Türkiye'nin Hepatit-B aşısı Küba'dan

Güncelleme Tarihi:

Türkiyenin Hepatit-B aşısı Kübadan
Oluşturulma Tarihi: Nisan 17, 1999 00:00

Haberin Devamı

Ülkesinde Hepatit-B tehdidini neredeyse sıfırlayan Küba'ya karşılık, Türkiye'de her üç kişiden biri, Hepatit-B virüsüne temas etmiş durumda, 4 milyon kişi Hepatit-B virüsü taşıyor. Bu rakam, Güneydoğu Anadolu ve Çukurova bölgesinde yüzde 12'ye çıkıyor. Tehlike, hastalığın yüksek oranda kronikleşme riski taşımasından kaynaklanıyor. Siroz ve karaciğer kanseri gibi ölümcül hastalıklara neden oluyor.

En tehlikeli sarılık türü olan Hepatit-B aşısını, Türkiye Küba'dan alıyor. Küba, Hepatit-B aşısı üretiminde ABD ve Fransa'yla birlikte dünyanın üç büyükleri arasında yer alıyor. 40 yıldır Amerika'nın uyguladığı ekonomik ambargoya maruz kalan Küba, Türkiye'nin dışında birçok ülkeye aşı ihraç ediyor: Orta ve Güney Amerika ülkeleri, tüm Doğu Avrupa, Rusya Federasyonu, Kuzey Afrika ülkeleri, Çin, İran.

Küba'dan Hepatit-B aşısı ithal eden Poyraz Sağlık Ürünleri'nin yöneticilerinden Nuri Türkeeş, kimya mühendisi ve aynı zamanda ‘‘Viral Hepatitle Savaşım Derneği’’nin kurucusu. Türkeeş, uzun süren çalışmalar sonucu Türkiye'ye getirdikleri aşı ve Küba'nın konuyla ilgili geldiği aşamayı anlatıyor.

Beş yıl önce, Küba'nın genetik mühendisliği ürünü olan bir aşı ürettiğini öğreniyor. Küba'yla hemen diyaloga geçiyor. Büyükelçi Jorge Castro'nun yardımıyla, Hepatit-B üreten enstitüye ulaşıyor. 1998 Ekimi'nde de aşıyı Türkiye'ye getiriyor. ‘‘Aşının özelliği, etkili ve güvenli oluşu. Küba'nın ürettiğiyle ABD ve Fransa'nın ürettiği aşının birbirinden farkı yok.’’ Türkeeş, farkın fiyatta olduğunu söylüyor. Küba'dan aldığımız aşının, diğer iki ülkeninkinden yüzde 10 ile 35 daha ucuz olduğunu söylüyor. Türkeeş'ten, Küba Genetik Enstitüsü'nün dünya standartlarında olduğunu öğreniyoruz. Hepatit-B aşısı, Dünya Sağlık Teşkilatı'nın (WHO) referans laboratuvarlarında test edilmiş ve tavsiye edilmiş. Aşının koruyuculuk oranı çok yüksek: Yüzde 98. ‘‘AIDS aşısı üzerinde de çalışıyorlar. Klinik deney safhasındalar.’’ diyor Türkeeş, Küba'daki çalışmalarla ilgili.

DEVRİM VE SALGINLAR

Devrimle birlikte Küba'da, salgın hastalıklarla başedebilmek için çok sayıda enstitü kuruldu. Çalışmalar sonuç verdi ve polio (Çocuk felci) 1962'de, tüberküloz menenjiti 1972'de, difteri 1979'da ve 1996 ortalarında da kızamık yok edildi. Tetanoz, boğmaca ve kabakulak ise 1 milyonda 1 düzeyine indi. Yine çok yaygın olan Hepatit-B de yüzde 1'e indi. Bu çalışmalar sayesinde Küba, Güney Amerika ülkelerine göre en az çocuk ölümünün olduğu ülke haline geldi.

Hepatit-B mücadelesinde Küba'da 1991'den itibaren tüm nüfusu kapsayacak şekilde aşılama yapıldı. 2000 yılında tamamlanacak olan bu programda öncelik, risk gruplarına verildi. Program, yeni doğanlar, ilk ve orta öğrenim gören çocuklardan başlayarak genişletildi. Programın ilk sonucu, Hepatit-B'de önemli bir düşüş olarak alınıyor. Fakat kesin sonuç, ikinci nesilde alınacak.

Kendi ülkesindeki sorunu çözmek için kurulan Küba Genetik Enstitüsü, şimdi uluslararası bir üne sahip. Küba'da bu enstitünün dışındaki 156 araştırma merkezinde 30 bin bilimadamı çalışıyor. 65 binin üzerinde doktoru bulunan Küba'da, 180 kişiye bir doktor düşüyor. Bin 280 kişiye bir diş hekiminin düştüğü ülkede 273 hastane, 427 poliklinik ve 11 araştırma merkezi bulunuyor.

Türkiye'de 4 milyon kişi virüsü taşıyor

Hepatit-B, Türkiye'nin en önemli sağlık sorunlarından biri. Çünkü Türkiye'de her üç kişiden biri, Hepatit-B virüsüne temas etmiş durumda. 4 milyon kişi Hepatit-B virüsü taşıyor. Bu rakam, Güneydoğu Anadolu ve Çukurova bölgesinde yüzde 12'ye çıkıyor. Her yıl 200 bin Hepatit-B vakası ortaya çıkıyor. Tehlike, hastalığın yüksek oranda kronikleşme riski taşımasından kaynaklanıyor. Siroz ve karaciğer kanseri gibi ölümcül hastalıklara neden oluyor. Hepatit-B, ne kadar erken yaşta alınırsa, kronikleşme olasılığı artıyor. İlk evrelerinde belirti vermeyen sessiz ve sinsi bir hastalık olan Hepatit-B kan, vücut sıvıları ve cinsel ilişkiyle geçiyor. Ülkemizde hálá ortak diş fırçası, havlu, jilet kullanıldığını, hijyenik olmayan araçlarla sünnet, manikür-pedikür, diş tedavisinin yapıldığını düşündüğümüzde, tehlikenin büyüklüğü ortaya çıkıyor.

Türkiye'de her yıl 1 milyon 350 bin bebek doğuyor. 105 bin bebek, annesinin taşıyıcı olması nedeniyle doğduğu gün Hepatit-B'yle tanışıyor. Yüzde 95'i de kronikleşiyor. Küba'dan Hepatit-B aşısını ithalat eden Nuri Türkeeş, bu bilgileri verdikten sonra tek çözümün aşı olduğunu söylüyor. Sağlık Bakanlığı'nın 1998 baharında başlattığı yeni doğan bebekleri aşılatma kampanyasının yaygınlaşmasını umuyor.

Nuri Türkeeş, Hepatit-B gerçeğini iyi bildiğini övünçle söylüyor. ‘‘Tek çözüm olan aşılama için gerçekçi programlar geliştirdik. Bu, Küba ürünüyle birleşince olumlu tepki aldık’’ diyor. Türkeeş, Türkiye'de Küba aşısına karşı bir sempatinin sözkonusu olduğunu söylüyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!