Üsküdar'ın DSP’li müftüsü

Güncelleme Tarihi:

Üsküdarın DSP’li müftüsü
Oluşturulma Tarihi: Mart 10, 1999 00:00

Haberin Devamı

DSP Üsküdar Belediye Başkan Adayı İhsan Özkes'le Koşuyolu'ndaki Öğretmen Huzur Evi'ne yaptığı ziyaret sırasında karşılaştık. Üsküdar'da 1992'den 11 Ocak 1999'a kadar müftülük yapan Özkes'le buluştuğumuz ana kadar ne yüzyüze gelmiş ne de bir fotoğrafını görmüştük. Üsküdar'da müftülük yapmış, imam-hatip ve İlahiyat kökenli bu insanın şöyle 60-65 yaşında, ak saçlı bir din adamı olabileceğini düşünmüştük. Oysa karşılaştığımız insan 1957 doğumluydu ve 'Ecevit Mavisi' gömleğinin üstündeki takım elbise jilet gibi ütülenmişti. Muntazam taranmış kuzguni siyah saçları ve keskin bakışlarıyla dikkat çekİyordu.

Çorum doğumlu Özkes'in yaşamının büyük bir bölümü İstanbul'da geçmiş. İmam-hatipten sonra Bağlarbaşı İlahiyat Fakültesi'ni birincilikle bitirmiş. Mısır'da iki yıl ihtisas eğitimi gören Özkes hadis dalında lisansüstü eğitim yapmış. İstanbul Merkez Vaizi olarak kariyerini sürdüren genç aday, Üsküdar Müftüsü olduğu sırada DSP'den aldığı teklifi değerlendirerek iki ay önce siyasete atılmış.

İhsan Bey, çeşitli partilerden adaylık teklifi aldığını ama reddettiğini söyledi. Peki DSP'yi niye tercih etmişti?

‘‘Allah korusun, başka bir partide olsaydım bu kadar rahat olamazdım. Çünkü herkes biliyor ki, Ecevit dürüstlüğün ve temizliğin sembolüdür. Siyasetin bunca kirlendiği ve parlamentonun itibarını yitirdiği bu dönemde DSP, 61 milletvekiliyle Türkiye'yi mükemmel bir şekilde yönetiyor. Çünkü DSP'nin az sayıdaki siyasi kadrosunun elleri pak ve yürekleri tertemiz.’’

Niye aday oldu?

İhsan Bey, başından siyasete karar kılmasını etkileyen bir dizi olay geçtiğini söyleyerek birini anlattı:

‘‘Üsküdar çarşısı içindeki berberime gittim. Beni görünce berberdekiler gülüşmeye başladı. Ne oldu, diye sordum. Din ve imanla pek ilişkisi olmayan vatandaşlarımızdan biri, saçı sakalı dağınık bir şekilde bir gün bu berbere gelmiş ve kızgın bir şekilde 'Bana derhal bir sakal çevir' demiş. Berber, nizami bir sakal çevirmiş vatandaşa ve yolcu etmiş. İki hafta sonra aynı kişi gelerek, mutlu bir ifadeyle suratını eski haline çevirmesini istemiş berberden ve anlatmaya başlamış. Meğerse adamın Üsküdar Belediyesi'ne bir işi düşmüş. Fazilet çevresinden kimseyi tanımadığı için işi halledilmemiş. Bu durumda iş başa düşmüş ve adamcağız tebdili kıyafet yaparak işini gördürmüş. Böyle bir zihniyete karşı ne söylenebilir? Vatandaşlar arasında sakalı olan ya da olmayan, benim partime mensup olan ya da olmayanlar diye ayırım yapmak, ne dine, ne imana ve ne de vicdana sığar. İşte ben buna isyan ettiğim için, adalet ve eşitliği yeniden tesis etmek için bu göreve talip oldum. Üsküdar'da herkes bilir ki İhsan Özkes, Türk, Kürt, Laz, Alevi, Sünni, eşittir. Ben müftülük yaparken Hıristiyan vatandaşlarımızın bayram ve yortularında kiliselerini ziyaret ettim. Alevi vatandaşlarımızın Muharrem orucunu kutlamak için cemevlerine gittim.’’

İhsan Bey, eski belediye döneminde de iyi işler yapıldığını ama çok eksiklikler olduğunu, Ramazan çadırlarının istismar edildiğini, kültüre önem verilmediğini, kadın, çocuk ve özürlüler için yatırım yapılmadığını söylüyor. ‘‘Belediyede adamınız varsa ve tabii FP'li iseniz, ölüleriniz en güzel yerlere defnedilebilir. Mezarlıklar bile ANAP'lı, FP'li, CHP ve DSP'li diye bölündü.’’

İhsan Özkes konuşmanın bu yerinde sol yakasındaki DSP rozetini göstererek, ‘‘Bir başkan seçilene kadar bir partiye mensuptur’’diyor. ‘‘Göreve geldiği andan itibaren herkese eşit ve adil davranmalı.’’

Heykel müzesi

500 bin nüfuslu Üsküdar'da, sadece 250 kişilik bir kültür merkezinin olmasından utandığını söyleyen Özkes, göreve geldiğinde kültür merkezlerinin sayısını artıracağını söyledi. Sohbet ettiğimiz yerde ailesiyle birlikte çay içen heykel sanatçısı Suna Meriç, söze girerek, ‘‘Sayın başkan adayı acaba heykel sanatı hakkında ne düşünüyorsunuz?’’ diye bir soru yöneltti. Özkes, hiç tereddüt etmeden yanıtladı: ‘‘Doğancılar Parkı'nı bir heykel müzesine çevirmek istiyorum. Buraya, Üsküdar'ın yetiştirdiği ve ülkeye ve dünyaya malolmuş sanat, bilim ve kültür insanlarının heykel ve rölyeflerini dikmeyi tasarlıyorum.’’

İhsan Bey'in beş çocuğundan en büyüğü Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde, en küçüğü de orta okulda okuyor. Üsküdar'da yaşayan tüm çocuk ve yetişkinlere bilgisayarlı çağdaş eğitimin kapılarını açmak için elinden geleni yapacağını söylüyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!