Tamir telaşı başladı

Güncelleme Tarihi:

Tamir telaşı başladı
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 27, 1999 00:00

Haberin Devamı

Evi mühürlenen vatandaşların yarım yamalak onarım yaptırmaları tehlikeli.

Vilayet, evi hasar görüp mühürlenenlere devlet yardımı yapılıp yapılmayacağını bir an önce açıklamalı. Çünkü evlerinde oturamayan İstanbullular çareyi işinin ehli olmayan kişilere alelacele tamir yaptırmakta buluyor. Yalan yanlış onarılan binalar bir sonraki depremin kurbanları olacak.

Şu anda Vilayet'e bağlı olarak kurulan ve içinde Bayındırlık Bakanlığı ve Belediye uzmanlarının bulunduğu hasar tespit komisyonları binaları inceliyor ve büyük hasar görmüş olanları mühürlüyor.

Mühürlenen evlerde oturanlara bir belge veriliyor. Bu vatandaşlar belgeleriyle depremzedelere ayrılan geçici konutlara giriyor.

Ancak hepsinin kafasında aynı soru var: Evimizi nasıl tamir ettireceğiz? Bu mührü nasıl söktürüp yeniden evimizde oturmaya başlayacağız?

İnşaat Mühendisleri Odası'ndan Mutlu Öztürk, hasar tespit komisyonlarının raporlarının önemine dikkat çekiyor ve şu çağrıda bulunuyor:

‘‘Bu raporlar hasarın mertebesine, onarılmasına ve yıkılmasına esastır. Binalardaki hak sahiplerine devletin yapacağı ödemelere esastır. Tehlike arz eden binayı ortadan kaldırmaya esastır. Onarımına karar verilen binalar hak sahiplerine tebliğ edildikten sonra Vilayet'in bir an evvel halka zararın ne oranda ve nasıl tazmin edileceği açıklaması gerekiyor. Yoksa insanlar evlerini kendileri onarmaya başlayacak, çatlakları alçı ve çimentoyla sıvayacaklar. Çünkü çatlağı görmek istemiyor adam. Boyayla kapatınca psikolojik olarak rahatlıyor. Üstelik hasar sıvanıp boyanınca bizim tespit etmemiz de zorlaşıyor. Vatandaş devletin yardım edeceğini bilirse bekler.’’

Sadece hasar gören binalar için değil, bütün binalar için de bir ‘‘deprem yorgunluğu’’ sorunu var. İnşaat Mühendisleri Odası adına açıklama yapan İnşaat Mühendisi Mutlu Öztürk, bütün binaların 7.4 şiddetindeki depremle yorulduğu söyleyerek, ‘‘Binaların titizlikle elden geçirilmesi gerekiyor’’ dedi.

Bina yorgunluğu

Öztürk'ün gelecekteki tehlikeyi anlatmak için verdiği örnekler ise, ürkütücü: ‘‘Eğer binalar ciddi kontrol ve onarımdan geçirilmezse bir sonraki depremde mezar olacak. 1983 Erzurum depreminde Erzincan'daki, belediye hizmet binası, Urartu Oteli, Vakıf İşhanı, iki hastane ve Kız Sağlık Meslek Lisesi zarar görmüştü. Bu binalar gerektiği gibi onarılmadı. Hepsi 1992 Erzincan depreminde yerle bir oldu.’’

Öztürk'ün dikkat çektiği bir başka nokta ise, şu: ‘‘Doğru olan binayı yaparken deprem önlemi almaktır. Herşeyi layıkıyla yapsanız bile getireceği ek maliyet yüzde 10'unu geçmez. Bitmiş bir binanın depreme karşı sağlamlaştırılması ise, maliyetin yüzde 45'i demektir.’’

Bina yorgunluğu nedir?

Öztürk, halkın anlaması için ‘‘Bina yorgunluğu’’ tanımını kullandıklarını söylüyor. Binanın yorulması, çeşitli mertebede meydana gelen hasarı işaret ediyor. Binada hiç hasar meydana gelmese de sallantının şiddeti binayı zayıflatabiliyor. Bu noktada uzman bir mühendisin hasar derecesini tespit etmesi çok önemli. Ancak her inşaat mühendisi bu konuda uzman değil.

Öztürk bu noktada öfkeli: ‘‘Şimdi sokaklarda bin türlü insan hasar tespiti yapıyor. Bir ekip oturmayın derken diğer ekip rahat rahat oturun diyor. Durumun böyle olacağını biliyorduk. Bırakın onarmayı, ciddi onarım gereken bir binayı yıkıp yeniden yapmayı tartışmamız gerekiyor. Çünkü bir bina depremde hasar görmüşse kötü yapılmıştır zaten.’’

Binalar nasıl onarılacak?

Binaları inşaat halindeyken depreme karşı dayanıklı yapmanın maliyeti yalnızca yüzde 5-10 ek bir maliyet getiriyor. Bitmiş binalarda onarım ya da binanın depreme karşı sağlamlaştırılması çok zor ve pahalı.

Peki nasıl olacak? İstanbul'un yüzde 70'inin kaçak olduğu düşünülürse öncelikle mevcut binaya proje üretilecek. Yani, binayı yapan kişinin zemin ve temele ilişkin olarak verdiği bilgiler doğru kabul edilecek. Çünkü binayı yıkıp bunların doğruluğunu kontrol etmek mümkün değil!

Bina birçok noktasından delinecek. Temelden çatıya kadar. Kirişte takviye gerekirse daha da zahmetli bir çalışma gerekiyor. Temel takviyesi gerekirse işin boyutları daha da büyüyor. Üstelik bu çalışmaları her inşaat mühendisi yapamıyor. Bina kolon ve kirişlerin oluşturduğu taşıma sisteminden zarar görmüşse yapacak birşey yok. Yıkılması gerekiyor.

Bir santimi aşan duvar çatlakları bile önemli. Bu tip duvarların yıkılıp yeniden yapılması gerekiyor. Milimetrik duvar çatlakları ise, metal plakalar ve plastik dolgu malzemeleri kullanılarak onarılıyor. Dolayısıyla işin boyutu, ev sahibinin yapacağı ya da herhangi bir duvar ustasına yaptırabileceği tamiratı çok aşıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!