Sezer: İnsan hak ve özgürlüklerini evrensel standartlara uydurmalı

Güncelleme Tarihi:

Sezer: İnsan hak ve özgürlüklerini evrensel standartlara uydurmalı
Oluşturulma Tarihi: Haziran 29, 2000 00:00

Haberin Devamı

ANKARA - CUMHURBAŞKANI Ahmet Necdet Sezer, bugün Arı Hareketi, Konrad Adenauer Vakfı ve Türk Demokrasi Vakfı'nca TBMM'de düzenlenen ``Türkiye'de Anayasa Reformu-İlkeler ve Sonuçlar'' konulu kongrede bir konuşma yaptı. Sezer konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti'nin değiştirilemez temel ilkelerinin, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti nitelikleri olduğunu vurguladı.

HUKUK DEVLETİ

Hukuk devleti ilkesinin, çağdaş demokrasilerin belirleyici niteliği olduğunu kaydeden Sezer, şunları söyledi:

``Hukuk devleti, demokratiklik ilkesinin yanı sıra evrensel kuralların üstünlüğünün de güvencesidir. Çağdaş yönetimlerde demokrasinin temeli kabul edilen hukuk devleti ilkesi, devletin hukuka bağlılığını, yasama ve yürütme erklerinin bağımsız yargı tarafından denetimini ve temel hak ve özgürlüklerinin korunmasını gerektirir. Böylece kişilerin hukuk güvenliği sağlanmış olur. Laiklik, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesinden gelen bir ilkedir. Bu ilkenin Cumhuriyet'in nitelikleri arasında sayılması, her şeyden önce demokratik hukuk devletinin varlığını koruması yönünden zorunludur. Hukuk devletini ve hukukun üstünlüğü ilkesini gerçekleştirmenin en önemli öğelerinden biri yargı bağımsızlığıdır. Yargı bağımsızlığını tam olarak sağlayamayan anayasa, demokratik hukuk devleti ilkesini yaşama geçirmeyi başaramaz. Kimse hukukun üstünde değildir, hukukun üstünlüğü herkesi bağlar.''

İNSAN HAKLARI GELİŞTİRİLMELİ

İnsan hakları ve özgürlüklerinin, demokratik toplum düzeni içinde insan olmanın, insanca yaşayabilmenin vazgeçilmez koşulu olduğunu vurgulayan Sezer, ``Anayasal düzenlemeler, insan hak ve özgürlüklerinin elde edilmesi ya da genişletilmesi için devlet gücünü kullananlara karşı ve bunların yetkilerini sınırlamak amacıyla yapılır. Özgürlükçü demokrasilerin en önemli ilkesi, insanın devlet için değil, devletin insan için var olduğu anlayışıdır'' dedi.

Sezer, 1982 Anayasası'nda yer verilen hukuk devleti ilkesinin, temel hak ve özgürlükler ve demokrasiyle çelişen kurallarının değiştirilmesiyle, bir Anayasa reformunun gerçekleştirileceğini vurgulayarak, şöyle dedi:

``Avrupa hukukuna uyum, ancak iç hukukumuzda yapacağımız reformla olanaklıdır. Türkiye'nin reformlara Anayasa'dan başlayarak bu kararlılığını ortaya koyması gerekmektedir. Bu yöndeki girişimlerin destek göreceğini burada belirtmek istiyorum. ''

DİĞER KONUŞMALAR

Kongrede Yıldırım Akbulut'un yanısıra Arı Hareketi Genel Koordinatörü Kemal Köprülü, Türk Demokrasi Vakfı Başkanı, ANAP'lı Bülent Akarcalı ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Ertuğrul Yalçınbayır da birer konuşma yaptı.

TÜRK'TEN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ÖNERİSİ

Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk de toplantıda 1982 Anayasası'nın 12 Eylül'den sonra yapıldığını ve o dönemde yeterince tartışılmadığı için bugün tartışmaların sürdüğünü söyledi. Anayasa'nın tamamen mi, yoksa gelişen ihtiyaçlara göre mi değiştirilmesi gerektiği tartışmalarını vurgulayan Türk, şöyle dedi:

