Uçurtmalarını uçursunlar

Güncelleme Tarihi:

Uçurtmalarını uçursunlar
Oluşturulma Tarihi: Nisan 07, 2002 00:00

DEBORAH Mathis Amerikalı bir yazar.Onu geçenlerde Forum İstanbul'un ilk günü öğle yemeği sırasında konuşmacı olarak dinledik.Afrikalı-Amerikalı Mathis, kendi ülkesindeki adaletsizliklerden, siyah-beyaz uçurumundan ve siyahların öfkesinden söz etti.‘‘Herkese eşit şans tanınmaz ise bu öfkeyi doğurur. Öfke şiddete yolaçar. Türk, Afganistanlı, Amerikalı farketmez, bu insanın doğasıdır’’ dedi.Ve ekledi: ‘‘Yatıştırılamayan öfke tehlikelidir.’’İsrail'in barış hareketlerinden Guş Şalom'un başkanı Uri Avnery, Herald Tribune'deki ‘‘Filistin Öfkesi’’ yazısında benzer şeyler söylüyor. ‘‘Öfkesi fokurdayan insan tehlikeli olur. Çünkü öfke talimatlara boyun eğmez. Milyonlarca insanın yüreğindeki öfke bir düğmeye basılarak durdurulamaz. Öfke taştığında ise canlı bomba karşınızdadır.’’Avnery, kardeşi öldürülen, evi başına yıkılan, çocukları önünde aşağılanan insanın nefretle dolup herşeyi yapabileceğini söylüyor.İsrailliler’in ise bu öfkeyi, aşağılanmayı bilmediklerini, anlamadıklarını da ilave ediyor. Çünkü İsrail basını Filistin şehirlerinde, köylerinde olup bitenleri ya hiç yazmıyor, ya da sulandırarark yazıyormuş.Haaretz Gazetesi de tam bu noktaya parmak basıyor. İsrail medyasının son günlerde en karanlık dönemini yaşadığını iddia ediyor. Haberler ya ordu kaynaklarındanmış, ya sansürlüymüş..İsrailli gazetecilerin duyduklarını araştırma şansları yok.Şaron ile demokrasinin geldiği durum bu.Arşivimi karıştırırken, tam bir yıl önce iktidara geldiğinde onunla ilgili yazdığım yazıyı okuyorum. Yazı şöyle bitiyor:‘‘Üniformasıyla korku salan, politikada ise sadece çıkışlarıyla bilinen bu adam şimdi nasıl barış getirecek merak ediyorum.’’Hep birlikte gördük barış yerine nasıl savaşın geldiğini.İsrail basını ancak şimdi onun liderlik yeteneklerini sorguluyor, vizyonsuzluğunu tartışıyor. Üç gün önce İsrail halkına yönelik konuşması öylesine havada kalmış ki, dinleyenler konuşmanın teknik bir arıza nedeniyle yarıda kesildiğini sanmış. Haaretz, ‘‘Şaron iddia ettiği gibi gibi lider ise yarım kaldığı izlenimini veren konuşmasını tamamlar, Filistinliler’in bağımsızlık özlemlerinin, intihar saldırılarının şiddetle sona eremeyeceğini kabullenir, teröre ancak yeni kurulacak bir Filistin Devleti'nin son verebileceğini söylerdi. Konuşması savaşa giden bir orduya brifing gibiydi. Kimbilir, belki liderimizin tek bildiği şey de bu’’74'lük Şaron ile barış olmayacağı ortada.Peki ya Arafat?İsrailli tarihçi Tom Segev soruyu şöyle yanıtlıyor: ‘‘Şaron da, Arafat da geçmişlerine takılıp kalmış. Onlar çatışmanın sembolleri, barışın değil.’’ Bu gerçeğin anlaşılması için her iki taraftan onca gencin ölmesi mi gerekirdi? Beyler artık şapkanızı alın gidin, çocuklar uçurtmalarını uçurtsunlar.Filin KarnıHAFTANIN nadir güneşli günlerinden birinde Taksim'deki Fransız Konsolosluğuna uğradım. Bahçesinde dev bir fil vardı... Filin karnında ise çocuklar. İki metrelik sevimli fili yapanlar Beyoğlu Çocuk ve Gençlik Merkezi bünyesindeki sokak çocukları. 2002 yılının, Fransız yazar Victor Hugo'nun iki yüzüncü doğum günü olması nedeniyle, Fransız Kültür Merkezi çocuklarla bir çalışma yapmayı önermiş. İki sanatçı, Şinasi Güneş ve Christiane Chaponniere ile birlikte çalışan 15 kadar çocuk, bir yanda resim yaparken, diğer yanda fili inşa etmişler. Fil neyi temsil ediyor diye soracak olursanız...Victor Hugo'nun ünlü romanı Sefiller'in kahramanlarından Gavroş'un geceleri Bastille Meydanı'nda içine girdiği fil maketini temsil ediyor.Paris'te artık Gavroş yok. Beyoğlu'nda mendil satan çocuklar var.Fil aynı fil.Truva sergisi geliyorMÜJDEYİ Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürü Alpay Pasinli verdi.Almanya'da 10 ay zarfında 10 milyon kişinin gezdiği ‘‘Düş ve Gerçek Truva’’ Sergisi önümüzdeki aylarda Türkiye'ye geliyor.Birkaç ay önce ‘‘Truva'yı bize de bekleriz’’ yazısını yazdığımda Pasinli'yi aramış ve serginin buraya geylip gelmeyeceğini sormuştum. Pasinli o dönemde, maddi olanakların elvermediğini ancak sponsor bulunduğu takdirde bunun gerçekleşebileceğini söylemişti.Şimdi bu muhteşem sergiyi, Yapı Kredi ve Kültür Bakanlığı'nın ortak çalışmasıyla izlemek mümkün olacak.Pasinli'nin verdiği bilgiye göre, Truva Sergisi büyük bir olasılıkla Yapı Kredi'nin Vedat Nedim Tör Müzesi'nde olacak.İkinci güzel haber ise sergiye İtalyanların da talip olmaları.İtalyan Memmo Vakfı, Kültür Bakanlığı'na yaptığı başvuruda, Truva Sergisi'ni Roma'ya istemiş. Yani Truva Sergisi, İstanbul'dan sonra Roma yolcusu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!