Şeytanı yeğleyenler

Güncelleme Tarihi:

Şeytanı yeğleyenler
OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 11, 2008 09:37

Başlığımız, Kur'an'ın Zühruf Suresi 36-38. ayetlerinden esinlenerek atılmıştır.

Haberin Devamı

Şöy­le de­ni­yor o ayet­ler­de:

 

"Kim Rah­man'ın zik­ri­ni/Kur'an'ı gör­mez­lik­ten ge­lip on­dan uzak­la­şır­sa biz ona bir ÅŸey­tan mu­sal­lat ede­riz, o ona can yol­da­şı olur. Bu ÅŸey­tan­lar on­la­rı yol­dan sap­tı­rır­lar. On­lar­sa ken­di­le­ri­nin hâlâ hi­da­yet üze­re ol­duk­la­rı­nı sa­nır­lar. So­nun­da bi­ze gel­di­ğin­de ÅŸey­tan yol­da­şı­na şöy­le der: 'Keş­ke ara­mız­da iki do­ğu ara­sı ka­dar uzak­lık ol­say­dı! Ne kö­tü yol­daş­mış­sın sen!"Â

 

Rah­man'a kar­şı şey­tan söz ko­nu­su­dur bu­ra­da. Zi­kir, Kur'an'ın ad­la­rın­dan bi­ri ol­du­ğu­na gö­re, kar­şı kar­şı­ya ge­len de­ğer­ler, Kur'an de­ğer­le­riy­le şey­ta­nın de­ğer­le­ri­dir.

 

Haberin Devamı

Bu­ra­da gö­z ar­dı edil­me­me­si ge­re­ken en önem­li nok­ta, şey­ta­nı yeğ­le­ye­rek Kur'an'a sırt dö­nen­le­rin, ken­di­le­ri­ni ışık ve aydınlık üze­re gö­ren ki­şi­ler ol­ma­sı­dır. Ya­ni bu ‘şey­tan yeğ­le­yi­ci­ler’, öy­le din­siz-iman­sız inkârcılar de­ğil, hi­da­yet id­di­a­sın­da ken­di­le­ri­ni öne çı­ka­ran ki­şi­ler­dir. Allah adına avukatlık yapmakta olan din yaygaracıları, şeriat isterükçüler, din baronları bu cümledendir.

 

Kur'an bun­la­rı ne­den, ‘hi­da­yet id­di­a­sı için­de sap­mış­lar’ ola­rak gös­te­ri­yor? Ce­vap, me­sa­jın esa­sı­dır: Kur'an dı­şın­da hi­da­yet ara­mış­lar­dır, bu­nun do­ğal so­nu­cu ola­rak şey­ta­nın dos­tu ol­ma ka­de­ri­ni yük­len­mek zo­run­da kal­mış­lar­dır.

 

Me­sa­jı tek­rar­la­ya­lım:

 

Hem Müslümanım deyip hem de Kur'an dı­şın­da hi­da­yet ara­yan­la­rın dos­tu şey­tan, na­sip­le­ri ise sa­pık­lık ve hüs­ran­dır. Ür­kü­tü­cü olan şu ki, bu hüs­ran, hi­da­yet yaf­ta ve id­di­a­sıy­la sah­ne­len­mek­te­dir. Tah­ri­bin bü­yük­lü­ğü iş­te bu­ra­dan kay­nak­lan­mak­ta­dır. Ayet, ‘di­ne-İs­lam'a, mu­kad­de­sa­ta’ vs. gi­bi siyasal ifa­de­ler ye­ri­ne, vahye dayanan bir tâbiri, ‘Kur'an'a ters düş­mek’ tâbirini kul­lan­mış­tır. Ya­ni, Kur'an'dan onay al­ma­yan bir hi­da­yet id­di­a­sı ve bu id­di­a­ya bağ­lı din söy­le­mi, per­de­nin ar­ka­sı­nı gö­re­bi­len­ler için, ka­tık­sız bir sa­pık­lık­tır. Ka­tık­sız ve kat­mer­li.

 

Haberin Devamı

Zaten Türkiye’de en yıkıcı sapıklıklar, en iğrenç ahlaksızlıklar; ‘din, mukaddesat’ perdesi altında milleti soyanlar tarafından sergilenmektedir. Çün­kü inkârcı sa­pık­lı­ğın ak­si­ne, Kur'an dı­şı din­ci­lik şek­linde be­li­ren sa­pık­lık, Al­lah'ın saf ve iyi ni­yet­li kul­la­rı­na mu­sal­lat olur ve on­la­rı din-iman di­ye di­ye pe­ri­şan eder. Bu­gün­kü İs­lam dün­ya­sı­nı et­ti­ği gi­bi. İs­lam dün­ya­sı ve o ara­da ül­ke­miz iş­te bu pe­ri­şan­lı­ğın kah­rı al­tın­da in­le­mek­te­dir.

