Son dakika haberi: Bakan Çavuşoğlu "Dendias samimi davranmadı" dedi ve ekledi: Her şeye rağmen adım atmaya hazırız

Güncelleme Tarihi:

Son dakika haberi: Bakan Çavuşoğlu Dendias samimi davranmadı dedi ve ekledi: Her şeye rağmen adım atmaya hazırız
Oluşturulma Tarihi: Nisan 20, 2021 21:25

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Çavuşoğlu, istişare görüşmesi sonrası gerçekleştirilen toplantıda Yunan mevkidaşı Dendias'ın skandal ifadeleriyle ilgili olarak "Üzülerek gördük ki Dendias ve Yunanistan tarafı dürüst davranmadılar. Biz her şeye rağmen sorunları çözmek için adım atmaya hazırız. Bunu da herkes toplantıda gördü." dedi.

Haberin Devamı

Dendias'ın sözleri, Yunanistan ile görüşmeleri bitirdi mi? Doğu Akdeniz'de son durum ne? Tüm merak edilen soruları Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu yanıtladı. Habertürk TV'de 'Nedir Ne Değildir' programına konuk olan Bakan Çavuşoğlu, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın küstah tavrıyla ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.

Bakan Çavuşoğlu'nun konuşmasından satır başları:

Aslında görüşmeler son derece samimi ortamda gerçekleşti. Cumhurbaşkanımızın kabulündeki görüşmeler de samimi oldu. Samimi olmamız görüş ayrılıklarımızı dile getirmememiz ya da pozisyonumuzdan geri adım atmamız anlamına gelmiyor. Farklılıklarımızı, bunların sebeplerini herkes kendi açısından değerlendirdi ve geleceğe yönelik neler yapabileceğimizi konuştuk.

Bir konuda hemfikirdik. Yine hemfikiriz. Yıllardır çözülemeyen birçok sorun var. Bu sorunları bir görüşmede yada birkaç görüşmede çözemeyeceğimiz aşikar. Belki kolay adım atabileceğimiz konuların listesini yapıp yavaş yavaş ilerleyerek zor konuların da çözümüne odaklanmamız konusunda hemfikirdik. İçeride başbaşa 1+1'di. Sonra heyetler arası yaptığımız görüşmede bunları dile getirdik. Bunlar doğal çünkü gerginlikler oldu. Sonuçta yeni bir diyalog başladı. Bu ilk ve kolay bir toplantı değildi. Ama beklediğimizden daha pozitif bir atmosferde gelişti.

Haberin Devamı

Daha sonra basın toplantısına geçerken Yunanistan tarafı bize basın toplantısında tartışma yaratacak herhangi bir ifadede bulunmayacaklarını ve bizden de aynı yaklaşımı beklediklerini ifade ettiler. Ben de onlara, "zaten benim konuşmam yapıcı, elbette bazı görüş ayrılığı içinde olduğumuz konuları gündeme getireceğiz ama bir tarafı suçlar nitelikte olmayacak." dedim. Göç konusunda bile biz rekabet alanı olarak değil işbirliği alanı olarak görüyoruz. "Provakasyonlardan kaçınmalıyız" deyip son derece yapıcı ifadelerde bulundum ev sahibi olarak.

"DENDİAS VE YUNANİSTAN TARAFI DÜRÜST DAVRANMADI"

Üzülerek gördük ki Dendias ve Yunanistan tarafı dürüst davranmadılar. Biz bunları içeride görüştüğümüz için diplomatik bir dille söyledim. Dendias 2003'ten beri benim dostum. Burada samimi davranmadılar. Üzüldüğüm konu bu. Yoksa söyledikleri her şeye bir cevabımız var. Haklılığımızı kendimizden emin bir şekilde ifade ederiz. Bundan korkumuz yok. Gelip hem böyle teklifte bulunuyorsunuz, bir noktadan sonra raydan çıkarıyorsunuz.

Haberin Devamı

Türkiye aleyhine kullandıkları söylemleri burada basın toplantısında kullandı. İlişkileri ileri götürmek kolay değil. 2019 Eylül ayında Cumhurbaşkanımız Miçotakis ile yaptığı görüşmede iki ülke arasındaki tüm itilaflı konular gündeme geldi.

İki Dışişleri Bakanı olarak bizleri görevlendirdiler. Cenevre toplantısı sonrası Dendias'la görüşmemiz oldu, o zaman bana bu konuları görüşmek için hazır olmadığını ifade etti. Ben de "Sizin durumunuz biraz daha zor. Fazla geciktirmeyelim, liderlerimize götürelim" Bu görüşme olsaydı sonra bir buçuk yıldaki sorunlar olmayabilirdi.

