Kritik düzenleme az önce Meclis'e sunuldu

Güncelleme Tarihi:

Kritik düzenleme az önce Meclise sunuldu
Oluşturulma Tarihi: Nisan 09, 2018 12:09

Çocuk istismarını engellemeye yönelik düzenleme TBMM'ye sunuldu. Tasarıya göre, çocukların cinsel istismarı suçlarında, suçun niteliğine göre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına kadar hüküm verilebilecek, cinsel suçlardan dolayı hapis cezasına mahkum olanlar hakkında tahliye edilme tarihinden 3 ay öncesinden başlamak üzere tahliyeden itibaren 5 yıla kadar, ayakta veya yatarak cinsel isteğin ilaçla baskılanması tedbiri alınabilecek. 12 yaşını tamamlamamış çocuğa karşı cebir ve tehditle veya silah kullanmak suretiyle cinsel istismar suçu işlenmesi halinde müebbet hapis cezası verilebilecek. Çocuğun cinsel istismarı suçu için öngörülen hapis cezasının üst sınırı 20 yıldan 40 yıla çıkarılacak. Suçun 12 yaşını tamamlamamış çocuğa karşı işlenmiş olması halinde ise 30 yıldan 40 yıla kadar hapis cezası verilebilecek.

Haberin Devamı

Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, cinsel istismar düzenlemesine ilişkin, "12-15 yaş arasına yönelik cinsel istismara uygun gördüğümüz yeni cezalar, dünyadaki en ağır cezalar. Bizim kendi kültürümüz, inançlarımız, toplum vicdanı, bütün bunları bir araya getirdiğimizde bu cezaların uygulanmasını uygun görüyoruz." dedi.

Akdağ, NTV televizyonunda cinsel istismar düzenlemesi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Çocuk istismarına yönelik düzenlemede sadece cezaları çalışmadıklarını bildiren Akdağ, "Çocuğun, ailenin korunması, mağdurların ikincil örselenmelerine engel olmak, daha doğru veri toplayıp, verilerden önümüzdeki yıllarda yararlanmak için bir eylem planı hazırladık. Bu eylem planı içinde 12 maddelik kanun tasarısı da var." dedi.

Akdağ, 12 yaşın altındaki çocuğa tecavüz varsa, 18-20 yıl arası verilen cezayı 40 yıla çıkardıklarını belirterek şunları kaydetti:
"Bir aile üyesi, öğretmeni, yurtta bir çalışanın çocukla ilgisi varsa ya da şiddet kullanılmışsa müebbet hapis cezası veriyoruz. İkisi birdense ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası veriyoruz. Sadece öldürme durumunda değil. Çocuğa yakınlaşması kolay bir kişi eğer şiddet de kullanmışsa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası veriyoruz. 12-15 yaş arasında üst sınırı 40 seneye çıkarıyoruz. 15-18 yaş arasında da eğer silah kullanılmışsa, üst sınırı bu şekilde artırıyoruz. Taciz, sarkıntılık ve benzeri suçların cezaları ciddi ölçüde artırılmıştı. Kanunun o tarafına dokunmadık. Orada çok ağır cezalar var. Tecavüz ve tecavüzle birlikte ölüm varsa ağır çok ağır cezalar getirdik. Ağırlaştırılmış müebbet hapis verilen bir kişiye 39 yıla kadar infaz uygulanabiliyor. Biz bunun üst sınırını bir istisna olarak 50 yıla çıkardık. Müebbet hapis cezasında da üst sınırı 40 yıla çıkardık. Türk Ceza Kanunu'nun en ağır hükümlerini getirmiş oluyoruz."

Haberin Devamı

"Yeni cezalar, dünyadaki en ağır cezalar"

Akdağ, 12 yaş sınırına yönelik tartışmalara ilişkin de hakimler, Yargıtay mensupları, öğretim üyeleriyle konuştuklarını, Adalet Bakanlığı ile en az 15 toplantı yapıldığını söyledi.

Haberin Devamı

Dünyanın birçok ülkesinde yaşlara göre farklı cezalar olduğuna işaret eden Akdağ, "12-15 yaş arasına yönelik cinsel istismara uygun gördüğümüz yeni cezalar, dünyadaki en ağır cezalar. Bizim kendi kültürümüz, inançlarımız, toplum vicdanı, bütün bunları bir araya getirdiğimizde bu cezaların uygulanmasını uygun görüyoruz." diye konuştu.

"Maksadımız, hadiseler haber olmasın değil, çocuk ve ailesi ifşa edilmesin"

Mağdur çocukların ve ailelerin ifşa olması halinde hayatlarının karardığına dikkati çeken Akdağ, "Cumhuriyet Savcısına resen ya da başvurma yoluyla, savcının yayın durdurma yasağı getirmesinin önünü açıyoruz. Şu şartla ki 24 saat içinde çocuk mahkemesine başvuracak." ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

Akdağ, bu tedbir kararını Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun uygulayacağını bildirdi.

