Uzaylılar gerçekten var

Güncelleme Tarihi:

Uzaylılar gerçekten var
Oluşturulma Tarihi: Şubat 18, 2014 03:39

Merakla beklenen bilim serisi “Cosmos”un izleyiciyle buluşmasına sayılı gün kaldı. Seri 6 Mart’taki Amerika prömiyerinin ardından Fox’un tüm kanalları ile National Geographic üzerinden 171 ülkede, 45 dilde yayınlanacak. “Cosmos”un sunucusu Neil deGrasse Tyson ve serinin yazarı, yapımcısı Ann Druyan ile Londra’da buluştum.

Haberin Devamı

NEIL DEGRASSE TYSON: 11 AY ANN'İN EVİNDE KAMP KURDUK

* Yeni “Cosmos”da hedefleriniz neler?

- 30 yıl önceki “Cosmos” serisi hem hayatın başlangıcı hem de evrendeki yerimizle ilgili yeni ufuklar açmış, dünyamızın ötesine bakabilmemizi sağlamıştı. Bu seriyle de yeni ufuklar açmayı, uzay ve zamandaki koordinatlarımızı bulmayı amaçlıyoruz.

* Ne gibi yenilikler bekliyor izleyenleri?


- Hayal Gemisi ve Kozmik Takvim, yeni serinin en önemli sürprizleri. Bu takvimde bir gün milyarlarca yıl demek ve biz bu Kozmik Takvim’de en sonda duruyoruz.

* Çalışma süreci nasıl geçti?

- 11 ay boyunca Ann’in evinde kamp kurduk. Bilimin her zaman anlatacak bir hikayesi vardır. Yayınlandığı ülkelerde bilime ilgiyi artıracağını umut ediyorum. 1998’de “Cosmos” ilk yayınlandığında neredeyse tek bilim dizisiydi. Şu anda pek çok kanalda, insanların kanal değiştirmesine neden olan bilim odaklı belgeseller var. Amacımız “Cosmos”un keyifle ve merakla izlenen bir seri olması.

* Neden seride gerçek karakterler değil de animasyon kullanıldı?

- İlk başta gerçek oyuncularla ilerlemeyi biz de düşündük. Ama Fox belli oyuncuların diziye olan ilgiyi dağıtacağını düşünüyordu. Seth de bu işi animasyonla çözmemiz gerektiğini söyledi ki çok iyi bir fikirdi bu. Cupid animasyon bir karakterle dama çıkıp ok atabildi rahatlıkla. Bunu gerçekle yapmak komik olurdu.

* Seslendirme kadrosunda önemli isimler var.

- Evet. Richard Gere, Kirsten Dunst, Patrick Stewart, Alfred Molina gibi önemli isimler “Cosmos”daki animasyon karakterlere ses verdi. Ayrıca “Matrix”, “Spiderman” gibi filmlerde çalışan önemli sinemacılar bu seriyi destekledi.

* “Cosmos”un hedef kitlesi nedir?

- Hedef kitlemiz bilimle ilgilenenler değil, bilmeyenler. Hatta nefret edenler! İlgilerini çekmek istiyoruz.

BU SERİYE AYNA KARŞISINDA HAZIRLANDIM


* İlk bölümü izlerken fark ettim, kamera karşısında iyi bir oyuncu kadar başarılısınız. Bunu nasıl başardınız?


- Ben bir profesörüm, o yüzden öğrenciler, kalabalıklar karşısında çok rahatım. Ama karşımda kimse yokken kameraya konuşmak gerçekten zorladı beni.

* Ayna karşısında çalıştınız mı?

- Hem de nasıl. Konuşma ve oyunculuk dersleri de aldım. Ama sonra anahtarı kendim keşfettim. Kamera karşısında okuyor gibi değil de cümleleri o anda kuruyor gibi yapmanız gerekiyor. İşte o zaman doğallığı yakalıyorsunuz.

* “Cosmos’dan önce “Nova Science Now” adlı bir şovun sunucusuydunuz. Orada hayvanlar üzerine çalışmalarınız oldu. Neler öğrendiniz o tecrübeden?

- Üzerinde çalıştığımız her hayvan bizi şaşırttı. Kurtların, köpeklerin ne kadar akıllı olduklarını gördük. Ama sadece onlar değil, “kuş beyinli” diye dalga geçtiğimiz kuşlar da çok akıllı. Sayı sayabiliyor, alet kullanabiliyorlar. Biz entelektüel olarak çok da farklı değiliz. Sadece öyle olduğumuzu düşünüp egomuzu şişiriyoruz.

* “Cosmos”da neyi yapmamaya çalıştınız?


- Bu kesin böyledir ya da şöyledir demekten, Tanrı gibi konuşmaktan kaçındık. Bilgileri sunup, insanların kendi bilim ve gerçeklerini yaratmasını amaçlıyoruz.

MÜMKÜN OLSA KADINLARI ANLAMAYI ÇOK İSTERDİM

* Bilimsel olarak mümkün olsa, en çok neyi anlamak isterdiniz?


- Ne kadar zorlarsam zorlayayım kendimi, kadınları anlayamıyorum ve anlamak istiyorum.

* Başka?

- İnsan beyninin evrendeki tüm soruları yanıtlayabilecek kapasitede olup olmadığını bilmek isterdim.

* Ve diğerleri?

- Hayatın buraya nasıl geldiğini öğrenmek isterdim. Karanlık madde ve enerjinin ne olduğunu da tabii...

* Bilimsel olarak birini sonsuza dek sevmeyi sağlayabilir misiniz?

