Güncelleme Tarihi:
Teşhis konulduğunda en fazla bir yıl yaşama şansı verilen, ama hayatla oyun oynarcasına, sevgi şiirleri yazarak kansere tam 3 yıl direnen 9 yaşındaki Selin Bişkin, sonunda pes etti. Direnişiyle şaşırttığı doktorlarını, ölümüyle de ağlatan Selin, geride kitap haline getirilmesini istediği sevgi şiirleri ve resimlerini bıraktı.
Doğmadan 4 ay önce babası trafik kazasında ölen, annesi Nalan Bişkin, teyzeleri ve dayısının ‘prenses gibi’ yetiştirdiği Selin, Ege Üniversitesi Hastanesi Çocuk Servisleri'nde yaşam mücadelesi verirken, şirinliği, sevinç ve mutluluklarıyla, gönülleri fethedip ‘çok özel’ hasta oldu. Selin, konuştuğu herkese, modadan tiyatroya, şiirden resime kadar sanatın çeşitli dallarında başarılı olma düşlerini anlattı. Muayene olacağı her gün, peruğunu ve bandanasını takıp, kokularını sürünüp, doktorlarını bekledi. Yazdığı şiirler, yaptığı resimler, doktorlarının masasını süsledi.
MUCİZE YARATACAKTI
Henüz 6 yaşındayken böbreküstü bezi kanseri teşhisi konan Selin Bişkin, Ege Üniversitesi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ile Çocuk Cerrahisi Klinikleri'nde 3 yıl tedavi gördü. Bu süre içinde 4 ameliyat oldu, defalarca kemoterapi tedavisi gördü. Doktorları sürekli Amerika'daki merkezlerle işbirliği yapıp en son tedavi yöntemlerini gerçekleştirdiler. Nitekim Selin'in mücadelesi ve doktorlarının çabasıyla hastalık tam 4 kez gerileme gösterdi, tümörde küçülme saptandı. Ancak her defasında tekrar Azrail gibi karşısına dikildi. Amerika'dan da yapılacak bir şey olmadığı, bu kadar uzun süre yaşamasının bile mucize olduğu bildirildiğinde, doktorları son kez bir ameliyat riskini daha üstlendi, ama çabalar sonuçsuz kaldı ve Selin Bişkin, yaşama veda etti.
SON MEKTUP
Selin, ikinci ameliyatından bir hafta önce 12 Şubat 1997'de annesine, teyzelerine, dedesi ve kuzenlerine hitaben bıraktığı mektupta ‘‘Bu yazıyı mutlaka okuyun, altını imzalayın. Beni sakın, sakın unutmayın. Bu yazı hem hayattan, hem de sevgiden bahsedildiği için çok önemli’’ diye yazdı. Bu mektubu ölümünden sonra bulduklarını belirten anne Nalan Bişkin, ‘‘Bu sanki bir son mektup, Selin'den bize. Öleceğini bilir gibi. Mektubu okuduk, istediği gibi imzaladık ve onu asla unutmayacağız’’ dedi. Selin'in kendisine acınmaması için her zaman vakur tavır sergilediğini, büyüklerini eğiten mantığa sahip olduğunu kaydeden Nalan Bişkin, ‘‘Kısa ama yetişkin gibi dolu ömrü oldu. Bir gün başarılarıyla, şiirleriyle ünlü olacağını, gazetelere çıkacağını söylerdi. Bunlar sanki vasiyetti. Şiirlerini mutlaka kitap halinde yayınlatacağım’’ diye konuştu.
Nalan Bişkin, ‘‘Ölümünden birkaç gün önceydi, konuşuyorduk, elimi tuttu, ‘Karanlık bir çukurdayım, ama bırakmıyorlar' diyordu. O güne kadar Azrail'e meydan okuyan kızım artık korkuyordu’’ dedi.
DOKTORU ANLATIYOR
Doç. Dr. Nazan Çetingül, Selin’in ‘büyümüş de küçülmüş’ olarak tanımlanan çocuklardan biri olduğunu söyledi. Doç. Dr. Çetingül, ‘‘O çok özel hastamızdı. Tümörün büyüklüğüne göre, bu tür kanserlerde yaşama şansı en fazla 2 yıldır, ama o daha uzun yaşadı. Tedavisi süresince tümörün çok küçüldüğü dönemler oldu. Değişik ilaçlarla tutmaya çalıştık. 3- 4 kez tekrarladı, sonra büyüdü. Çok başarılı ameliyatlar geçirdi. Ama yaygın, karaciğeri saran bir tümördü. Tam bir cerrahi işlem yapılamıyordu’’ dedi.
Selin'den
dizeler
Sen sel gibi geldin,
Su gibi geçtin.
Ben çiçek gibi açtım,
Gül gibi soldum.
Bir mevsim sonbahar,
Kalplerde ilkbahar.
* * *
Aşığım,
Aşığım, ağlama
Aşığım, sevmeyi bil
Aşığım, aşkı sev
Aşığım, beni hep hatırla
Aşığım, bir gün de beni sev
10 Ocak 1998 Cumartesi saat: 16.50