Yarın Mevlid Kandili

Güncelleme Tarihi:

Yarın Mevlid Kandili
Oluşturulma Tarihi: Ocak 11, 2014 11:16

Rahmet peygamberi Hazreti Muhammed'in doğum günü olan Mevlid Kandili, yarın idrak edilecek.

Haberin Devamı

DİYANET'TEN AÇIKLAMA

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, "Mevlid-i Şerifini idrak edeceğimiz Peygamber Efendimiz'in (SAV) örnekliği ve rehberliği, Müslümanların ve insanlığın bugün içine düştüğü her türlü badireyi atlatması ve özlenen aydınlığa kavuşması yolunda yegane melceimizdir" değerlendirmesinde bulundu.

Görmez, Mevlid Kandili vesilesiyle bir mesaj yayımladı.

"12 Ocak pazarı pazartesiye bağlayan gece, Resûl-i Ekrem Efendimiz'in (SAV) dünyamızı teşriflerinin 1443'ncü sene-i devriyesini idrak edeceğiz" açıklamasını yapan Görmez, "Bizleri O'na ümmet eyleyen Rabbimize nihayetsiz hamd-ü senalar olsun. Hz. İbrahim'in duası, Hz. İsa'nın müjdesi, hatemü'l-enbiya, alemlere rahmet, iki cihan serveri sevgili Peygamberimiz'e salat ve selam olsun" ifadesini kullandı.

Mevlid Kandili'nin bütün İslam alemi ve topyekun insanlığın huzuruna vesile olmasını Allah'tan niyaz ettiğini belirten Görmez, Hz. Peygamber'in kuşkusuz, bütün Müslümanlar için her zaman ve her asırda yegane örnek olduğunu vurguladı.

Mühim olanın, her asırdaki Müslümanların O'nun rehberlik ve önderliğine ne kadar ve ne şekilde başvurabildikleri olduğunun altını çizen Görmez, "Önemli olan, Müslümanların, O'nun insanlık alemine kazandırdığı değerlere, evrensel ilke ve esaslara ne ölçüde riayet edebildikleridir. Çünkü İslam Peygamberi, kızgın çölün bereketsiz topraklarında bedevi insanlardan oluşan bir toplumdan İslam medeniyetinin nüvesini teşkil eden medeni bir toplumu hem de çok kısa bir zaman diliminde inşa etmiş, aşağıların aşağısına yuvarlanmış, insanlığı yüksek değerlere kavuşturmuştur" değerlendirmesini yaptı.

NSANLIĞIMIZIN ÇOK ÇETİN SINAVLARDAN GEÇTİĞİ GÜNLERİ YAŞIYORUZ"

Hz. Peygamber'in büyüklüğünün, çok kısa bir sürede kin, nefret ve intikam toplumunu; sevgi, muhabbet ve rahmet toplumuna dönüştürmüş olmasında aranması gerektiğini de vurgulayan Görmez, mesajında şu açıklamalara yer verdi:
"Bugün, topyekun insanlığımızın çok çetin sınavlardan geçtiği günleri yaşıyoruz. Yerel, bölgesel ve küresel ölçekte yaşanan sorunlar, zaman zaman insanlığın ölmekle karşı karşıya kaldığına dair bizlerde ciddi endişelere neden olmaktadır. Hassaten O'na ümmet olanların birbirleriyle olan ilişkilerindeki dikkatsizlik, özensizlik ve ölçüsüzlük, bugün biz Müslümanlar için artık acı veren birer yük olmaya başlamıştır. Bütün insanlık için hayırlı bir ümmet ve örnek bir topluluk olarak hakka ve hakikate rehberlik etmekle yükümlü olduğumuz halde, ne yazık ki birbirimizle olan ilişkilerimiz başta olmak üzere, birer Müslüman olarak diğer insanlarla, eşyayla, tabiatla hatta topyekun hayatla olan ilişkilerimizde ciddi bir istikamet kaybı içinde olduğumuzu itiraf etmek gerekir. Kur'an-ı Kerim ve Peygamber Efendimiz'in (SAV) çağlar üstü örnekliği ve rehberliği önümüzde dururken, Rabbimiz hak, hakikat, adalet, ahlak, fazilet ve erdem yolunda hizmet etmeyi hepimize emretmişken, Hz. Peygamber, insan-ı kamil olmanın yollarını sünnet-i seniyyesiyle bizlere en güzel bir biçimde göstermişken, biz Müslümanların kardeşlik ahlakını ve hukukunu hiçe sayması, gönül coğrafyamızda ve dünyanın muhtelif yerlerinde umutlarını bizlere bağlayan nice mağdur ve mazlum kardeşlerimizin ümitlerini, beklentilerini ve hayallerini boşa çıkarmak anlamına gelecektir."