- İnsan beynine belli stimülasyonları verirseniz, bir şeyi sürekli olarak sevmesini sağlayabilirsiniz gibi geliyor bana. Böylece mükemmel evlilikler sağlanabilir bile.

* Gökyüzü limittir derler. Sizce limit neresi?

- Hiçbir şeyde limit olduğunu sanmıyorum.

* Uzaylılar var mı sizce?

- Evet, var. Hatta bence onlar bizi buldular ama aptal olduğumuz düşündükleri için pek ilgilenmediler!

Haberin Devamı

ANN DRUYAN: UZAYLILARDAN İPUCU BEKLİYORUM

Haberin Devamı

* İlk “Cosmos”un ortaya çıkışından bahseder misiniz biraz? O zamanki şartlardan? Eşiniz Carl Sagan ile yaşadıklarınızdan?

- İlk “Cosmos” çekildiğinde 20’lerimdeydim. 35 yıl önce Carl ile “Cosmos”u yapmak üzere bir araya geldiğimizde tamamen yalnızdık. Çünkü daha önce böyle bir TV programı yapmamıştık. Bundan 34 yıl sonra ilkinden ilham alan ama yepyeni bir seri yaptık, hikayelerin hepsi yeni. Grafik hikayelerle anlatılmasının yanında hepsinin kahramanları ve draması var. Ve tabii ki akıl sınırlarımızı zorlayan bir teknoloji bu serinin ortaya çıkmasında önemli rol oynadı. Yine de teknoloji bir yere kadar, çünkü 1996’da kaybettiğim eşimin yokluğunu her anlamda hissediyorum.

* Bilimle ilgilenmenin ön koşulları var mı sizce?

- Carl Brooklyn’li işçi bir ailenin çocuğuydu, ben de Bronx’ta doğdum. Bilimin üst sınıflara ya da belli bir ulusa ait olmadığını kanıtlamaya çalıştık hep. 171 ülkede yayınlanacak “Cosmos”un da bu geleneği devam ettirmesini umuyorum.

* Yeni seride sürprizler olacak mı?

- Pek çok sürpriz olacak hem de... İlk bölümde izleyiciyi kozmik takvimle tanıştırmış ve bu takvimde geçmişe gitmiştik. Sonraki bölümlerde 14 milyar yıl sonrasına gideceğiz. Olası diğer evrenler hakkında konuşacak, çiy damlasının içinde 9 dakika süren bir yolculuk yapacağız.

* Bu arada merak ettim; siz de bilimin popülaritesini yitirdiğini düşünüyor musunuz?


- Evet, Amerika bilime karşı eskisinden çok daha düşmanca bir tavır içinde.

* Neden?

- Sosyolojik ve ekonomik faktörler bunda önemli rol oynuyor bence. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra bilim adamları neredeyse işsiz kaldı. Şimdilerde ise benim yaşımdaki insanlar bilimde son bir keşif için can atıyor. Bir de artık gençlerin gelecekle ilgili pek umutları yok. Totaliter ve çürümüş bir dünyanın onları beklediğini düşünüyorlar. Bu ürkütücü. Böyle bir dönemde küresel ısınma, evrim gibi konularda umut verecek bir televizyon serisi yapmayı özellikle istedim.

* “Cosmos”, bilimde bir umut ışığı mı olacak diyorsunuz?

- Öyle olmasını diliyorum. Yola çıkış noktalarımızdan biri de bu.

* Bir hakkınız olsa neyi bilmek isterdiniz?

- Her şeyin nasıl başladığını. Öncesinde ne olduğunu. Nasıl olduğunu...

Haberin Devamı

BU EVRENDE YALNIZ OLDUĞUMUZU SANMAM

* Neil, yeni Carl Sagan olabilir mi?

- Neden olmasın? Neil, izleyiciyle güçlü bağlar kurabilen bir astrofizikçi, bilim insanı ve sunucu. Onunla birlikte yürürken Carl’a zamanında söylenen şeylerin aynılarını duyuyorum. Ona “Bana evreni açtınız” diyorlar ki bu da bizim asıl amacımız.

* Neden Neil deGrasse Tyson?

- Neil, henüz öğrenciyken gelip Carl’ı bulmuş ve onunla tanıştıktan sonra aynı yoldan ilerlemeye başlamıştı. Onu biraz da aralarındaki organik ilişki nedeniyle seçtim. Diğer yandan bilinen bilim insanı tanımının aksine son derece sosyal, canayakın ve insanlarla iletişim kurmayı seven biri olmasından da etkilendim.

* Sizce en gerçekçi bilimkurgu filmi hangisi? “Contact”e katkılarınızı biliyorum zaten.


- “Contact”te gerçekçi olmaya çalıştık, o ayrı. Ama tüm zamanların en gerçekçi bilimkurgusu bence Stanley Kubrick’in “A Space Odyssey” filmi. Geleceği bu kadar gerçekçi gösteren bir başka film daha olmadı.

* Uzaylılar hakkında neler söyleyeceksiniz?

- Bu kadar geniş bir evrende tek başımıza olduğumuzu sanmıyorum. Şu anda karantinada yaşıyoruz. Daha çok şey bildiğimizde sınırların ötesine geçip onlara ulaşacağımızı düşünüyorum. Onların gerçekten var oldukları konusundaki ilk ipucunu bekliyorum.

* Buradan dışarı çıkabilsek, uzayda biz nasıl algılanırdık sizce?

- Biz orada da dikkatsiz ve şapşal olurduk sanırım!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!