Uyuşturucuya bulaşmadım

Güncelleme Tarihi:

Uyuşturucuya bulaşmadım
Oluşturulma Tarihi: Haziran 05, 1999 00:00

Haberin Devamı

Teröristbaşı Abdullah Öcalan, dünkü duruşmada PKK'nın uyuşturucu bağlantılarından kendisinin sorumlu olmadığını söyledi. Apo, ‘‘Benim bilgim dahilinde terör örgütünün uyuşturucuya bulaşması mümkün değildir. Başkaları yaptıysa onun sorumlusu ben değilim’’ dedi.

Abdullah Öcalan, dün sabah duruşma öncesi avukatlarıyla yarım saat süreyle görüştü. Önceki günkü duruşmaya kalacak yer bulamadıklarını gerekçe göstererek katılmayan Öcalan'ın avukatları ve yakınları, bu sorunun çözümlenmesinden sonra dünkü duruşmaya katıldılar. Saat 10.00'da başlayan durduşmada, müdahil avukatları esas hakkındaki iddialarını bildirmeyi sürdürdü. Daha sonra Öcalan'a yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle:

Savcı Talat Şalk: PKK ile İHD arasında ilişki var mı?

Öcalan: Bunun yanıtını daha önce verdim. Akın Birdal'la görüşmedim. Askerlerin bırakılması için kurulan heyette yer alıyordu. Ben oradaki temsilcilere bu tür görüşmelerin iyi olacağını söyledim. Arabuluculuk niteliğindedir.

Okyay: İHD'den maddi para yardımı aldınız mı?

Öcalan: Para gönderilmedi, maddi manevi bir destek olmadı. Benim bir talimatım da yok.

Okyay: İHD yayınları konusunda bilgi verir misin?

Öcalan: Kendi yayınları vardı. Bizdeki bilgiler de gönderiliyordu. Bu bilgileri biz ulaştırıyorduk.

HOLLANDA'DA VİLLALAR

Savcı Şalk: Hollanda ve Belçika'daki eğitim kamplarının sorumluları kimlerdir?

Öcalan: Hollanda'nın eski kırsal alanında villalar vardı. Oralar kiralanıyordu. Onlar temas kuruyordu.

Okyay: Kimler temas kuruyordu?

Öcalan: Legal oluşumlar aracılığıyla dernekler vasıtasıyla. Dernekler buraları bulmamızda yardımcı oluyorlardı. Buralarda siyasi eğitim veriliyordu.

Okyay: Hollanda makamları bunu biliyor muydu?

Öcalan: Avrupa'da siyasi eğitim yasak değildir, Hollanda makamları ses çıkarmaz.

Okyay: Hollanda yetkilileriyle görüştünüz mü?

Öcalan: Bir-iki Hollandalı gazeteci ile görüştüm, röportaj yaptım.

Okyay: Ya Belçika?

Öcalan: Gerek Hollanda, gerek Belçika'da çok güçlü temsilciliklerimiz vardı. Bu temsilciliklerimiz, ERNK adıyla çalışıyordu. Zaten ERNK'nın birçok ülkede temsilcilikleri var.

Okyay: Bunun PKK'nın yan kuruluşu olduğunu biliyorlar mıydı?

Öcalan: Biliyorlardı.

Başsavcı Volkan: Buradaki faaliyetlerle ilgili rapor geliyor muydu?

Öcalan: Bize Kani Yılmaz ve 'Şahin' kod telefonla bilgi veriyorlardı. Son 6 aydır bilmiyorum.

DERNEKLERLE İLİŞKİLER

Okyay: Türkiye'deki derneklerle ilişkiniz var mıydı? İsimlerini çok samimi olarak açıklamanı istiyorum?

Öcalan: HADEP ile İHD'yi söyledim. Bazı Kürt kuruluşları vardı. Roja Welat isimli Kürt gazetesi vardı. Bir de Mezopotamya Kültür Derneği var. Bunlar yasaldır. Kürt kuruluşları olarak biliyorum. Yasadışılıkları yok.

Okyay: Bunlarla görüşüyor muydun?

