Sarıyer harabeleri

Güncelleme Tarihi:

Sarıyer harabeleri
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 06, 1999 00:00

Haberin Devamı

Sarıyer sırtlarındaki yarım kalmış villalar için hemen herkes aynı görüşü paylaşıyor: Hiçbirşey yapılmadan bu şekilde bırakılması en kötüsü. Bundan 12 yıl önce yapımları durdurulan villalar, bugün Sarıyer sahilinden bakıldığında, terkedilmiş savaş kalıntılarını andırıyor.

Sarıyer sırtlarında 12 yıldan beri çivi çakılmadan bekletilen, yıkım işlemi de yapılmayan villalar için Sarıyer Belediye Başkanı Sedat Özsoy bir kampanya başlatmaya hazırlanıyor. Sarıyer ilçesinin görünümünü olumsuz etkilediğini, halkın artık bu yapılardan bıktığını söyleyen Özsoy, bir karar verilmesini istiyor. ‘‘Ya bu yapılar ruhsatsız da olsa yerleşime açılsın ve bu metruk halden çıkarılsın, ya da tamemen yıkılsın.’’

Anavatan iktidarı zamanında İmar Kanunu'na ek 47'inci maddeyle yapımına izin verilen bu villaların öyküsü 1986 yılına kadar uzanıyor. Bu tarihte ANAP, yaptığı değişiklikle, Boğaziçi öngörünümünde 5 bin metrekarenin üzerindeki arsalara, bölgenin imar planı ne olursa olsun yüzde beş oranında imar izni verilmesini öngördü. Buna göre eğer elinizde 5 bin metrekarelik bir arsanız varsa, bunun üzerine 250 metrekarelik bir alana oturan bir villa yapabilecektiniz. Yasa değişikliğinin ardından bir anda ruhsat başvuruları yığılmaya başladı. Ruhsatların verilmesiyle birlikte inşaatlar alelacele başlatıldı.

1400 ruhsat

O dönem Sarıyer sırtlarında, 47'inci maddeden yararlanıp arazisine villa yapmak isteyenlere, 1400'e yakın ruhsat izni verildi. Ancak ruhsatlarını alıp inşaatlarına başlayan hak sahiplerini yaklaşık bir yıl sonra bir sürpriz bekliyordu. 1987 yılında, Anayasa Mahkemesi, İmar Kanunu'na ek getirilen 47'inci maddeyi, 2960 sayılı Boğaz İmar Yasası'na aykırı buldu ve iptal etti.

Devlet, iptal kararının ardından yasadan yararlanarak villalarını yapmaya başlayan bütün hak sahiplerinin inşaatlarını durdurdu. Sarıyer villalarının uzun bekleyişi de bu tarihten sonra başladı. Kimi inşaatlar karara rağmen inşaatını kaçak olarak sürdürüp tamamlamış ve sahipleri villarında oturmaya başlamış olsa da, bunların sayısı 1400 villanın yüzde onunu geçmiyor.

Yıkımlar oldu

Bu arada başkalarının arazisi üzerinde site inşaatına başlayıp bitiremeyenler ise, arazi sahibinin arsasını geri istemesi üzerine, yaptıklarını yıkmak zorunda kaldılar. Ayrıca imara aykırı bazı inşaatlara da yıkım ekibi gönderildi. Fakat iptal edilen ruhsatlara istinaden, bir şikayet olmaksızın gerçekleştirilen yıkım olmadı.

Sarıyer sırtlarında kooperatif veya şahsi inşaat olarak yıllardır bekleyen sitelerin sayısı 10'un üzerinde. Acarlar, Uyum, Hasko, Sanatçılar, Mesan gibi siteler bunlardan bazıları. Yasanın iptal edilmesinin ardından mahkemeye de başvuramayan bu sitelerden, kooperatif olanlar halen üyelerinden belli oranda bir aidat tahsil ediyor. Yani 12 yıldır hiçbir faaliyette bulunmadan üyelerinden işletme masrafı adı altında para tahsil eden kooperatifler, aslında durumdan pek de rahatsız değiller.

Sarıyer Belediye Başkanı Sedat Özsoy , Sarıyer halkının artık bu harabelerden bıktığını, üst düzey yetkililerin bu soruna mutlaka bir çözüm bulması gerektiğini söylüyor.

Bu inşaatların ya yıkılmasını ya da ruhsatsız bile olsa yerleşime açılmasını isteyen Özsoy'un gönlünden geçen çözüm, ikinci seçenek.

Yerleşime açılsın

Özsoy sadece mevcut olanların tamamlanmasına izin verilerek, hem milli servetin heba edilmeyeceğini, hem Sarıyer Belediyesi'nin emlak gelirlerinin ciddi oranda arttırılacağını, hem çevre görünümünün düzenleneceğini, hem de bu sitelerde çalışacak işçiler sayesinde Sarıyer'in işsizlik sorunun büyük oranda azaltılabileceğini savunuyor.

Ancak Özsoy kendi fikrinde ısrarlı değil, onun asıl arzusu Ankara'dan gelecek yetkililerin en kısa sürede iki seçenekten birinde karar verip harekete geçmesi.

Mimarlar Odası: Yıkılmalı!

Mimarlar Odası, bu yarım villaların yıkılması gerektiği görüşünde. Mimarlar Odası Genel Başkanı Oktay Ekinci, Sarıyer Belediye Başkanı'nın savunduğu görüşün tam aksine, 47'inci madde kapsamındaki bu villaların hepsinin yıkılması gerektiğini söylüyor.

‘‘Bu villalar daha önce imar yasasında hukuka aykırı bir değişiklik yapılarak ve yine hukuka aykırı ruhsatlarla inşa edildiler. Bu yasadışılık karşısında Anayasa Mahkemesi yasa değişikliğini iptal ederken, Devlet Denetleme Kurulu da, villaların yıkılarak ortadan kaldırılması yönünde raporlar hazırladı. Kaldı ki, bu villalara ruhsat verilme süreci de çok şaibelidir, çünkü Anayasa Mahkemesi'nin kararı tam dört buçuk ay sonra resmi gazetede yayımlandı. Dönemin belediye yönetimi ise bu kararı bildiği halde bu dört buçuk aylık süre içinde, bürokrasi hızında rekor kırarak bin küsur villaya ruhsat verdi. Şimdi kenti yönetenlerin yapması gereken şey, bu yasadışılığı meşrulaştırmak olmamalıdır. Yüksek yargının kesinleşmiş kararıyla açıkça kamu yararına aykırı olan, ayrıca bölge sit alanı olduğu için koruma kurallarını da çiğneyen bu yapılar acilen ortadan kaldırılmalıdır.’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!