Şerefsiz diyordu danışmana sorsun
Güncelleme Tarihi:
Okan KONURALP ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 24, 2010 00:00
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Doğu ve Güneydoğu Gezisi” öncesinde, bölge halkına, “Var olan sorunları özgür ve kavgasız bir ortamda konuşarak çözebiliriz. Türkiye bu demokratik olgunluğa ulaşmıştır” mesajını verdi.
Kılıçdaroğlu, Hürriyet’in, “Peki bu çağrı PKK’yı da kapsıyor mu?” sorusuna ise “Çağrım bölge halkına. Bölgenin sivil toplum örgütleri, aydınları, kanaat önderleri var. Oturup tartışılabilir. Doğu-Batı ayrımı yapmadan, Nazım da dediği gibi ‘Bir ağaç gibi tek ver hür ve bir orman gibi kardeşçesine’ yaşayan bir Türkiye kurulabilir” dedi. Kılıçdaroğlu, Hürriyet aracılığıyla şu mesajları verdi:
Yapamayacağım sözü vermem
Pek çok siyasetçi gibi yapamayacağım sözleri vermek istemiyorum. Ama o bölgeyi kalkındırmak istediğimi söylemek ve bölge halkına batıdaki yurttaşlarımız gibi bu ülkenin eşit ve özgür bireyleri olduklarını hatırlatmak isterim.
Terörle sonuç elde edilmiyor. Bölge insanı da terörden müthiş mağdur. Sanayici gitmedi, esnaf perişan oldu, bölge çiftçisinin beli büküldü. Oysa, var olan tüm sorunları özgür, kavgasız bir ortamda çözebiliriz.
Sayın Başbakan ısrarla İmralı’yla bir diyalog olmadığını ve affedersiniz bunu ileri sürenin ‘Şerefsiz’ olduğunu söylemişti. Şimdi dönüp danışmanı Sayın Akdoğan’a bir sorsun bakalım. Sanırım danışmanı kendisine daha ayrıntılı bilgi verebilir.”
Danışman ne yazmıştı
Başbakan Erdoğan’ın en yakın danışmanlarından olan Doç. Dr. Yalçın Akdoğan, Star Gazetesi’nin, “Açık Görüş” ekindeki yazısında, “Hükümetin, PKK gibi bir terör örgütü ile müzakere etmesi söz konusu değildir. Elbette devletin kuruluşlarının cezaevinde kalan bir mahkûmla ister istemez diyaloğu olacaktır. Bunu pazarlık diye yorumlamak yanlış. Eylemsizlik kararı, PKK’nın veya BDP’nin iradesiyle ortaya çıkmadı. Kilit rolü oynayan Öcalan’dır. Örgütün yanlış gidişatını görmüş ve bu sürece müdahale etmiştir” diye yazmıştı.
Der Spiegel’e demeç
Alman “Der Spiegel” dergisine de demeç veren Kılıçdaroğlu, “Başbakan Tayyip Erdoğan’ın çıkışlarının Türkiye için sorun yarattığını” savundu. CHP Lideri şunları söyledi: “Biz modern bir ülkeyiz, yasalarımız ve etnik prensiplerimiz de batılıdır. Hükümet bu mirası yok etmek üzere. Partnerlerimizi ürkütüyor. Hükümet devleti eline geçirmeye başladı. Erdoğan’ın 1923 yılında kurulan cumhuriyetimizin temellerini değiştirmesi mümkün olmayacak. Ama yine de uyanık kalmak zorundayız. AKP’nin sosyal politikası İslami prensipler üzerine kurulu. İslam’da devlet tarafından sosyal yardım yapılması yok, Kuran’ın emrettiği şekilde fakirlere sadaka var”
SPD ile görüşeceğim
Kılıçdaroğlu, CHP’nin sosyalist enternasyonalden atılması tehdidiyle ilgili olarak da, “Önümüzdeki haftalarda Berlin’e gideceğim. Orada SPD Genel Başkanı Sigmar Gabriel ve Meclis Grup Başkanı Frank-Walter Steinmeier’le görüşeceğim” dedi. CHP lideri “Steinmeier’e ‘Biz milliyetçi değil, sosyal demokratız mı diyeceksiniz? sorusuna “Evet, Türkiye’de milliyetçilik kavramının Almanya’dakinden farklı bir anlamı olduğunu anlatacağım. Milliyetçiliğimizin etnik kökene değil, ulusa birlikte bağlılıktan kaynaklandığını söyleyeceğim” yanıtını verdi.
