Üç ay neşter tutamayacak

Güncelleme Tarihi:

Üç ay neşter tutamayacak
Oluşturulma Tarihi: Aralık 08, 1997 00:00

Haberin Devamı

Hasta yakını doktor dövünce...

25 Kasım akşamı, alkollü araç kullanmak, iki kişinin ölümü, bir kişinin de ağır yaralanmasıyla sonuçlanıyor. Kaza geçirenleri arkadaşları, Haydarpaşa Numune Hastanesi'ne getiriyor. 18-25 yaşları arasındaki bu arkadaş grubunun içinde, daha sonra öğreniyoruz ki Özel Harekat Dairesi'nin eski Başkan Vekili meşhur İbrahim Şahin'in oğlu ve yakın arkadaşı Bektaş Yıldız da bulunuyor. Acil Servis'e yeni gelen bu ölüm ve yaralanma olayını görüntülemek isteyen Milliyet Gazetesi muhabiri Süleyman Özışık'a grup çok sinirleniyor ve saldırıyor. Özışık'ın burnu kırılıyor. Bütün bu olanlardan habersiz, Acil Cerrahi nöbetçisi Dr. Cengiz Kaya ve arkadaşları, acil bir ameliyatın son hazırlıklarını yapıyorlar. Ameliyathane önünde, aynı trafik kazasında yaralanan ve beyin cerrahisinde tedavi altına alınan hastanın arkadaşı Bektaş Yıldız, bu kez Dr. Kaya'ya öfkeyle yaklaşıyor ve ‘‘Hastalarımızla ilgilenmiyorsunuz’’ diyerek sille tokat girişiyor. Sonuç: Dr. Kaya'nın sağ eli kırılıyor, kırılan gözlük camı sol gözüne batıyor ve kör olma tehlikesi atlatıyor. Genel Cerrah olan Kaya, en az üç ay boyunca ameliyatlara giremeyecek. Saldırgan Yıldız, mahkemece salıverildi.

Dr. Cengiz Kaya, yedi yıllık doktor. Artvin'de iki yıl zorunlu hizmet yapmış. Acil servislerde hasta yakınlarının saldırısına uğrayan ne ilk ne de son sağlık görevlisi. Kaya'yla en çok Taksim İlk Yardım, Çapa, Cerrahpaşa, Haydarpaşa Numune ve Kartal Devlet Hastaneleri'nin acil servislerinde karşılaşılan bu saldırıların nedenini ve olmaması için yapılması gerekenleri konuştuk.

Saldırgan Bektaş Yıldız ne diyor?

Trafik kazasında iki arkadaşım öldü. Biri komada. Komadaki arkadaşımın ağzına hortum taktılar. Hortum çıktı ve ağzından köpükler çıkmaya başladı. Orada gördüğüm doktordan yardım istedim, ‘‘Ben bu servisin doktoru değilim’’ dedi ve beni kovdu. Ben de sinirlendim ve vurdum. Sonra beş doktor gelip bana vurdu. Hastane polisine sığındım.

Bektaş'ın annesi Şükriye Hanım ne diyor?

Bektaş 18 yaşında ve çok asabi. Boşta geziyor. Doktora hiç vurulur mu? Kutsal görev yapıyorlar. Ertesi gün gelip ‘‘Doktor dövdüm’’ dediğinde inanamadım. Çok kızdım. Ailemizde üç doktor var. Bektaş'ın saldırganlığında televizyon programlarının ve arkadaşlarının kötü etkisi var. Sıcağı Sıcağına ve İtilmiş'i örnek alıyor. Kavga ve şiddet gösteren programları kaldırsınlar. Sevgi ve neşe aşılayan şeyleri koysunlar. Bektaş bizi çok üzüyor. Bir de İbrahim Şahin'in oğluyla arkadaşlık etmesine babası çok kızdı. Onunla bir daha arkadaşlık yapmayacağına söz verdi.

Saldırı nasıl oldu?

- Neden böyle söylediğini sorduk. Hızır Acil'in otomatik kapısını açıp dışarı çıkarmak istedim. Asansörlerin önü çok karanlıktı. Bırakıp geri döndüm, ameliyata gireceğim. Bir anda gözümde camın kırıldığını, kanadığını farkettim. Adamın kaçtığını gördüm. Nöbetçi cerrahi şefine haber verdim. Ameliyata alındım. Dikiş atıldı gözüme.

Ameliyat edeceğiniz hasta ne oldu?

- Ameliyat ertelendi. Çünkü ben tomografiye gittim, gözüm ameliyat edildi, elim alçıya alındı.

Bu halde neşter tutamayacaksınız bir süre.

- Üç ay. Ben genel cerrahım. Mesleğini eliyle yapan, paramı bununla kazanan insanım. Bakmakla yükümlü olduğum ailem var.

GÜVENLİK YETERSİZ

Sağlık personeline saldıranların sosyal ve ekonomik konumları nasıl?

- Ekonomik ve eğitim durumları düşük olanlar. Hastama bakmayacak, beni tersleyecek, rüşvet isteyecek önyargısıyla geliyor. Bir de kriminal tipler var. Bağırıp çağırarak işini halledebileceğini sanan, bir yerlerden güç alan kesim de var. Saldırı daha çok bunlardan geliyor. Canla başla çalışıyoruz. Devletin verdiği bu maaşla üstelik.

