SONUNDA PARÇALADIN BE BEHÇET! Türkiye'de kuÅŸaklar arasındaki farkı anlayabilmenin yollarından biri televizyonun ülkedeki geliÅŸim seyrine bakmak olabilir.

Güncelleme Tarihi:

SONUNDA PARÇALADIN BE BEHÇET Türkiyede kuşaklar arasındaki farkı anlayabilmenin yollarından biri televizyonun ülkedeki gelişim seyrine bakmak olabilir.
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 10, 2000 00:00

SONUNDA PARÇALADIN BE BEHÇET! Türkiye'de kuÅŸaklar arasındaki farkı anlayabilmenin yollarından biri televizyonun ülkedeki geliÅŸim seyrine bakmak olabilir. Pazar sabahları bir western filmi gösterip sonra kapanan ve akÅŸam tekrar yayına baÅŸlayan tek kanaldan ÅŸimdi neredeyse otuz kanala ulaÅŸtık…Devlet televizyonu olmasına raÄŸmen yeni kanalların yayına baÅŸladığındaki çoÅŸkuyu düşünün. Ya da Türkiye'nin ilk özel kanalının yayına baÅŸladığı zamanki yaygarayı… Bunların hepsi ÅŸimdi komik geliyor insana. Artık haber kanalları, spor kanalları, sinema ve müzik kanalları var. "Megaloman olacaksınız" gibi garip bir sloganla yayına baÅŸlayan yeni bir magazin kanalıyla, sadece defile yayınlayan bir moda kanalı da cabası…İnsanların istedikleri zaman film ya da belgesel izlemelerinde bir sakınca yok. Ancak magazin ve moda konusunda ben biraz bu iÅŸin abartıldığını düşünüyorum. Pek yakında -belki de dünyanın herhangi bir yerinde vardır- sadece hava durumu sunan ya da ne diyelim sadece yemek tarifi üzerine uzmanlaÅŸmış kanallar da açılabilir. Yayına yeni baÅŸlayan moda kanalının reklam almasından da anlaşılabileceÄŸi üzere buna da bir talep var… Ancak bu kanalın seyircilerinin sadece Paris, New York ve diÄŸer moda merkezlerindeki deÄŸiÅŸimlere aşırı duyarlı hanımlar olmadığı da bir gerçek. Çünkü sözkonusu kanal muhteÅŸem kalçaları ile ünlenmiÅŸ Güney Amerika kadınlarının iç gıcıklayıcı danslarıyla arzıendam edecekleri Rio Karnavalını da naklen yayınladı. Bir moda kanalının üzerlerinde sadece bir tanga ile dans eden kadınlarla ne ilgisi olabilir. Elbette bu kanalın yayınladığı iç çamaşırı, mayo gibi defilelerin de erkekler tarafından merakla seyredildiÄŸi bir gerçek. Karnaval da sözü edilen erkek seyirciler için yayınlanmış olmalı. Hem karnaval hem de defilelerdeki seyir ÅŸenliÄŸinden ÅŸikayetçi deÄŸilim; bilakis... Ancak bu ve benzeri kanalların varlığı hayatın hızla kompartımanlara ayrıldığının da bir göstergesi. ModernleÅŸmenin ilk önce çok rasyonel görülen uzmanlaÅŸma zorunluluÄŸu -ki bu konu en çok tıpta tartışmalar yaratır, bir doktordan bütünüyle karmaşık bir yapı olan insan bedeninin her noktasından anlaması beklenemez, ama kalp krizi geçiren bir hastaya bir göz doktorunun diÄŸer insanlardan çok daya iyi bir ÅŸekilde ilk müdahaleyi yapması beklenilir -ne yazık hayatın her alanında karşımıza çıkıyor. Lafı medyadan açtık oradan devam edelim. Sadece müstakbel gelin ve