Mesajında, "Sevgili Peygamberimiz'in (SAV) Mevlid-i Şerifi vesilesiyle bir kez daha hatırlatmak isterim ki bugün ülkemizde yaşanan gerilim ve çekişmeler, İslâm dünyasında yaşanan medeniyet içi şiddet ve çatışmalar, biz Müslümanların topyekun insan yetiştirme düzeneklerimizi, bilgi ve bilinç üreten mekanizmalarımızı yeniden gözden geçirmemizi zorunlu hale getirmektedir" diyen Görmez, "Bu çerçevede okullarda, fakültelerde, örgün ve yaygın eğitim kurumlarında, camilerde, Kur'an Kurslarında, gönüllü kuruluşlar ve STK'larda, vakıf ve derneklerde, ailelerde, evlerde, kitle iletişim araçlarında, yazılı ve görsel basında, sosyal medyada insanlara nasıl bir İslam anlatıldığını ve hangi metotlarla öğretildiğini yeniden ele almamız gerektiğini açık bir şekilde göstermektedir" ifadelerini kullandı.

Bu meselenin, her şeyden önce gelecek nesillerin "Din-i Mübin-i İslam" hakkında yanlış kanaat edinmemeleri için de bir an önce ele alınması gereken bir konu olduğuna dikkati çeken Görmez, mesajında şunları kaydetti:
"Bugün Rahmet Peygamberi'nin doğumu vesilesiyle bir kez daha dindarlığımızın ahlak ve hukuk yerine neden tefrika ve gerilim ürettiğini; yüreklerimizdeki peygamber sevgisinin içimizdeki kin, öfke ve nefreti neden bitirmediğini; Müslümanlığımızın kardeşlik ahlakı ve hukukunun gereklerini yerine getirme konusunda neden yetersiz kaldığını kendimize yüksek sesle sormalıyız. Bu itibarla Başkanlığımızın her yıl 14-20 Nisan tarihleri arasında çeyrek asırdır kutladığı Kutlu Doğum Haftası'nda Resûl-i Ekrem Efendimiz'in, rahmet yüklü mesajları ışığında tüm insan yetiştirme düzen ve düzeneklerimizi yeniden ele almak ihtiyacı içinde olduğumuzu belirtmek isterim. Hiç kuşkusuz, Mevlid-i Şerifini idrak edeceğimiz Peygamber Efendimiz'in örnekliği ve rehberliği, Müslümanların ve insanlığın bugün içine düştüğü her türlü badireyi atlatması ve özlenen aydınlığa kavuşması yolunda yegâne melceimizdir.

Bu duygu ve düşüncelerle aziz milletimizin, yurt dışındaki millet varlığımızın, gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimizin ve tüm İslam âleminin Mevlid-i Şeriflerini tebrik ediyor; Mevlid-i Nebi'nin, bütün insan yetiştirme mekanizmalarımızı yeniden ele alarak, İslamın hedeflediği insan-ı kamiller yetişmesine vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum."

Ankara Müftüsü Prof. Dr. Mefail Hızlı, Hazreti Muhammed'in dünyaya teşrif ettiği müstesna bir gecenin eşiğinde bulunulduğunu belirtti.

"1443 yıl önce yine pazar gününü pazartesiye bağlayan böyle bir gecede, dünya tarihinin, etkisi kıyamete kadar sürecek en büyük gelişmesi yaşandı" ifadelerini kullanan Hızlı, bütün evreni rahmetiyle kuşatan Allah'ın, bunu alemlere en güzel şekilde tanıtacak bir peygamberi insanlığa hediye ettiğini söyledi.

Bütün insanlığa "rahmet peygamberi" olarak gönderilen son elçinin, barış, huzur ve mutluluk dolu mesajlarının bugün çok daha önemli ve anlamlı hale geldiğini vurgulayan Hızlı, "Huzursuzluğu, öfkeyi, acımasızlığı ve düşmanlığıyla bu dünyayı kirletenlere, insanlık için en güzel örneğin o muhteşem gölgesine sığınmaktan başka bir yolu olmadığını işte bu kandil gecesinde bir kez daha hatırlatmış olacağız" diye konuştu. Müftü Hızlı, şunları kaydetti:

"Kutlu Peygamber'in doğum gecesi, sadece Müslümanlara değil, huzur ve mutluluk arayan bütün bir insanlığa şüphesiz en büyük armağandır. Bütün Müslüman kardeşlerimizi, son peygamberin bu doğum gecesinde, oluk oluk yağacak rahmet sağanağında arınmaya davet ediyoruz. Bu gecenin ülkemize ve İslam alemine birlik, beraberlik ve huzur getirmesini Yüce Mevla'dan niyaz ediyoruz."