Tecrübelerinizle gelen kişinin belalı olduğunu anlıyorsunuzdur?

- Tahmin ediyoruz. Giyiminden, konuşmalarından anlıyoruz. Devamlı alttan alıyoruz. Üç ay sonra yine başıma gelebilir benzer saldırı.

Uykusuzluk, fedakarlık, az ücret ve maruz kaldığınız şiddete karşılık dilediğiniz hizmeti sunabiliyor musunuz?

- Hizmetten geri kalmıyoruz. Hastanemiz yeterli imkanlara sahip. Genel cerrahi açısından baktığımda, üniversite hastanesi ayarında hizmet veriyoruz.

Acil servis için de geçerli mi bunlar?

- Gece acillerinde bizi sıkıntıya düşüren, ultrason, MR ve tomografi çektirme problemi. Hastayı dışarıya göndermek gerekiyor.

Hasta yakınlarının saldırısını hak edecek durumda mı değil mi?

- Kesinlikle değil. Ama bilgisayar tomografisi için hastayı dışarı göndermemiz gerekiyor. Eğer bir ilaç hastanenin eczane deposunda yoksa dışarıdan almak zorunda. Bu da tansiyonu artırıyor doğal olarak.

Acil serviste hasta yakını olmanın, psikolojisi nasıldır?

- Hastasının başında oturmamızı istiyorlar. Başka hastalar olduğunu görmek istemiyorlar.

Benzer şiddet olaylarına maruz kaldınız mı ya da tanık oldunuz mu?

- Çok oldu. Bir defa değil ki. Daha önce de çok sayıda sözlü hareketlere maruz kaldık.

Ne yapıyorsunuz o zaman?

- Kendimizi korumaya çalışıyoruz. Zaten yeterince güvenlik sistemi yok hastanede. Polis de aciz kalıyor. Yalnız bana olmadı ki. Birçok arkadaşım yaralandı. Böbreğinden, bacağından bıçaklanan arkadaşlarım oldu. Allahtan ki hastanede oluyor. Başka yerde olsa, kan kaybından ölürlerdi.

Nasıl çözümlenebilir, sağlık personelinin karşılaştığı bu sorun?

- Önce hastane yönetiminin, acil servise sadece acil hastaların girmesini sağlaması gerekiyor. Buradaki acil servis, saat 16.00'dan sonra ve cumartesi-pazar günleri ana giriş kapısı oluyor. Bir acil hastanın yanında 15-20 kişi geliyor. Kontrol edilemiyor. Hastaya da bu yüzden gereken ilgiyi gösteremiyoruz.

Neden böyle kalabalık geliyorlar?

- Hastam sahipsiz değil imajı için. İnsanlar sahip çıkmak, hep beraber bir şeyler yapmak istiyorlar. Bu da hastanın yararına değil, zararına oluyor.

İşin içine saldırı girdiğinde kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

- Yaralarım, kırıklarım onarılacak. Ama ruhi yapımda moral bozukluğu oluyor. Böyle insanlara hizmet vermeye değer mi diye düşünüyor insan.

KİM ACİL BİZ BİLİRİZ

Hasta şifa dileyip gelmiş. Yakının bencilliğinden kaynaklanmıyor mu olanlar?

- Çocuğun kolu kırılmış bağırıp ağlıyor. Diğer yanda adam trafik kazası geçirmiş. Belki dalağı patlamış, ölme tehlikesi var. Bunun daha acil olduğunu çocuğun babası anlamıyor. Hangi hastanın daha acil olduğuna bizim karar verdiğimizi anlamak istemiyorlar.

Çalışma koşullarınız hangi koşullarla düzelir?

- Devletten çok şey beklenebilir. Ama öncelikle hastanede güvenlik sistemi kurulmalı. Acil kapısı ayrılmalı. Sadece acil hastaların geldiği ayrı acil servis binası olmalı. Tüm kamu hastaneleri gibi hasta yükü çok fazla. Acil servise, gecede 300-400 hasta, bin kadar da yakını geliyor. Bu sayı özel hastanelerde 30 bile değil. Bunca hastayı karşılayan personel sayısı, özel hastanedekinin ancak yarısı. Böyle olunca hastayı taşıma, ilaç alımı, tuvalete ve röntgene götürme işini hasta yakınlarına devretmek zorunda kalıyoruz.

Saldırganlaştırmada sağlık personeli yetersizliğinin payı büyük.

- Bakan da 45 bin açığım var diyor. Ama doktordan çok, bizim yardımcı personel sıkıntımız var. Bu insanları bir tür hastabakıcı olarak kullanmak zorunda kalıyoruz. Kalabalık gelmesinin avantajını görüyor. Asansör çalışmadığında sedyeyi kaldırıp merdivenden çıkarıyorlar. Bizim hastaneye kimsesiz hasta da çok gelir. O zaman biz yapıyoruz bu işleri.

Hastanenin sağlık personeli, baret takarak saldırıyı kınadı. Başka neler yapılacak?

- Bana yapılan bu haksızlığın hukuki olarak cezasız kalmamasını istiyorum. Doktora vurdum, bir şey olmadı diye dolaşmamalı. Haddi hukuki yönden bildirilirse tedbir alınmış olur. Halk, doktorun eziyet çektiğini görmeli.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!