Taylor: Irak olmasa da ekonominiz iyi değil

ABD Hazine Bakanlığı Müsteşarı John Taylor, iki gün, ekonomi yönetimiyle yoğun çalışmalar yaptı.Öğrendiğimiz kadarıyla daha çok ekonomide zarar görecek kalemler ele alındı, ABD'nin yapacağı yardımların mekanizması ve yöntemleri tartışıldı. Bilgi veren yetkililer, işin siyasi kısmında kalındığını, somut rakamların ele alınmadığını, Türkiye'nin alacağı siyasi karara bağlı olarak, yardım miktarları ve zamanlamasının daha sonra konuşulacağını söylediler. Kendilerinin Irak harekátı halinde, oluşacak zararların yıllara yayılacağı, ‘‘Hemen zarar oldu, karşılandı demenin mümkün olmadığı’’ tezi üzerinde önemle durduklarını kaydettiler.Bu arada görüşmeler sırasında Taylor'un ettiği bir söz var ki; hükümete ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'a, altı çizelerek anlatılmalı. Taylor, Devlet Bakanı Ali Babacan'a, ‘‘Irak nedeniyle düzelen ekonomimiz yeniden zora girebilir’’ deyince ‘‘Irak olmasa da ekonominiz o kadar iyi değil’’ demiş. Özellikle yapısal tedbirlerin yerine getirilemediğini, bunun ileriye dönük önemli riskler oluşturduğunu söylemiş.Taylor'un sözleri, tek süper güç ve IMF'ye neredeyse her dediğini yaptıran merci olarak, çok önemli. Peki, bu sözleri nasıl yorumlamak lazım?Her şeyden önce bu görüşlerin IMF'ye sorulmadan oluşturulduğunu herhalde kimse düşünmüyordur. Yani IMF'nin takınacağı tutumda, bu görüşlerin etkili olacağı kesin.Bir yoruma göre Taylor, ‘‘Pazarlık marjını kendi lehine çevirmek için’’ böyle bir söz etmiş olabilir. Doğrudur, ‘‘Zaten ekonominiz iyi değil, harekáta etkin katılır da yardım alırsanız, bu fırsatla ekonominizi de düzeltirsiniz’’ demeye getirmiş olabilir.Peki, bu sözler, sırf pazarlık masasında laf olsun diye söylenmiş sözler mi?Kesinlikle hayır... Taylor'un dediği gibi ekonomi aslında bıçak sırtında, özellikle son günlerde faizlerin 10 puana yakın yükseldiğini, döviz kurlarının yeniden oynak bir hal aldığını, önümüzdeki döneme ilişkin güvenin azaldığını herkes görüyor.IRAK HABERLERİ BAHANEAKP Genel Başkanı Erdoğan ise, ekonomide bariz hale gelen kötüleşmeyi, kendileri dışında bir nedene bağlama eğiliminde. Erdoğan, Irak'la ilgili haberlere çatarak, bu haberlerin düzelen ekonomide yeniden sıkıntı yarattığını bile söylüyor.İşte bu doğru değil... Çünkü piyasalar ekonomideki risklerin yeniden artmaya başladığını görüyor ama bunun en büyük nedeni olarak Irak harekátını değil, hükümetin ‘‘ne yapacağını bilmez’’ tavrını ve 'Bu gidişle IMF'yle anlaşmanın bozulabileceği'' riskini satın alıyor. Bu nedenle ekonomi kötüleşiyor.Irak'ın elbette etkisi var ama unutmayalım ki; eğer ekonomik kararlarda tutarlı, hiçbir şüpheye yer vermeyecek ölçüde sağlam gidilse, Irak harekátı piyasaları bu kadar etkilemezdi. Yani Tayyip Erdoğan, IMF ve AB ile çatışma olacağını bile bile, ‘‘istediği gibi ihale yapmak için’’ ihale yasasının içini boşaltmakta bu kadar ısrarlı olmasa, ‘‘söz verdim’’ diye fındık paralarının ödenmesi konusunda hükümeti bu kadar sıkıştırmasa, hemen her gün iki-üç kez konuşup ihracatçıya, işçi emeklilerine ikramiye ve ucuz enerji gibi sözler vermese, piyasalar bu kadar kötü olmazdı.Erdoğan, yaptığı hatalara, hükümetin düzeltmeye çalışmasına rağmen, her gün yenilerini eklemeye devam ederse, ekonomi kötüleşmeye devam eder. Taylor şu yargıda haklı: ‘‘Bu hatalar devam ederse, Irak olmasa da ekonomide kriz riski var.’’ Taylor, bu görüşünü pazarlık için kullanmış olabilir ama bir de şöyle düşünün:Eğer hatalar devam eder, 10 katrilyonu aşkın geri ödemenin bulunduğu ocak ayında yeni bir ekonomik sıkıntı çıkarsa, ABD o zaman Türkiye'nin Irak konusundaki direncini tümüyle kırıp, istediği her şeyi elde etme imkánına kavuşmuş olmaz mı?Eğer ülkeyi düşünüyorsa; özellikle Erdoğan'ın, hükümeti bile zor duruma düşüren popülizmini artık bırakması lazım. ‘‘Başbakan değilim’’ demesin, sorumluluğu var...