"MEVLİD, DOĞUM DEMEK"

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Halide Aslan da Hicri takvimde Rebiülevvel ayının on birinci gününü on ikinci güne bağlayan gecenin, doğum manasına gelen "Mevlid Kandili olduğunu söyledi.

Bu gecede çeşitli mucizelerin gerçekleştiği ifade edilse de asıl önemli olanın Hazreti Muhammed'in dünyaya gelişinin canlılığını korumak ve bu özel anı hatırlamak olduğunu vurgulayan Aslan, Müslüman Arapların, Hazreti Peygamberin ölümünden sonra, doğumunu kutlamak için herhangi bir tören düzenlediklerine dair bulguların ise mevcut olmadığını bildirdi.

Mevlidi günümüzdeki manasıyla halkın katılımını da sağlayarak ve büyük ziyafetler, şölenler tertipleyerek bir bayrama dönüştüren ilk hükümdarın Selçuk Atabeklerinden Muzafferüddin Gökböri olduğunu belirten Aslan, bu dönemden sonra mevlidin bütün İslam aleminde kutlamaların yapıldığı bir tören haline geldiğini dile getirdi. "Mevlid Kandili, Osmanlı İmparatorluğu'nda en canlı kutlanan mübarek geceydi denebilir" ifadelerini aktaran Aslan, şunları söyledi:

"Mevlid gününden önce protokole dahil devlet adamlarına davetiyeler gönderilir, ne zaman hangi camide bulunacakları bildirilerek davetlilerin tören kıyafetleriyle belirtilen camide bulunmaları sağlanırdı. Padişahın mahfel-i hümayuna gelmesi, cemaate özel bir işaretle bildirilince, cemaat hep birden ayağa kalkar ve yine işaretle otururlardı. Mevlidin okunup bitmesinden sonra, padişah vükelaya, kürsi şeyhlerine, mevlidhanlara, müezzinlere ve diğer gerekenlere hil'atler giydirir, şeker ve şerbetler dağıtılırdı. Bu merasim her sene, Mekke-i Mükerreme Emiri tarafından müjdeci başı ile gönderilen, sadakatini bildiren bir mektubun reisülküttab tarafından padişaha verilmesi ile devam eder, mektubun açılıp okunmasından sonra, Emir tarafından gönderilen nefis hurmaların camide bulunanlara dağıtılması ile son bulurdu. Mevlid'in resmi törenle kutlanışı 1910'dan itibaren kanunla kabul edilmiş ve bu törenlere Cumhuriyet'in ilanına kadar devam edilmiştir. Sarayda veya padişahın katılımıyla camide büyük törenlerle ve çok pahalı hediyelerin dağıtımından sonra okunan mevlidlerden başka hemen her devlet adamının ve zenginin konağında, camilerde, mescidlerde ve halktan kimselerin evlerinde de mevlid okutulmakta idi."

Hazreti Peygamberin doğum hikayesi daima geceleri okunduğu için o gece tezkereler yazılarak davet edilen misafirlere mükellef yemekler hazırlandığını ve sofralar kurulduğunu anlatan Aslan, bu sofralarda her çeşit meyvenin bulunduğunu belirtti.

"HALK, PADİŞAHA MARUZATLARINI SUNARDI"

Kandillerin halkın padişaha maruzatını sunmalarına da vesile olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Aslan, bu gecelerin Osmanlı mutfağının da zenginleşmesine katkı yaptığını söyledi.

KOCATEPE'DE KANDİL PROGRAMI

Öte yandan kandil dolayısıyla Kocatepe Camisi'nde de Ankara İl Müftülüğünce program düzenlenecek. Ankara Müftüsü Hızlı'nın gecenin anlam ve önemi hakkında vereceği vaazın yanı sıra Kocatepe ve diğer camilerin görevlilerince Kur'an-ı Kerim ile mevlid-i şerif okunacak, ilahiler seslendirilecek.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!