``Yeni bir Anayasa estetik açıdan iyi olur. Ancak, bunun için toplumsal bir uzlaşma şart. Anayasa'nın anlam bütünlüğünü bozmadan değişen şartlara göre değiştirilmesi daha uygun olur. Anayasa'da bir cümle veya sözcükle yapılacak anlamlı bir değişiklik daha önemli olabilir. Önemli olan, 1982 yerine Türkiye'yi 21. yüzyıla kavuşturacak bir Anayasa yapmaktır.'' Türk'ün değiştirilmesini istediği Anayasa maddeleri ve önerileri şöyle: Anayasa'nın 6. maddesinde düzenlenen egemenlik kavramı, AB'a adaylık sürecinde yeniden ele alınmalı. Bazı ülkeler bu konuda değişiklikler yaptı. 6. maddeye göre, Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Bu egemenliği millet yetkili organları eliyle kullanır. Türkiye'nin uluslararası kuruluşlara ve kurumlara üyeliği halinde diğer ülkelerle eşit koşullar altında olmak kaydıyla kurum ve kuruluşların organları ile egemenliği birlikte kullanacağı eklemesi yapılmalı.

Anayasa'nın 26. ve 28. maddelerindeki dil yasağının anlamı kalmamıştır. Zaten bu konuda daha önce çıkan bir yasa kaldırılmıştır. Türkiye'de yasak olan bir dil yok. Kişisel verilerin korunmasını yönelik yeni bir düzenleme yapılmalıdır. Bilgi edinme, adil yargılanma hakkı Anayasa'da açık şekilde belirtilmelidir. Anayasa'daki eşitlik ilkesi kadın-erkek eşittir şeklinde değiştirilmelidir. Siyasi partilerin kapatılması en son olarak düşünülmeledir. Onun yerine, Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası'na aykırı davranışlarda bulunan partilere genel veya ara seçimlere girme yasağı getirilebilir. Milletvekilli yaşı 25'e indirilmelidir, yasama dönemi ise 4 yıl olmalıdır. Yasama dokunulmazlığı gözden geçirilmelidir. Kürsü dokunulmazlığı dışında milletvekillerinin yargılanmasının yolu açılmalıdır. Anayasa'nın 87. maddesinde genel veya özel affa 14. maddeye atıftabulunularak getirilen kısıtlama kaldırılmalıdır. Bu toplumsal uzlaşma açısından şarttır. Genel veya özel affa ilişkin takdir ve yetki tamamen TBMM'ye verilmelidir.

Cumhurbaşkanı'nın yasaların birkez daha görüşülmek üzere TBMM'ye iadesi yeniden düzenlenmelidir. Bir maddedeki itiraz, bütün yasanın yeniden görüşülmesine yol açmamalıdır. Soruşturma komisyonları siyasi görüşlerden etkilenmektedir. Bu soruna, yasama ve yargı arasında denge kuracak yeni bir düzenleme ile çözüm getirilmelidir. Soruşturma komisyonlarında Yargıtay'ın ceza daireleri başkanları da bulunmalıdır. Nihai kararı yine TBMM vermelidir. Başkanlık ve yarı başkanlık sistemi, uygulandığı ülkelerde de tartışılıyor. Türkiye parlamenter sistemde önemli tecrübeler edindi. Parlamenter sistem sürdürülmelidir. Başkanlık sisteminde yürütme ve başkan karşı karşıya gelebilir.

Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesi, sistemde tamamen değişikliğe yolaçar. Yürütme ve Cumhurbaşkanı karşı karşıya gelebilir. Cumhurbaşkanı'nı yine TBMM seçmelidir. Ancak, bu seçime il genel Meclisi'nden gelecek üyeler de katılabilir. Bu durumda Cumhurbaşkanı'nın bazı yetkilerinin anlaşılması kolaylaşır.

Devlet bakanlıkları, icracı bakanlıkların yarısını geçmemelidir. İdari işlemlere karşı yargı dışında da denetim olanağı sağlanmalıdır. Kamu denetçiliği Anayasa'ya konmalıdır. Anayasa Mahkemesi'nin yetkileri artırılmalıdır. OHAL ve savaş döneminde çıkarılan KHK'ler de Anayasa Mahkemesi'nin denetimine açık olmalıdır. 12 Eylül döneminde çıkarılan yasa ve KHK'ler için Anayasa Mahkemesi'ne dava açılabilmelidir. Anayasa'nın geçici 15. maddesinin anlamı kalmamıştır.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısı değiştirilmelidir. Adli ve idari yargı olarak iki alt kurul oluşturulabilir. Bu kurullara birinci sınıfda 5 yılını doldurmuş hakim ve savcılar da temsilci gönderebilmelidir. Alt kurullara Yargıtay ve Danıştay başkanları başkanlık edebilir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!