Öcalan: Avrupa üzerinde temsilciler görüşmüş olabilir.

Okyay: Hollanda ve Belçika yetkilileri ile görüştünüz mü?

Öcalan: Hollanda ve Belçika yöneticileri ile görüşmem, temasım, devlet adına bir görüşmem olmadı. Almanya ve İtalya yetkilileri ile görüşmüştüm. Ondan sonra 5-6 yıl önce bir İspanyol yetkilisi ile parlamenter düzeyinde görüştüm.

İNGİLİZ LORD'LA GÖRÜŞME

Okyay: İngiliz Lordlar Kamarası'ndan Lord Avebury ile bir görüşmen oldu mu?

Öcalan: Ağustos 1998'de iki-üç kez görüşmüş olabilirim.

Okyay: Bu kişi İngiliz gazetelerinde yazı yazıyormuş, ne konuştun?

Öcalan: 1996'dan itibaren süreç var. 98 Eylül'ünde ateşkes düşüncemiz var, siz ne düşünüyorsunuz dedim. Ne evet, ne hayır yanıtını aldım. İngiltere'nin klasik politikası var. ‘Sizi devlet olarak destekleyemeyiz. Sadece dostuz' dedi. Ateşkese, 'iyi olur' dedi. İngiltere'nin bize sıcak bakmadığını söyledi.

Okyay: Yazılar için sizden 40 bin Sterlin almış, biliyor musun?

Öcalan: Bu konuyu bilmiyorum. Avrupa'daki örgüt sorumlularının böyle bir politikalarının olup olmadığını da bilmiyorum. Lord çok zengin. Kendilerinin bize vermesi lazım, bizim almamız gerekir. Ayrıca İtalya'dayken ismini hatırlamadığım başka bir lord ile de görüştüm. Lordların siyasi ağırlığı yok.

Okyay: Bu görüşmelerinde, 'İnsanları niye öldürüyorsunuz, bu çocukları niye öldürüyorsunuz' diye soran olmadı mı?

Öcalan: O konuları tartışmaya getirmediler. Konuşmalarımız siyasiydi.

UYUŞTURUCU BAĞLANTISI

Müdahil avukatı: PKK'nın bu uyuşturucu meselesi çok önemli. Suriyeli Hasan Keyfo, PKK ile uyuşturucu konusunda işbirliği yaptı mı?

Öcalan: Böyle bir ismi hatırlıyorum, tanıştım. İlk kez Suriye'ye gittiğimde ilişki kurmuştum, beni evine davet etti. 1982 yılıydı. Zengin birine benziyordu, köyleri vardı. Uyuşturucudan zenginleşmiş diye duydum. Daha sonra 90'lı yıllara doğru öldüğünü duydum. Benim bilgim dahilinde terör örgütünün uyuşturucuya bulaşması mümkün değildir. Başkaları yaptıysa onun sorumlusu ben değilim.

Bir gün aradan sonra

Abdullah Öcalan'ın avukatlarıyla 4 yakını, bir gün aradan sonra dün İmralı'ya giderek duruşmayı izledi. Bursa'da kaldıkları otelde baskı ve tehdit altında olduklarını söyleyerek çarşamba günü İstanbul'a dönen avukatlarla Öcalan'ın yakınları, kendilerine kalmaları için Gemlik'teki Sümer Holdinrg Misafirhanesi tahsis edilince, duruşmaya katılma kararı aldılar. Bu sabah saat 05.20'de, otomobillerle Gemlik'e gelen avukatlar ve Öcalan'ın yakınları önce Jandarma Komutalığı'na gitti. İstanbul'dan polis koruması altında gelen Öcalan'ın ablası Havva Keser, kardeşi Mehmet Öcalan, yeğenleri Fatma ve Ayney Öcalan, didik didik arandı. İşlemler yapıldıktan sonra 4 kilometre uzaklıktaki Gemport İskelesi'ne hareket eden gruba, kar başlığı takan tim yakın koruma sağladı. Grup, saat 06.30'da iskelede kendilerini bekleyen 'Gazi' yatıyla İmralı'ya hareket etti.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!