 

Olay açık ve inkâr edi­le­mez bir bi­çim­de or­ta­da­dır: Ken­di­si­ne ‘İs­lam dün­ya­sı’ adı­nı ve­ren câmia, id­dia ve söy­lem­le­rin­de ıs­rar eder­se, akıl bi­zi iki şey­den bi­ri­ni ka­bu­le zor­la­ya­cak­tır:

 

Haberin Devamı

1. Bu câmia al­da­tı­lı­yor ve­ya ken­di­ni al­da­tı­yor, ya­şa­dı­ğı­nı id­dia et­ti­ği din, Kur'an'ın ge­tir­di­ği ve adı­nı ‘İs­lam’ koy­du­ğu din de­ğil­dir,

 

2. İs­lam dün­ya­sı doğ­ru söz­lü ve dü­rüst öz­lü­dür, bo­zuk­luk ve tu­tar­sız­lık (hâşa) Kur'an'da­dır.

 

Bu iki şık­tan bi­ri­ni seç­mek zo­run­da­sı­nız. Ä°s­lam dün­ya­sının pe­ri­şan­lı­ğı tar­tış­ma­sız ol­du­ğu­na gö­re, "Hem bu câmia sağ­lam­dır hem de Kur'an" de­me­ye kalk­mak ak­lın apa­çık­lık il­ke­si­neÂzıt olur.

 

Biz, yu­kar­ki iki şık­tan bi­rin­ci­nin doğ­ru ol­du­ğu inan­cı­nı ta­şı­yo­ruz. Se­be­bi de, hiç kuş­ku­ya düş­me­den be­lir­le­miş bu­lu­nu­yo­ruz. Bir kez da­ha söy­le­ye­lim:

 

Haberin Devamı

‘İs­lam dün­ya­sı’ de­nen câmianın ya­şa­dı­ğı din, Kur'an'ın ge­tir­di­ği ve Hz. Mu­ham­med'in gösterdiği din olmaktan çıkmıştır. İçin­de o din­den bir­ şey­ler el­bet­te var­dır ama ta­ma­mı o din de­ğil­dir. Kur'an'ı ‘an­la­mak’ için oku­yan­lar, bu ger­çe­ği he­men­ce­cik gö­rü­ve­rir­ler.

 

Ül­ke­mizde de, po­li­tik ve eko­no­mik sal­ta­nat çı­kar­la­rı uğ­ru­na Kur'an'ın sa­de­ce adı kul­la­nıl­mak su­re­tiy­le ser­gi­le­nen bu ‘Kur'an dı­şı din’, men­fa­at ve­ya al­dat­may­la sus­tu­rul­muş kit­le­ler ha­riç, ak­lı ve id­ra­ki sağ­lam hiç­bir in­sa­nı ik­na ede­mez. Bu apa­çık ol­du­ğu için­dir ki, Kur'an dı­şı din­ci­li­ğin sa­vu­nu­cu­la­rı, sü­rek­li bir bi­çim­de afo­ro­za, tek­fi­re, teh­di­de, şid­de­te ve­ya ulûfe da­ğıt­ma yo­lu­na baş­vur­mak­ta­lar. Çün­kü idrâk ve ak­lı tat­min ede­cek hiç­bir şe­ye sa­hip de­ğil­lerdir.

 

Haberin Devamı

Daha da vahimi, ahlaka sahip değillerdir. Ülkenin en büyük soygun ve talanlarında, en yıkıcı yalanlarında onların imzası vardır.

 

Kur'an'a sırt dö­nen din­ci sö­mü­rü­yü ta­nı­tıp bel­le­te­mez­sek, kör­pe ku­şak­la­rın şu üç be­la­dan bi­ri­ne tes­lim oluşunu sey­re­de­riz:

 

1. "Din bu ise ol­maz ol­sun" di­ye­rek din­siz­li­ğe ge­çiş,

 

2. "Din­siz ya­şan­maz ama kılı ve kumaşı tanrılaştırmış bir dine de kat­la­na­mam" di­ye­rek baş­ka bir di­ne ge­çiş,

 

3. Bil­gi­siz­lik, duy­gu­sal­lık yü­zün­den ve­ya eko­no­mik-po­li­tik se­bep­le­rin iti­şi­y­le Kur'an dı­şı dine bağ­lı­lı­ğı­nı de­vam et­ti­re­rek ruh ve ki­şi­lik den­ge­lerini yitirmek.

 

Sah­te di­nin, bu üç ih­ti­mal dı­şın­da va­at ede­ce­ği hiç­bir şey yok­tur. Dün­ya ve âhiret mut­lu­lu­ğu­na ya­tı­rım yap­mak is­te­yen­le­re, aklın egemenliğini esas alan Kur'an'daki İslam’ı öneriyoruz.

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!