Biz her şeye rağmen sorunları çözmek için adım atmaya hazırız. Bunu da herkes toplantıda gördü.

Haberin Devamı

Sayın Cumhurbaşkanımızın kabulünde şöyle bir yol haritasında mutabık kalmıştık. Dendias beni Atina'ya davet edecek. Bizim görüşmemizden sonra Cumhurbaşkanı ile Yunan Başbakan Miçotakis'i bir araya getireceğiz. Bunun formatı konusunda ilerleyen zamanlarda kararlaştıracağız. Cumhurbaşkanımız da, "Başbakan Miçotakis'le her zaman görüşmeye hazırım" demiştir.

"YETER Kİ BİZİM KITA SAHANLIĞIMIZA SAYGI DUYSUNLAR"

Sayın Cumhurbaşkanımızın Miçotakis'in ailesiyle, Cumhurbaşkanımızın ailesinden o aileyle bağlantıları var. Eski Dışişleri ve belediye başkanı Bakoyannis de bizim arkadaşımız. İşte iyi niyetli olmadıklarının başka göstergesi de bir gün sonra Fransız araştırma gemisinin Yunanistan fırkateynin adeta korumasında bizim kıta sahamıza girmeye çalıştı. Bu gemi bizim kıta sahanlığımıza bilimsel araştırma yapmak için bizden izin isteseydi, olumlu şekilde değerlendirirdik. Bizim gemilerimiz de başka yerlerde bilimsel araştırma yapabilir. Biz bunlara kapalı ülke değiliz. Yeter ki bizim kıta sahanlığımıza saygı duysunlar. Maalesef iyi niyetli değildi.

Haberin Devamı

Büyükelçileri Bakanlığa çağırarak tepkimizi gösterdik tabi. Deniz Kuvvetlerimiz de gerekeni yaptı.

Biz diplomaside ülkeler ile rekabet etmiyoruz. Bir vizyon ortaya koyuyor, bu doğrultuda politikalar uyguluyoruz. O ülke gitti görüştü hemen biz de gidelim kompleksi içinde değiliz. İki ülke arasındaki savunma sanayi işbirliği için de geçerli. Ülkeler kendi ürettikleri ürünlerini başkalarına satabilir veya istediği kaynaktan alabilirler. Fransa da savaş uçaklarını Yunanistan'a sattı satıyor. Benim o gün Dendias'a söylediğim oydu. Gerekçe olarak adaların silahlanmasıyla ilgili tehdit olduğunu söylüyor. Biz meselelerimizi beraber çözeriz. İş o noktaya geldikten sonra Yunanistan ne alırsa alsın, onun bir faydası olmaz Yunanistan'a. Kendi aralarında üçlü dörtlü mekanizmalar oluşturabilirler, biz de oluşturuyoruz, Kafkaslar'da, Balkanlar'da istikrar için.

Haberin Devamı

DOĞU AKDENİZ KRİZİ

Doğu Akdeniz'de bizim son birkaç yılda attığımız adımlar, 2018'de sondaj çalışmalarına başladık. "Bir günde biz karar verdik Doğu Akdeniz'e gemilerimizi indirdik" gibi algılıyorlar, Yunanistan da böyle algılıyor. 2001 yılından bu yana gerek Rum kesimi, gerekse Yunanistan; ikili, üçlü anlaşmalar, bloklar oluşturdu. Biz de Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin olmadığı platformun hiçbir işe yaramayacağını söyledik, sahada attığımız adımlarla bunu ispatlamış olduk. Biz hakça paylaşımdan yanayız. Hangi platformu oluşturursanız oluşturun hidrokarbonla ilgili, buralarda hidrokarbon zenginliği varsa buradan çıkacak ürünün uluslararası alana gitmek için bizim iznimizi almak zorundalar.

Bu güzergahın fizıbıl (uygulanabilir) olabilmesi için, bu ürünlerin uluslararası piyasalara götürülmesi için Türkiye üzerinden gitmesi gerekiyor. Niye Türkiye'yi ve KKTC halkını dışlayarak yapıyorsunuz. Türkiye karşıtlığının bu ülkeleri ya da Rum kesimini mantıktan uzaklaştırılmasının neticesi. Yoksa üçü, dördü bir araya gelsin problem değil. Sahada yapamazlar, masada ne konuşurlarsa konuşsunlar. Biz bunlardan bağımsız şekilde konuşalım diyoruz, çok taraflı konferans diyoruz, diğer ülkelerle de çalışabileceğimizi sürekli söylüyoruz. Kimsenin hakkında gözümüz yok bizim.

