Şehvet Adamları örgütünün lideriydim

Güncelleme Tarihi:

Şehvet Adamları örgütünün lideriydim
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 29, 2001 10:56

İranlı Mehran Şerif Pur, 29 yaşında. 11 ay önce İran'dan kaçarak Türkiye'ye sığındı. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne başvurdu. Mehran Şerif, İran'da iki önemli tabuya karşı geldi: Hem eşcinsel hem de dans öğretmeniydi.

Haberin Devamı

Üstelik Şehvet Adamları (Lustmen) adlı gizli bir örgütün başı oldu. Hapse girdi, işkence gördü. Fars kültürüne, edebiyatına vakıf bir entelektüel. Hedonizm (hazcılık), felsefe, şiirle ilgili saatlerce konuşabilir, yüzlerce rubai terennüm edebilir. Şimdilik Van'da misafir. Ojeli uzun tırnakları, sürmeli gözleri ve giyimiyle sokaklarda salındıkça Vanlılar'ın şaşkınlığını seyredin. Aylar süren bekleyişi mutlu sona ermek üzere, çünkü Kanada'ya gidiyor.

İran'da dansçı ve eşcinsel olmaya nasıl cüret ettiniz?

- İranlılar eğlenceyi, oynamayı severler. Ama Mollalar çok sayıda kanunla dansı ve eğlenceyi yasakladı. Peygamber Efendimiz çölde gidiyormuş. Müzik sesi duyulmuş. Peygamberimizin adamları müziğin olduğu tarafa gidip dans etmişler. Bu nedenle Peygamber Efendimiz dansı yasaklamış. Mollalar da yasaklarına bunu sebep gösteriyorlar. Dans öğretirken gizliliğe ve dakikliğe önem verirdim. Baskına uğradığımızda doğum günü ya da veda partisi olduğunu söylüyorduk. Homoseksüellere ders verirken Kur'an ve ilim de öğretiyordum. İran'da eşcinseller ikiye ayrılır. Bir kısmı klasik. 900 yıl önce yaşamış Sadi adlı şairimiz, Şemsetttin Muhammed, Hafiz Şirazi, Fahrettin İbrahim, İraki, Mevlana Celalettin eşcinseldi ama onların zamanında açığa çıkamıyorlardı. Eskiler homoseksüellere ‘‘Kalender’’dermiş.

Aileniz ve yakın çevreniz cinsel tercihinizi nasıl karşıladı?

- Ehvaz'da, savaş zamanı doğdum. Sonra İsfahan'a gittik. Babam petrol fabrikasından işçi emeklisi. 11 kardeşiz. Dans öğretmenliğini hep gizlice yaptım. İsteyen kadın ve erkeklere evlerinde özel ders veriyordum. Ailem elbette karşıydı. Hele cinsel tercihime. Ablalarım, akrabalarım, evlerine girmemi yasaklamıştı.

Yasaklara rağmen eşcinsellik yaygın mı İran’da?

- Mollalar kızlarla erkekleri birbirinden ayırdıkları için hemcinsleriyle ilişki kuruyorlar. Bizde eşcinseller Avrupa ve ABD'deki gibi değil. Çok çok gizlidir. Devlet eşcinsellerden korkuyor. İran gençliğinin Avrupa gençliği gibi olmasını istemiyorlar. Eskiden de küpe vardı ama şimdi yasak. Hala motosikletli pastarlar erkeklerin küpesini söküyor.

Eşcinsellerin biraraya gelmesi, dayanışması çok zordur herhalde?

- Bir örgüt kurmuştuk kendi aramızda: Şehvet Adamları (Lustmen). Ben lideriydim. 40 kişiydik. Ve ben 40'ına da aşıktım. Ama biriyle ilişkim oldu ve gizlice evlendik. Adı Areş'ti. Onu çok özlüyorum. Cinsel ilişkinin yemek yemek kadar doğal olduğunu düşünüyorduk. Örgüt arkadaşlarıma Hedonizm (hazcılık)'in felsefesini iki yılda öğrettim. Edebiyat, siyaset konuşup dansediyorduk. Meryem adındaki psikolog arkadaşımız örgüte ilk gelenleri tercihine göre yönlendiriyordu.

