Türküden senfoniye Livaneli

Londra Senfoni Orkestrası'nın şefi, besteci ve aranjör Francis Shaw, New Age Rhapsody'nin tüm dünya gibi Türkiye'de de beğenileceğini umuyor. Shaw, ‘‘Ümit ederim ki çabalarım Zülfü Livaneli ve onun müziğini adalet ve uygarlığın sesi olarak gören Türk halkı tarafından beğeniyle karşılanır’’ diyor.

Müziğimizin büyük ustalarından Zülfü Livaneli'nin, Türkiye'nin ses hafızasında önemli bir yeri olan melodileri şimdi de dünya ile buluşuyor. Livaneli'nin New Age Rhapsody adlı senfonik eserinin Londra Senfoni Orkestrası tarafından yorumlandığı albüm yakında tüm dünyada piyasaya sunulacak. UNESCO'nun katkılarıyla hazırlanan New Age Rhapsody'nin dünya dağıtımını UNESCO, Türkiye dağıtımını ise İda Müzik yapıyor. Albüm, Londra Senfoni Orkestrası Livaneli'yi Yorumluyor adıyla mart ayında müzikseverlerle buluşacak.

Dünyaca ünlü Atlantic Record'un başkan yardımcısı Arif Mardin'in ‘‘Büyüleyici melodiler, gönül çelen duygular’’ diye nitelendirdiği New Age Rhapsody'nin kaydı, Beatles grubunun da kullandığı Londra'daki ünlü Abbey Road Stüdyoları'nda yapıldı. Zülfü Livaneli, bu albümü için ‘‘müzik yaşamımın dönüm noktası’’ diyor. Beste aşaması aylar sürmüş New Age Rhapsody'nin. Kayıtlar ise iki günde tamamlanmış. UNESCO'nun projesi olan bu albüm Livaneli için de ilginç bir deneyim olmuş. ‘‘Benim için çok hoş bir çalışma oldu bu’’ diyor Livaneli. ‘‘Londra Senfoni son derece profesyonel bir orkestra. Hem orkestrayla hem de şef Frances Shaw'la çalışmak benim için büyük bir keyifti.’’

New Age Rhapsody, 11 bölümlük bir eser. Eserde, Livaneli'nin Özgürlük, Yiğidim Aslanım gibi unutulmaz şarkılarının temalarına da yer yer rastlanıyor. Sanatçı senfonik çalışmalarına bundan sonra da devam etmek istediğini sözlerine ekliyor.

Livaneli'yi en çok heyecanlandıran ise New Age Rhapsody'yi dinleyenlerin gösterdiği olumlu tepkiler olmuş. ‘‘İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın yöneticisi Melih Fereli dinlemiş bu çalışmayı. Bana, albümü dinlerken ağladığını söyledi. Benzer tepkileri albümü dinleyen başka insanlardan da aldım. Bu çok heyecan verici bir şey.’’

Köklü bir orkestra

Albümde Livaneli'nin eserlerini seslendiren Londra Senfoni Orkestrası'nı şef Francis Shaw yönetiyor. Geçmişi 1904 yılına kadar uzanan Londra Senfoni Orkestrası, İngiltere'nin en eski ve bağımsız orkestrası olma özelliğini taşıyor. Livaneli'nin eserlerini seslendiren orkestranın şefi Frances Shaw, çalışma ile ilgili olarak ‘‘Bir İngiliz besteci ve aranjör olarak bana başka bir kültürden böylesine tanınmış bir müziği yeniden yorumlama sorumluluğunun verilmesi son derece onur verici bir davranış’’ diyor ve ekliyor: ‘‘Ümit ederim ki çabalarım Livaneli ve onun müziğini adalet ve uygarlığın sesi olarak gören Türk halkı tarafından beğeniyle karşılanır.’’

Livaneli'nin Londra Senfoni Orkestrası'yla birlikte yaptığı bu çalışma, hem yabancı sanat çevrelerinde hem de İngiltere'deki Türkler arasında büyük yankı uyandırdı. Türkiye'nin İngiltere Büyükelçisi Özdem Sanberk de Zülfü Livaneli'nin bu çalışmasının Türkiye açısından gurur verici olduğunu söylüyor. Sanberk ‘‘Ülkemizin çok boyutlu sanatçılarından biri olan Livaneli'nin eserlerinin Londra Senfoni Orkestrası tarafındarn Abbey Road gibi tanınmış bir stüdyoda kayıt edilmesi sonsuz bir kıvanç kaynağı oldu’’ diye konuşuyor.

Müzik otoriteleri, Livaneli'nin bestelerinin Londra Senfoni Orkestrası tarafından yorumlanmasını ‘‘Türk müzik tarihine geçecek bir olay’’ olarak nitelendiriyor. Livaneli'nin bestelerinin yeraldığı bazı albümler, çeşitli ülkelerde piyasaya çıkmış ve büyük ilgi görmüştü. Maria Farandouri -Livaneli Söylüyor, Crosroads, Salmaia gibi albümler Almanya, İspanya, Yunanistan ve ABD müzik listelerinde üst sıralarda yeralmıştı.