Maalesef Yunanistan'ı dolduruşa getiren, "Arkanızdayız" diyerek kendi ürünlerini Yunanistan'a satıyorlar. Yunanistan'ın kendi bileceği iş, parası varsa alır.

Yunanistan'ın uluslararası hukuk dediği sözde bir Sevilla haritası var. Bu haritaya göre Türkiye kendi Antalya körfezinde nefes alacak, Ege'de hiçbir yere gidemiyor. Hemen Kaş'ın karşısında Meis adasına 40 bin kilometre karelik deniz yetki alanı talebinde bulunuyor. Buraya girdiğimizde "Uluslararası hukuka aykırı davranıyorsunuz" diyorlar. Hangi mahkeme böylesine bir durumda böyle bir adaya deniz yetki alanı veriyor?

"BÖYLE BİR DURUM DÜNYADA YOK"

Yunanistan ile İtalya arasında, Fransa ile İngiltere, Libya ile diğer Akdeniz ülkeleriyle, Ukrayna ile Romanya arasında yapılan anlaşmada böyle bir durum yok. Yunanistan maksimalist yaklaşım içerisinde. AB Adalet Divanı özellikle Slovanya-Hırvatistan deniz yetki alanları tartışmasında AB'nin bu konuda bir yetkisinin olmadığına hükmetmiştir. AB'nin yorumda bulunmasının, kınamasının geçerliliği yoktur. Yunanistan bu Adalet Divanı'nın yargı yetkisini tanıdığını belirtiyor ama üç konuda şerh koymuş; kıta sahanı, hava sahası, silahsızlandırılmış adaların statüsü. Neden şerh koydun bunlara? Yunanistan uluslararası hukuk diyor. Bizim egemenliğimizi ihlal ediyor Türkiye diye iftirada bulunuyor. 6 millik kara sularının üstünde Yunanistan 10 millik hava sahası ilan ediyor. Böyle bir durum dünyada yok.

Yunanistan'ın uluslararası hukuk dediği bu. Kendi hayali iddialarını uluslararası hukuka uygun olarak görüyor. Bunun yanlış olduğunu söyleyince uluslararası hukuk aykırı şekilde diye yorumluyor. Uluslararası hukuk keyfi şeklinde yorumlanmaz ki. Batı Trakya'da 'Bunlar Türk değil Müslüman' diyor. Diğer taraftan insan hakları mahkemesi var. Adaların silahsızlandırması var Lozan'da diyoruz. Efendim tehdit var diyor. Uluslararası hukuktan bahsediyorsan ilkeli olacaksın her şeyden önce.

SONDAJ ÇALIŞMALARINDA SON DURUM

Oruç Reis 6 aylık bir bakıma gitti bildiğim kadarıyla. Bu konuda Enerji Bakanlığımızın açıklamaları ile verdiği bilgiye göre açıklamalar yapıyoruz. İhtiyaç olduğu yerde aramalar, aramaların bittiği yerde bulgular detaylı şekilde inceleniyor, daha sonra olasılık varsa, şu noktada veya şu noktada hidrokarbon, gaz ya da petrol çıkma olasılığı varsa o zaman sondaj gemisi gidiyor oraya. En son güçlü bir rezerv bulduk Karadeniz'de, inşallah devamı da gelecektir. İç politika ile dış politika iç içe girmiştir. Bu dünyada da böyle, kaçınılmaz. Dış dünyada herhangi bir gelişme Türkiye'yi etkiliyor.

Bu tür milli meseleleri sürekli siyasete alet etmeden milli bir duruşla görmek lazım. Gemiyi çekersiniz tepki gösteriyorlar. Gönderiyorsunuz tepki gösteriyorlar. Dışişleri Bakanlığı olarak mümkün olduğu kadar iç siyasetten uzak durmaya çalışsak da yeri gelince cevabı veriyoruz. Tüm dünyayı karşımıza alarak kendi kıta sahanlığımızda ne yapabileceğimizi, bize rağmen hiçbir şey yapılamayacağını gösterdik mi gösterdik. Tüm dünya gördü. Muhalefetin de bu durumları milli duruşla değerlendirmesini rica ediyorum.

TÜRKİYE-MISIR İLİŞKİLERİ

Mısır'la temaslar koptuktan sonra, belli bir süre geçtikten sonra sayın Cumhurbaşkanımız bizlerin bakan düzeyinde Mısır'la temaslarda bulunabileceğini söylemişti. Sayın Şükri ile defalarca uluslararası toplantılar marjında bir araya geldik. En son kendisiyle görüştük, bazı yol haritalarıyla ilgili çalıştık. O zamanlar prensip olarak uluslararası platformda birbirimizin aleyhine olmama konusunda anlaşmıştık. O ilkelere bizim tarafımızdan uyuldu, uyulmayınca biz de karşılık verdi. En son Batı Trakya Türkleri ve Kıbrıs'la ilgili toplantıda da bu ilkelere uymaya başladık.

