığı'nda görev yapan bazı personelle temasa geçmesiyle işlemeye başladı. Muharebe Astsubay Çavuş Yahya Şahiner ile temasa geçen Yücetürk, Şahiner aracılığıyla kendisinin eski görevini yapmakta olan Muhabere Astsubay Çavuş Barış Ayten ile anlaştı. Şahiner, Ayten'den aldığı video ve teyp kayıtlarını yine eski bağlantılarına satmaya başladı.

ASKERLERE KOMPLO MU?

İhbar mektubunun imzasız oluşu ve suçlanan astsubay'ın tahliye edileceği gün casusluk iddiasının kamuoyuna duyurulmak istenmesi ise akılları karıştırdı. Bu mektubu gönderenler kimlerdi? Amaçları neydi? Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki köstebek olayı sonrası, birileri ordu içinde daha büyük bir casusluk olayı yaşandığı iddiasını ortaya atarak askere komplo mu kurmak istemişlerdi? Bu soruların yanıtı verilemiyor, ancak suçlanan iki astsubayın olayın ortaya çıkmasından 54 gün sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılması, iddialarla ilgili kesin kanıtların bulunmadığını ortaya koyuyordu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!