Sifon ayaklanması

Güncelleme Tarihi:

Sifon ayaklanması
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 31, 1997 00:00

ABD'nin dünya pazarlarındaki ekonomik rekabet gücü, yeni tuvalet yasası yüzünden tehlikeye girdi. 1992 yılında çıkarılan yasa değiştirilmediği takdirde, Amerika'nın ulusal verimliliği kanalizasyon borularında heba olup gidecek ve önümüzdeki yüzyılda Japonya'nın ABD'yi sollaması işten bile olmayacak. Tamam biraz abartılı gibi görünüyor ama, kesinlikle şaka değil. International Herald Tribune'da çıkan Miami Herald kaynaklı makaleye göre, sorun şundan ibaret: 1992 yılında Kongre'den geçen enerji kaynaklarının korunmasıyla ilgili yasa, Amerika çapındaki tuvaletlere yeni bir standart getiriyor. Daha az su kullanımını öngören bu yasa, bundan böyle inşa edilecek yeni evlere herkesin alıştığı 3.5 galonluk sifonlar yerine, 1.6 galonluk rezervuarlar yerleştirilmesini emrediyor. Yasaya uymayanların da 2 bin 500 dolar cezaya çarptırılması hükme bağlanıyor. Yasa yürürlüğe giriyor ve tam bir sifon fiyaskosu patlak veriyor. Yeni tuvaletlerin rezerve ettiği su miktarı klozeti temizlemeye yetmediği için insanlar üst üste defalarca sifon çekmek zorunda kalıyor. Bu duruma katlanamayanlar, eski tuvaletlerden bulmak için seferber oluyor ve sonunda 3.5 galonluk rezervuarlar karaborsaya düşüyor. Makalenin yazarı Dave Barry alelade bir sifonun karaborsada satılmasının ne kadar ironik bir durum olduğunu şu örnekle açıklıyor: ‘‘Ben Miami'de yaşıyorum. Bu şehirde kapıyı açıp ‘hey benim biraz crack'e ihtiyacım var' diye seslendiğiniz an uyuşturucu satın alabilirsiniz ama, dilediğiniz sifonu asla...'' Barry'nin yaptığı hesaplara göre, adam uyanık geçirdiği zamanın yüzde 23'ünü sifon başında harcıyor. Milyonlarca insanın aynı işlemi tekrarladığı düşünülürse, bu durum ulusal verimlilikte büyük bir kayıba yol açıyor. Üstelik su harcaması da artıyor. Kabaca bir hesapla, Amerika'nın dört bir yanında her bir saatte bir Erie Gölü kapasitesinde su sifonlanıyor. Japon mühendislerin, uzay mekiklerini bile gölgede bırakacak tam otomatik high-tech tuvaletler dizayn ettiği ortamda bu durum tabii ki büyük bir utanç kaynağı oluşturuyor. Ulusal utancın, bireysel utanç boyutu da mevcut. Çünkü bu yasa, sosyal ve psikolojik handikaplar da yaratıyor. Düşünsenize konuk olarak bulunduğunuz bir evde tuvalete giriyor ve çıkmayı bir türlü başaramıyorsunuz. Çünkü klozette bıraktığınız izi yok edemiyorsunuz. Ortalıkta naylon kova ve leğenler olmadığı takdirde - ki olmayacağı kesin - içeride sifon çekip, klozeti kontrol ederek, rezervuarın suyla dolmasını bekleyip, yeniden sifon çekerek beyhude vakit geçiriyorsunuz. Ev sahipleriyle diğer konukların dikkatini çekecek kadar uzun bir süre içeride kaldığınız için utançtan kıvranmaya başlıyor; ‘‘Adam acaba çamaşıra mı girişti?'' şeklinde şüphelere maruz kalıyorsunuz. Vatandaş bu ‘‘rezalete'' boyun eğmiyor, yeni sifonlara başkaldıranlar örgütlenip Kongre nezdinde girişim başlatıyor. Joe Knollenberg adlı Temsilciler Meclisi üyesi yasa değişikliği önergesi hazırlayıp, ilgili komisyona sunuyor. Şimdi tuvalet lobicileri, vatandaşın beğenmediği sifon yasasını sifonlamak üzere, Kongre'de yoğun bir şekilde kulis faaliyeti yürütüyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!