damatlar için çıkartılan iyi kalite dergiler bahsettiÄŸimiz olgunun yazılı basındaki bir karşılığı olarak algılanabilir. Bu tür kesin ayrımlar ÅŸehirlerin manzaralarını da deÄŸiÅŸtiriyor. Artık alışveriÅŸ merkezleri, evler, okullar -kampüslerden bahsediyorum-, eÄŸlence yerleri birbirinden keskin çizgilerle ayrılıyor. Semtler arasındaki sınıfsal ayrımı da düşünürsek ÅŸehirler Barthes'ın "karşılaÅŸmaların mekanı" dediÄŸi bu iÅŸlevini yitiriyor. Mekanın bu tür ayrımlar içerisinde olması aslında bir tür rasyonalitenin sonucudur. Nasıl Osmanlı ÅŸehirlerinde derilerin köpek dışkısıyla tab edildiÄŸi debbaÄŸhanelerin yanında insanlar ikamet etmiyorsa bugün de insanlar rasyonel bir tercihle endüstriyel üretimin yapıldığı mahallerden uzak duruyorlar. Ancak bizim bahsettiÄŸimiz kompartımanlara ayrılma Ankara'da Batıkent, Konutkent, Elvankent, Eryaman gibi ÅŸehir merkezine oldukça uzak ikamet alanlarının zuhur etmesine neden olmuÅŸtur. Mekanın bu tür düzenlemesinin yaÅŸama yansıması da insanların birbirleriyle olan iliÅŸkilerinde ortaya çıkmaktadır.Artık arkadaÅŸlıkların da sıfatları var. Ev arkadaşı -aileler için deÄŸil, aynı evi paylaÅŸan öğrenciler birbirlerinden böyle bahseder-, iÅŸ arkadaşı, ve sınıf arkadaşı (sınıflar artık sadece okullarda deÄŸil, ehliyet, dil, dans vs kurlarıyla sınıf arkadaÅŸları arasında da ayrı bir sınıflandırma mümkün.) Hadi bu tür sıfatları geçelim. Ama yaÅŸamın her alanında bu tür kompartımanlarla karşılaÅŸan bir birey arkadaÅŸlarını baÅŸka ÅŸekilde de sınıflandırabilir. Cumartesi akÅŸamları Nihal'le gezeyim, çünkü çılgınca eÄŸlenmesini biliyor, Pazar günlerini Emine'de geçireyim, evlilerin evlerinde Pazar günleri garip bir huzur oluyor hem çocuÄŸu da severim, Salı akÅŸamı konsere gideceÄŸim Ali'yi aramalı, ne de olsa enteldir böyle ÅŸeylerden anlar. Ya da bir erkek hayatındaki kadınlar hakkında şöyle bir sınıflandırma yapabilir: Nurten'le yatarım, Kezban'la gezerim, Emine'yle evlenirim. Ya da birlikte olduÄŸu kadın her hangi bir kusuru yüzünden eleÅŸtirilen bir erkeÄŸin "ama yatakta çok iyi" cevabını verdiÄŸini duymuÅŸuzdur. Yakınımızdaki birileri söylemediyse bile amerikan filmlerde çok sık geçer bu tür diyaloglar. Ä°liÅŸkilerle ilgili baÅŸka sınıflandırmalar da var. Bir kadın faÅŸist bir erkekten hoÅŸlanabilir, onun faÅŸist olduÄŸunu bilse bile. Zira siyaset ve aÅŸk baÅŸka ÅŸeylerdir ve birbirine karıştırılmamalıdır. Oysa birileri o kadına iÅŸ, siyaset ya da aÅŸk, faÅŸizmin dolayısıyla bütün siyasi kimliklerin hayatın bütününü kapsadığını söylemesi gerekmektedir. Böyle bir uyarıyla karşılaÅŸmadığı sürece iliÅŸkide kendisine söz hakkı tanınmamasını faÅŸistlere deÄŸil de erkeklere dair bir özellik sanarak bunu bütün erkeklerle olan iliÅŸkilerine zarar verecek bir genelleme haline getirebilir. (FaÅŸizmi burada sırf bir tür siyasi