Sonunda eşcinselliğinizden dolayı hapse girdiniz?

- Grup lideri olduğum duyuldu. Şehrimde barınamıyordum. Şehir şehir dolaşıyordum. İran'da en büyük ceza eşcinsellere ve zinaya uygulanıyor, recm ediyorlardı. 1993 yılında beni Tahran terminalinde tutukladılar. Falakaya yatırdılar, sorguya çektiler. Üç hafta bu, böyle devam etti.

Sorguda neler sordular?

- Gençleri yönlendirmemden korkuyorlardı. Bir imam, sabah 6'dan gece 11'e kadar din dersi veriyordu bana. Sorular soruyordu. Ben de Kuran'ı satır satır tefsir ettim. Çıkarken kağıt imzalattılar. Bu fikirleri yaymama ve konuşmama taahhütünde bulundum. Kağıdı imzalarken Engizisyon'daki Galile'yi düşündüm. Ne kadar da benziyorduk. Dünya dönüyordu ve eşcinsellik hep var olacaktı.

Türkiye'de nasılsınız?

- İran'da kalsaydım düşüncelerim sınırlı kalacaktı. Şahinşeh şehrindenim. İran’da şehrimize Avrupa derler. 100 bin nüfusun 98 bini eğitimlidir. Ama çileler çektim, hálá çekiyorum. Van'da insanların bakışları, tacizleri eziyet veriyor bana. Geçen akşam ihtiyar biri takip edip kapıma geldi. Para teklif etti, hamama götürmek, geceyi birlikte geçirmek istedi. Burada da çok mutsuzum.

Yakında Kanada'ya gidiyorsunuz, neler değişecek hayatınızda?

- Kanada'da kendi felsefemde bir örgüt kuracağım. Kanada eşcinsellerinin lideri olacağım.

İran'ı özleyip arkadaşlarınızı merak etmeyecek misiniz?

- Milliyetçi değilim. Bu nedenle özleyeceğimi sanmıyorum. İnsanların aklı ve düşüncesiyle işim var; memleketiyle işim yok. Şehvet Adamları'yla bağlantım koptu. Bilmiyorum, ne yapıyorlar, başlarına ne geldi? Onlar da çok işkence görmüşlerdi.

Eşcinsel mülteciler de himayemizde

Mehran Şerif Pur'la Van'da, Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD)'nde görüştük. Dernek Başkanı Ferda Çilalioğlu Cemiloğlu illegal yollardan gelen göçmenlerin statüsünü ve koşullarını anlattı:

‘‘10 gün içinde BM'ye başvurmak zorundalar. Sonra BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'ndeki ön görüşmede hayat hikayelerini anlatıp varsa belgelerini veriyorlar. Bilgileri ikna ediciyse üçüncü bir ülkeye yollanmak üzere geçici mülteci statüsü veriyoruz. Derneğimiz bir yıldır Van'da faaliyet gösteriyor. Van'daki 2 bin sığınmacıya psikolojik destek veriyor, sosyal danışmanlık yapıyor. Kadınları koruyan evler buluyor. Kiraladığımız bir evde 25 kadın, çocuklarıyla birlikte kalıyor. Son yedi ayda 5 İranlı eşcinsel başvurdu. Afgan eşcinseller de vardı. Şu an derneğimizin himayesinde iki eşcinsel sığınmacı var. Mehran'ın dosyası Kanada'ya sunuldu. Yakında gidiyor. Mehran Şerif içten ve duygusal. İmza dönemlerinde dışarı çıkıyor sadece. Kendi ülkesinden gelen insanlar bile incitebiliyor onu. Yerel halkın yaklaşımı da rahatsız ediyor.