Cinsel istismar konusundaki haberler nedeniyle bu düzenlemenin hızlı bir şekilde yapıldığının hatırlatılması üzerine Akdağ, "Burada maksadımız, bu kabil hadiseler haber olmasın değil, çocuk ve ailesi ifşa edilmesin. Bu ince bir çizgidir. Sadece kanun maddeleriyle de bunu başaramayız. Basınımızla, editörlerle, haber müdürleriyle eğitim çalışmaları yapacağız." şeklinde konuştu.
Akdağ, 2010 yılında Çocuk İzleme Merkezlerinin kurulduğunu hatırlatarak şöyle devam etti:
"Onların Türkiye'deki sayısı 31. Bu eylem planının bir parçası olarak bütün şehirlere onu yaygınlaştırıyoruz ve yeni kurallar getiriyoruz. Burada Cumhuriyet Savcıları görevlendirilecek. Çocuk, buranın dışında hiçbir yerde örselenmeyecek. Ne karakola ne mahkemeye gidecek ne de kimse onun oraya getirildiğini bilecek. Çocuğun ifadesi, bir psikologla birlikte aynalı bir odada alınıyor. Savcı soracaklarını dışardan psikoloğa soruyor. Psikolog, çocuğun yaşına, o andaki ruhsal durumuna uygun bir şekilde tercüme ediyor bu soruları. Bu şekilde ifadeleri alınmış oluyor. Bunları bütün Türkiye'ye şimdi yaygınlaştırıyoruz. Eğer mahkeme nadiren de olsa çocukla görüşmek istiyorsa, Çocuk İzleme Merkezine giderek, orada bu işi yapacak. Asla çocukla, fail bir araya getirilmeyecek. Bazen yüzleştirme yapmak gerekiyor. Yüzleştirme işlemi de yine Çocuk İzleme Merkezinde, çocukla faili bir araya getirmeden, aynalı oda vasıtasıyla yapılacak. Bu hususta çok hassas davranıyoruz. Türkiye'de iyi bir sistem kurmuş durumdayız ama bunu mükemmel hale getirip bütün dünyaya örnek olacak bir şekilde çocuğu korumayı da hedefliyoruz."

Haberin Devamı

"Gerekirse elektronik kelepçe"

"Çocuğun mahkemeye getirilmemesinde bir yaş sınırı var mı?" sorusunun yöneltildiği Akdağ, "Yok, bu 18 yaş altındaki bütün çocuklarımız için." yanıtını verdi.
"Ailenin korunması anlamında, istismarcının takibi nasıl sağlanacak?" sorusu üzerine Akdağ, istismarcının, mağdurun bulunduğu yere yaklaşamayacağını, adresinin emniyet tarafından takip edileceğini, çocuklarla ilgili herhangi bir işte çalıştırılmayacağını kaydetti.

Akdağ, "İstismarcı cezasını çektikten sonra mağdurun yanına yeniden yaklaşırsa tekrar bir cezası olacak mı?" sorunu, "İnfaz kanunlarına göre tahliye edildikten sonra eğer yaklaşırsa, o infazla ilgili hükümleri mahkeme iptal edebiliyor ve tekrar cezaevine konuyor. Dışarıdaki infaz süresi de tamamlandıktan sonra eğer tekrar böyle bir şey yapmışsa, o zaman yine cezaevine konulacak şekilde cezai hükümler var." diye yanıtladı.

Haberin Devamı

Elektronik kelepçenin Adalet ve İçişleri bakanlıklarının uygulamasıyla ilgili olduğunu kaydeden Akdağ, gerekirse bunun da yapılabileceğini bildirdi.

"Birtakım hormonlar yapılacak"

"Kimyasal hadım nasıl olacak?" sorusu üzerine Akdağ, "Bu cinsel isteğin belli bir süreyle baskılanması amacına yönelik bir tedbir. Bu vakaların bir kısmında pedofili var. Bu ya da benzeri ruhsal durumda olanların bir şekilde cezaevinde bulundukları süre içinde rehabilite edilmeleri zaten yapılacak. Cezaevinden çıktıktan sonra da mahkeme kararına bağlı olmak şartıyla, cinsel isteğin baskılanması şeklinde birtakım hormonlar yapılarak da devam ettirilecek. Bu, vakaların tekrarını önlemek açısından doğru bir tedbir, uygulama." dedi.

Akdağ, bunun uygulanmasında uzman görüşünün de alınacağını, herhangi bir yan etki durumunda istismarcıya verilen hormonların kesilebileceğini kaydetti. Akdağ, "Bu bahsettiğim şeyler aslında daha ziyade istismar suçlarının, tecavüz ve öldürme olmayanlarıyla alakalı. Neden? Çünkü zaten öbürleri varsa içeriden çıkamayacak ki böyle bir tedbire ihtiyaç olsun. Belki de ölene kadar içeride yatacak." ifadesini kullandı.

"Çocuk ve ailenin eğitimi konusunda bir düzenleme var mı?" sorusuna karşılık Akdağ, bilinçlenmeyi artırıcı tedbirlerin önemine işaret etti. Kurumların kapasitelerinin artırılacağını belirten Akdağ, çocuklarla ilgili alanda çalışan kim varsa, 2018'de eğitimleri daha da artıracaklarının altını çizdi.


.

 

 

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!