görüşü kapsayacak ÅŸekilde kullanmıyorum. Solcudan da saÄŸcıdan da faÅŸist olabilir tabii ki).Sanılmasın ki uzmanlaÅŸmaya külliyen karşıyım. Mesleki ehliyetin mükemmelleÅŸmesi için ya da yapılan iÅŸlerin hız kazanması için uzmanlaÅŸma yardımcı bir unsurdur. Bugün tarihçilik mesleÄŸi de tarih gibi çaÄŸlara ayrılmıştır. Ancak bir Yakın ÇaÄŸ tarihçisinin "beni ne OrtaçaÄŸ ne de Yeni ÇaÄŸ ilgilendirir, alanım deÄŸil demesi" bir çok gerçeÄŸi gözden kaçırmasına neden olacaktır. Tarih bir bütündür, ortaçaÄŸ olmasaydı yeniçaÄŸ, yeniçaÄŸ olmasaydı da yakınçaÄŸ olmazdı. Ancak bir tarihçinin kısacık hayatı boyunca tüm bir insanlık tarihine hakkını vererek vakıf olması zordur. Tarihin modern insan tarafından da böyle kompartımanlaÅŸtırılması bir baÅŸka tartışma konusudur ancak biz konuyu dağıtmadan derdimizi söyleyelim ve yazıyı bitirelim.Ä°ÅŸverene, işçiye, bilimadamına vs yani insana kolaylık saÄŸlasa da uzmanlık, bir tecrit odasına dönüştüğü sürece insanın diÄŸerleriyle olan iletiÅŸimini ortadan kaldıracak, kendisi dışındaki her ÅŸeye duyarsız hale getirecektir. UzmanlaÅŸmanın insan iliÅŸkilerine yansıması ise, çeÅŸitli sıfatlarla tanımlanan bir arkadaÅŸlar kalabalığı içinde yalnızlaÅŸmadır. Evet belki Ali'yle filme gidip, Emine'nin çocuÄŸuyla avutacağız kendimizi. Nurten'le yatıp, diÄŸeriyle gezeceÄŸiz. Ama az önce katıla katıla gülerken birdenbire efkarlanıp omzuna yaslanıp aÄŸlayacağımız dostlarımız olmayacak artık. Dünyadaki herÅŸeyi parçalara bölen zihnimiz en sonunda kendine yönelttiÄŸi makası çalıştırmaya baÅŸladığında, bir makine gibi bizle iliÅŸki kuran insanları kendilerine yabancılaÅŸtıracağız. Güldüklerimiz aÄŸlayan yanımızla ilgilenmeyecek. Zevk-ü sefaya beraber daldıklarımızın acılarımızdan haberi olmayacak. Parçalarımız biraraya geldiÄŸinde hiçbir zaman kendimiz olmayacağız. Çünkü deÄŸiÅŸim parçalar arasında elbette senkronize olarak yaÅŸanmayacak. Ali'den öğrenilenler Nihal'in eÄŸlendiÄŸi kıza büyük gelecek ya da Nurten'in fantezilerinden öğrendikleri kocasının Emine'yi hiçbir zaman kadın olarak görmemesine neden olacak, çünkü Emine annedir artık kadın deÄŸil, oysa Emine en az Nurten kadar kadın olmak isteyecek, siyasi kimliÄŸi ile ilgilenmediÄŸi kocası onun yataktaki becerilerini kötüye yorumlayarak Emine'ye geçmiÅŸi ile ilgili sorular soracak, her ÅŸey karışacak, çünkü artık parçalar biraraya gelince ortada bir bütün olmayacak... Yazının baÅŸlığında gönderme yaptığımız Behçet'in kahramanı olduÄŸu filmlerin arasına atılan parçalardaki gibi, yüzü olmayan bedenler seviÅŸecek ve bedeni olmayan yüzler birbirine "aşık" olacak. BoÅŸuna uÄŸraÅŸmayın "aÅŸk" artık o tırnakların arasında kalacak çünkü yaÅŸam ve tarih gibi, aÅŸk da bir bütündür arkadaÅŸlar, bölünemez.HaKan Kaynar - 10 Nisan 2000, Pazartesi Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!