Tarkan bizim için numunedir

Bizim örgütte Michael Jakcson ve Tarkan'dan devamlı bahsederdik. Tarkan bizim gibi İran gençleri için bir numunedir. Tarkan'ı görmek istiyorum. Neden geri duruyor, neden kendisini gizliyor? Bazı eşcinsel siyasetçiler de. Mesela 1941'den 1978'e kadar hükümet eden Muhammed Rıza Şah da aktif eşcinseldi. Kendisi İranlı eşcinseller için kulüp açmıştı. Humeyni rejimi gelince Mısır'a kaçtı, kan kanserinden öldü. Kendi hatıra defterinde yazmıştı eşcinsel olduğunu. O gittikten sonra 1958' de yazdıklarını ve o fotoğraflarını gönderdi. Humeyni'nin televizyonu ve gazetesi yayınladı, gösterdi: ‘‘Bakın, sizin şahınız böyleydi’’ dedi.

Hoparlörle ezan yasak

Hürriyet muhabiri Alaverdi TURHAN 15 gün İran'da dolaştı. Gençlerin yeni meraklarına, siyasi eğilimlerine, günlük hayattaki değişimlere tanık oldu. Türkiye'de bile sağlanamayan hoparlörsüz ezan okunması, halkın rahatsız oluyoruz şikayeti üzerine Tahran'da yasaklandı.

Molla kıyafetliler yok denecek kadar az çünkü halkın tepkisi hepsini ürkütmüş. Tahran'da taksiler Molla giyimli kişileri almıyor. Özellikle kadınlar kin ve nefretle bakıyor, hakaret ediyorlar. Gençlerin tepkileri ise daha sert.

Tahran'ın büyük bulvarlarından African Caddesi gençlerin tanışma hattı. Otomobillerden telefon numarası alışverişleri yapılıyor. P.A anlatıyor: ‘‘Bu tür caddeler her kentte var. Çoğu zaman kızlar sana takılıyor, yanından geçerek sana dilini uzatıyor ve gazlayarak yan caddelerde kaçıyor. Bu, ‘Beni takip et, seninle tanışmak istiyorum' demek.

Kadınlar artık başörtülerini saçlarını gösterir şekilde örtüyorlar. Yere kadar olması gereken manto ve çarşafı birçok genç kadın diz kapağına kadar kısaltmış. Sıcaklardan çarşaflarının altına iç çamaşırı dışında hiçbir şey giymeyecek cesarette olan kadınlar bile var. İstanbul'dan daha fazla sayıda otomobil kullanan kadına rastlanıyor.

26 yaşındaki işadamı T.K. anlatıyor: ‘‘Kızlar eğlenmek ister. Bu imkanı sağlayamazsan kızı başka birine kaptırırsın. Kızların büyük kısmıyla aşkın her türlüsünü yaşayabilirsin. Birkaç kez kızla kahve içmeye veye yemek yemeye gidersin ve kısa bir süre sonra evde buluşmaya başlarsın. Bu durumda neler olacağı ortada.’’ İran'da çokeşlilik serbest ama gençler tercih etmiyor.

İçki bulundurana 80 kırbaç ceza olmasına rağmen seyyar satıcılarda bulmak mümkün. Genel olarak dondurmacılar ve içecek ile sigara satanlar bu ticareti yapıyor. Votka, viski ve bira kutularda satılıyor. 0,30'luk bir viski veya votka 8 mark, bira ise 2 mark.

Dolmuş olarak kullanılan taksilerde erkeklerle kadınların sıkışık oturmaları artık normal karşılanıyor. Birçok kafe ve restorana kız-erkek birlikte gidebiliyor. Ancak, gençlerin rağbet ettiği bu tür yerler kapatılmakla karşı karşıya kalıyor.

Tahran'da, zengin kesim ağırlıklı olarak Shamiran semtinde oturuyor. Gençlerin ve zenginlerin, otomobilde tercihi Nissan. Tahran halkı tam bir sinema düşkünü. Filmlerde düzen eleştiriliyor ve sınırlar zorlanıyor.

İran televizyonu kaybettiği izleyicilerini geri kazanmak için batı filmlerine geniş yer veriyor. Arapça seslendirilmiş Alman, Amerikan, İngiliz film ve dizileri oynatılıyor.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!