The flying minister(Uçan bakan)

Dünyanın dört bir köşesini uçarak dolaşması, şair Prof. Talat Sait Halman'ın Dışişleri Bakanı İsmail Cem için yazdığı ünlü şiirine ‘‘O ki, Timbuktu'dan Tibet'e yorulmak bilmeyen uçağıyla süzülürken...’ dizesiyle geçmişti. Cumhurbaşkanlığı adayları için yapılan bütün kamuoyu yoklamalarında tartışmasız birinci giden İsmail Cem, kendi isminin bu ölçüde ön plana çıktığı bir dönemde yurtdışı gezilere ağırlık veriyor.

Cem, 30 Mart'ta Başbakan Bülent Ecevit'le Hindistan'a gitti. Gezi bittiğinde Türkiye'ye dönmeyerek, 2 Nisan'da Tayland'a Bangkok'a geçti. Cem, 4 Nisan tarihinde buradan resmi bir ziyaret için Japonya'ya gitti. Cem'in Tokyo ziyareti 9 Nisan'da son buldu. Cem, 10 Nisan'da Tokyo'dan yola çıkıp, Frankfurt üzerinden Lüksemburg'a geçecek ve 11 Nisan'da burada yapılacak Türkiye-AB Ortaklık Konseyi toplantısına katılacak.

Dışişleri Bakanı, 12 Nisan'da Türkiye’ye dönecek ve kendisini cumhurbaşkanlığı pazarlıklarının ortasında bulacak.

DYP'nin içini çok iyi okuyor ama...

ANAP lideri Mesut Yılmaz, anayasa değişikliği oylaması öncesinde DYP'nin muhtemel oylarını çok doğru tahmin etti. Yılmaz, oylamadan birkaç gün önce verdiği bir mülakatta ‘‘DYP yarıdan fazla fire verir’’ demişti. Gerçekten de DYP grubunun oylamada yarı yarıya bölünmesi, Yılmaz'ın bu partinin iç dengelerini ve DYP lideri Tansu Çiller'in oyun planını çok iyi okuyabildiğini gösteriyor. Bütün sorun, kendi partisini doğru tahmin etmemesinde. Yılmaz, bu demecinde ‘‘Demirel banko seçilir’’ diyerek, kendisinden emin bir tonda konuşmuştu. Yılmaz'ın bu öngörüsünün doğru çıkmaması kendi partisinden kaynaklandı. Yılmaz, ANAP'tan 50-60 kişinin evet oyu kullanacağı tahminini yaparken, lehte oyların 20'yi ancak bulduğu kendisine en yakın milletvekilleri tarafından ifade ediliyor. Oylama sonuçları, Yılmaz'ın DYP'nin içini okuyabildiğini, ama kendi partisinde yanıldığını gösterdi. Ya da her şey bir yanıltmaydı zaten...