'Umut Nöbeti' sekizinci gününde

Bugünün ilk nöbetçisi Gazeteci Pelin Batu oldu. Silivri Cezaevi önüne saat 09.00'da gelen Pelin Batu, bir sandalye üzerinde oturarak nöbete başladı. Beraberinde getirdiği kitabı okuyarak nöbete başlayan Batu, Türkiye'nin basın ve ifade özgürlüğü konusunda Afganistan ve İran liginde oynadığını söyledi.

"TÜRKİYE, İRAN VE RUSYA'YI GEÇMİŞ VAZİYETTE"

Silivri Cezaevi önünde gazetecilere konuşan Pelin Batu,  “Bugün Can Dündar ve Erdem Gül'ün 15'inci günü. Ama içeride  o kadar çok gazeteci var ki Türkiye İran ve Rusya'yı geçmiş vaziyette. Basın ve ifade özgürlüğü konusunda Afganistan ve İran liginde oynuyoruz artık. Bu ülkemiz için büyük bir utanç kaynağı. Bugün nöbetin 8'inci günü ve Dünya İnsan Hakları Günü, benim nöbetim böyle bir güne denk geldi. Benim için çok manidar oldu" şeklinde konuştu.

"HEPİMİZİN UTANMASI GEREKEN BİR ŞEY"

Bazı gazetecilerin yıllardır cezaevlerinde yattığını anlatan Batu, “Can ve Erdem benim çok iyi arkadaşlarım. Kaç yıl onlarla Cumhuriyet'te birlikte çalışıyorduk. Çok saygı duyduğum insanlar ama içerideki gazeteciler saymakla bitmez. Kimileri yıllardır içeride. Türkiye'nin geneline baktığımızda Kürt gazeteciler var. İsimlerini bile bilmediğimiz insanların sesini bile duyamaz olduk. O yüzden bu hepimizin ayıbı. Hepimizin utanması gereken bir şey" diye konuştu. 

İKİNCİ NÖBETİ BÜLENT MUMAY TUTTU

’Umut Nöbeti’ni Pelin Batu’dan gazeteci Bülent Mumay devraldı.

İnsan Hakları İzleme ve Değerlendirme Merkezi (İHİDEM) üyesi bir grup avukat da 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle Silivri Cezaevi önünde açıklama yaptı.

Bülent Mumay, Silivri Cezaevi önündeki nöbeti saat 12.00’da Pelin Batu’dan devraldı. Türkiye’de gazetecilik yapmanın her zaman zor olduğunu ifade eden Mumay, "Bu ülke olağanüstü hal dönemlerini, darbe dönemlerini gördü. Bu ülkede insanlar haber yaptıkları için öldürüldüler. İşkence gördüler, bir çok mağduriyet yaşadılar. Fakat tam bu dönemlerin kapandığını varsaydığımız bu dönemlerde, tam da bambaşka bir ülkeye dönüştüğümüzü düşündüğümüz bu dönemlerde sadece haber yaptığı için, mesleğinin gereğini yerine getirdiği için gazetecilerin tutuklanması, bu ülkeyle ilgili umutlarımızı ne yazık ki toprağa gömüyor. Gelecekle ilgili, demokrasinin ilerlemesiyle ilgili ne yazık ki umutlarımızı ortadan kaldırıyor" diye konuştu.

TÜRKİYE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNDE 149’UNCU...

İnsan Hakları İzleme ve Değerlendirme Merkezi (İHİDEM) üyesi bir grup avukat da 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle Silivri Cezaevi önünde açıklama yaptı. İHİDEM İstanbul Temsilcisi Avukat Murat İncekara, "Bugün Türkiye, dünya basın özgürlüğü endeksinde 180 ülke arasında 149. sırada bulunuyor" dedi.

Avukat Murat İncekara yaptığı açıklamada,"Bugün Türkiye, dünya basın özgürlüğü endeksinde 180 ülke arasında 149. sırada bulunuyor. Gazeteciler tutuklanıyor, gazetecilere akreditasyon uygulanıyor, gazeteler polis tarafından basılıyor. Kayyım eliyle muhalif gazete ve televizyonlara el konuluyor" dedi.

"TÜRKİYE’DE ŞEHİRLERDE BOMBALAR PATLIYOR, FAİLLERİ BULUNAMIYOR"

İncekara, "Bugün Türkiye’de şehirlerde bombalar patlıyor, onlarca insanımız katlediliyor, failleri bulunamıyor. Sokak ortasında polisin gözü önünde insanlar katlediliyor, üzerinden günler geçmesine rağmen failler yakalanamıyor. Bugün Türkiye’nin farklı şehirlerinde sokağa çıkma yasakları ilan ediliyor. İnsanlar kapılarının önünde keskin nişancılar tarafından katlediliyor. halkın ekmek almasına, tedavi olmasına ve zaruri ihtiyaçları karşılamasına bile izin verilmiyor" ifadesini kullandı.

"HALKIN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU YARGIYA GÜVENMİYOR"

İncekara, "Aylardır tutuklu olan insanlar ile ilgili iddianame hazırlanmadığı için tutukluluk cezaya dönüşüyor. Hakimler ve savcılar görevlerini yaptıkları için sürgün ediliyor. Meslekten ihraç ediliyorlar. Halkın büyük çoğunluğu yargıya güvenmiyor. Bugün Türkiye’de mülkiyet hakkı yok sayılıyor. 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde Türkiye’nin hak ihlalleri alanında rekor kırıldığını tarihe not düşüyoruz" açıklamasında bulundu.