Töre cinayetinde Türkiye'ye özgü karar

Güncelleme Tarihi:

Töre cinayetinde Türkiyeye özgü karar
Oluşturulma Tarihi: Nisan 11, 2002 01:58

Mevcut Türk Ceza Kanunu'nun, 'namus cinayeti' işleyenlerin yararlandırıldığı, idam cezasını bile 5 yıl hapse indiren hükümlerine son veren yasa taslağı, geçtiğimiz aylarda gündeme gelmişti. Ancak kız kardeşleri Nayime Salman'ı fuhuş yaptığı gerekçesiyle viyadükten atarak öldüren üç erkek kardeşe ‘‘ağır tahrik’’ indirimi uygulandı ve mahkûmiyet kararı Yargıtay'ca onaylandı.

Böylece, önce ömür boyu hapse mahkûm edilen İsmail Salman, 17 yaşındaki E.S, ve Ahmet Salman'ın cezaları 4 yıl 5 ay ile 12 yıl 6 ay arasında değişen ağır hapis cezalarına indirildi. Karar düzeltme ya da yazılı emir yoluyla bozma yolları denenmezse uygulama içtihat halini alacak.

İmam nikahıyla evlendirildikten sonra fuhuş yapmak için 5 kez evden kaçtığı öne sürülen 15 yaşındaki Nayime Salman'ı viyadükten atarak öldüren 3 kardeşine ‘‘Ağır tahrik’’ indirimi uygulandı ve mahkûmiyet kararı Yargıtay'ca onaylandı. ‘‘Töre cinayetine ağır tahrik indirimi’’ uygulanınca, ömürboyu hapse mahkûm edilen İsmail Salman, 17 yaşındaki E.S, ve Ahmet Salman'ın cezaları 4 yıl 5 ay ile 12 yıl 6 ay arasında değişen ağır hapis cezalarına indirilmişti. Karar düzeltme ya da yazılı emir yoluyla bozma yolları denenmezse ‘‘Töre cinayetine ağır tahrik indirimi’’ içtihat halini alacak.

İstanbul 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği mahkûmiyet kararının gerekçesinde hukuk camiası ve kamuoyunda tartışmalara neden olan ağır tahrik indirimini (TCK 51/2) uygulama nedeni şöyle anlatıldı:

‘‘Maktulenin sık sık evden kaçarak fuhuş yapmak suçundan yakalanması ve her yakalandığında polis ve jandarma tarafından kendilerine haber verilerek muhtelif kentlerden maktuleyi almak zorunda kalmaları, her seferinde yeniden kaçması ve fuhuş alışkanlığından da vazgeçmemesi nedeniyle sanıkların maktuleyi öldürmede TCK'nun 51/2 maddesi kapsamında ağır tahrik altında kaldıkları kabul edilmiş ve cinayeti ağır tahrik altında işledikleri kanaatine varılmıştır.’’

Deneyimli ceza avukatlarından Ali Rıza Dizdar, yargının, namus mefhumunun işlenen bir suçta tahrik ya da ağır tahrik gerekçesi yapmasının Türkiye'ye özgü olduğunu belirterek, ‘‘Batı hukukunda böyle bir şey yok. Bizde içtihat haline gelecek böyle bir uygulamanın evrensel hukuk normları içinde yeri de yok’’ dedi.

Mahkeme Savcısı Rasim Işıkaltın, mahkeme kararını ‘‘Maktulenin evden kaçma alışkanlığına karşın, kardeşlere karşı herhangi bir haksız hareketi olmadığı, maktuleye duyulan öfke ve meydana gelen eylemin ağır tahrik boyutuna ulaşmadığı’’ gerekçesiyle temyiz edip ceza indirimine karşı çıktı.

Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi Savcının ve sanık yakınlarının 'intihara teşvik' nedeniyle daha düşük hüküm tesisi istemli temyiz başvurularını reddetti ve mahkeme kararını 'usul ve yasaya uygun olduğu' gerekçesiyle onayladı.


13 yaşında evlendirdiler


İstanbul 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın iddianamesinde, 13 yaşında gayri resmi yollardan evlendirilen Nayime Salman'ın dramı anlatıldı:

Maktule, 4 ay kadar evli kaldıktan sonra eşi ile geçinemeyince, evden kaçarak İzmir'e gitti ve yakalandı. Ağabeyi Ahmet Salman, Nayime'yi alarak Aydın'da bulunan babasına teslim etti. 1 ay sonra yine kaçtı. Yine yakalandı. Ağabeyi teslim alıp yine Aydın'da babasına teslim etti. 3. kez Konya'da yakalandı. 4. kez Ankara'ya kaçtı. Antalya'da fuhuş suçundan yakalanınca ağabeyi İsmail tarafından alındı. Kaçmayı denedi. Ağabeyi tarafından yakalanıp İstanbul'a getirildi. 7 Haziran 2000 tarihinde, Esenler Otogarı'da onları diğer iki ağabeyi karşıladı.

Sanıkların ifadesine göre Nayime ‘‘Birçok erkekle düşüp kalktım, yüzünüze bakamam, aileye layık değilim, intihar edeceğim’’ dedi. ‘‘Bundan bizim aileye hayır gelmez, ölmesi iyi olur’’ diyen ağabeyleri Nayime'yi Sakarya istikametine götürdüler. Nayime'yi Sakarya Irmağı'na atarak öldüreceklerdi. Sakarya Köprüsü'nde durduklarında, onları farkeden trafik polisi yanlarına gelince döndüler. İstanbul'a geldikleri gece Sadabad 1 Viyadüğü'nde arabayı durdurup, sanıklardan İsmail ile E.S.'nin araçtan indirdikleri maktuleyi kol ve bacaklarından tutarak köprüden aşağıya attılar.

Sanıklardan Ahmet Salman otomobilde beklediğini belirtirken, diğer 2 sanık, kızkardeşlerinin korkuluktan atlayarak intihar ettiğini, karanlıkta aşağı bakıp bir şey göremeyince eve döndüklerini iddia etmişlerdi.


Yasemin Yüce davasında da ceza indirimi istenmişti

14 Kasım 2001 tarihinde, evden kaçtığı gerekçesiyle kızkardeşi Yasemin Yüce'yi öldürmek suçuyla yargılanan Orhan Yüce için, savcı müebbet hapis istedi. Ancak Antalya Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunduğu iddianamede, yargılanmasını istediği maddeler arasına TCK'nın 51/1 maddesini de aldı.

Bu madde hukukçular arasında 'töre indirimi' olarak adlandırılıyor. Savcı, iddianamesinde sanık Orhan Yüce'nin aileden etkilendiğini ve cinayeti bunun etkisiyle işlediğini vurgulamıştı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!