Pozitif durum oldu. Biz de NATO'da bazı jestler yaptık. Dışişleri Bakanları düzeyinde bu işlerin götürülmesi konusunda mutabık kaldık. Mısır'ın bize daveti oldu. Bakan yardımcıları düzeyinde. Arkadaşlarımız Mayıs'ta gidecek. Daha sonra karşılıklı büyükelçi atamaları konularında sayın Şükri ile oturup konuşuruz. Burada bazı yorumlar da görüyorum. İşte Mısır muhalefetini Türkiye satıyor mu diye. Biz başından beri darbe konusunda hep ilkeli davrandık. Türkiye'de bazı Mısırlı muhalifler var ama biz normalleşme adımları başlamadan önce Mısır aleyhine aşırı söylem içinde olanlara gerekli uyarıları yapmıştık.

Evet gelenler olmuştur, burada açıklama yapanlar olmuştur. Türkiye'de otel odasında bir çekim yapıyorlar. Yurt dışında İstanbul'da çekildiğini söylüyorlar. Biz bu normalleşme sürecinden önce de Mısır ve diğer ülkelerle ilgili onların yönetimlere karşı olan gruplara karşı telkinlerimiz olmuştur. Bu ilkeli bir duruştur.

"SİSİ'YE DARBE YAPILSAYDI AYNI TUTUMU SERGİLERDİK"

Biz önce de telkinlerde bulunduk. Sadece Müslüman Kardeşler değil. Bir ülke aleyhine o ülkenin kabul edemeyeceği tonda aşırıya kaçan söylem ya da faaliyet varsa ilkesel tutum içerisindeyiz. O ülkelerde seçim olur, halk kimi iktidara getirirse biz o yönetimle en iyi şekilde çalışırız. Mısır'da darbeye karşı olduk biz. Biz Müslüman Kardeşler olduğu için değil. O gün Sisi işbaşında olsaydı, başkası darbe yapsaydı aynı ilkesel tutumu sergilerdik. Ermenistan'da da aynı tutumu sergiledik. Müslüman Kardeşler'in iktidara gelmeden önce Mısır'la ilişkilerimiz kötü müydü? Hayır, son derece iyi ilişkilerimiz vardı.

Fas'ta da öyle. Bizim ilişkilerimiz Fas devletiyle. Tunus'ta da öyle. Bizim o parti, bu parti, o ideoloji, bu ideoloji diye bir derdimiz yok. Biz muhafazakar demokrat partiyiz. Bazı ülkelerde sosyalist partilerle de çalışıyoruz. Ortak ilkelerde birleşebiliyorsanız çalışırsınız. Müslüman Kardeşler bugün Kuveyt'de yönetimin içinde mi, evet. Bizim için farketmiyor, o ülkeler buna karar verecek. Bizim ilişkilerimiz bir kişiye ya da partiye bağlı değil. Ama Müslüman Kardeşler'i terör örgütü olarak ilan edilmesine de karşıyız. Seçim yoluyla iktidara gelmeye çalışan siyasi bir harekettir."

SURİYE SEÇİMLERİ

Kesinlikle adil bir seçim olmaz. Bu şeffaf bir seçim olmaz. Tüm yurtdışında ve içerideki Suriyelilerin katıldığı seçimi iktidar ve muhalefet birlikte hazırlaması gerekiyor. Bunun da yolu anayasadan geçiyor. Yine ayak diretmeye başladılar. Muhalefette anlaştığı prensiplerden bile geri adım attılar. Bu seçimi kimse tanımaz. Birkaç ülke çıkar tanır. Siyasi sürece uluslararası toplumun da katkı verdi. Artık rejimin askeri çözümün olmayacağını görerek siyasi sürece artık önem vermesi gerekiyor. Ancak ondan sonra yapılacak bir seçim meşru olur. Kayıtların çok iyi yapılması lazım.

Suriye halkı bizim kardeşimiz, komşumuz. Bu yönetim için aynı şeyleri söylememiz sözkonusu değil. Yeni bir anayasa, seçim kanunları ve ülke seçime gittikten sonra, milli bütünlüğü sağladıktan sonra o yönetimle ilişkiler sağlıklı bir şekilde götürülebilir. Şimdi uluslararası toplam tarafından meşru bir tanınma yok."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!