Yapamayacağım sözü vermem
Pek çok siyasetçi gibi yapamayacağım sözleri vermek istemiyorum. Ama o bölgeyi kalkındırmak istediğimi söylemek ve bölge halkına batıdaki yurttaşlarımız gibi bu ülkenin eşit ve özgür bireyleri olduklarını hatırlatmak isterim.
Terörle sonuç elde edilmiyor. Bölge insanı da terörden müthiş mağdur. Sanayici gitmedi, esnaf perişan oldu, bölge çiftçisinin beli büküldü. Oysa, var olan tüm sorunları özgür, kavgasız bir ortamda çözebiliriz.
Sayın Başbakan ısrarla İmralı’yla bir diyalog olmadığını ve affedersiniz bunu ileri sürenin ‘Şerefsiz’ olduğunu söylemişti. Şimdi dönüp danışmanı Sayın Akdoğan’a bir sorsun bakalım. Sanırım danışmanı kendisine daha ayrıntılı bilgi verebilir.”
Danışman ne yazmıştı
Başbakan Erdoğan’ın en yakın danışmanlarından olan Doç. Dr. Yalçın Akdoğan, Star Gazetesi’nin, “Açık Görüş” ekindeki yazısında, “Hükümetin, PKK gibi bir terör örgütü ile müzakere etmesi söz konusu değildir. Elbette devletin kuruluşlarının cezaevinde kalan bir mahkûmla ister istemez diyaloğu olacaktır. Bunu pazarlık diye yorumlamak yanlış. Eylemsizlik kararı, PKK’nın veya BDP’nin iradesiyle ortaya çıkmadı. Kilit rolü oynayan Öcalan’dır. Örgütün yanlış gidişatını görmüş ve bu sürece müdahale etmiştir” diye yazmıştı.
Der Spiegel’e demeç
Alman “Der Spiegel” dergisine de demeç veren Kılıçdaroğlu, “Başbakan Tayyip Erdoğan’ın çıkışlarının Türkiye için sorun yarattığını” savundu. CHP Lideri şunları söyledi: “Biz modern bir ülkeyiz, yasalarımız ve etnik prensiplerimiz de batılıdır. Hükümet bu mirası yok etmek üzere. Partnerlerimizi ürkütüyor. Hükümet devleti eline geçirmeye başladı. Erdoğan’ın 1923 yılında kurulan cumhuriyetimizin temellerini değiştirmesi mümkün olmayacak. Ama yine de uyanık kalmak zorundayız. AKP’nin sosyal politikası İslami prensipler üzerine kurulu. İslam’da devlet tarafından sosyal yardım yapılması yok, Kuran’ın emrettiği şekilde fakirlere sadaka var”
SPD ile görüşeceğim
Kılıçdaroğlu, CHP’nin sosyalist enternasyonalden atılması tehdidiyle ilgili olarak da, “Önümüzdeki haftalarda Berlin’e gideceğim. Orada SPD Genel Başkanı Sigmar Gabriel ve Meclis Grup Başkanı Frank-Walter Steinmeier’le görüşeceğim” dedi. CHP lideri “Steinmeier’e ‘Biz milliyetçi değil, sosyal demokratız mı diyeceksiniz? sorusuna “Evet, Türkiye’de milliyetçilik kavramının Almanya’dakinden farklı bir anlamı olduğunu anlatacağım. Milliyetçiliğimizin etnik kökene değil, ulusa birlikte bağlılıktan kaynaklandığını söyleyeceğim” yanıtını verdi.