Saniyeyi bile hasis kullanırdı

Güncelleme Tarihi:

Saniyeyi bile hasis kullanırdı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 14, 2001 00:00


Yener Süsoy
Haberin Devamı

Kırım kökenli Tatar olarak 20 Ağustos 1929'da dünyaya geleceksiniz. Yerleştiğiniz Küçükçekmece'de su, simit satarak akşama kadar 5 kuruş toplayacaksınız. Florya'daki Atatürk Köşkü'nün karşısındaki açık sergide kavun ve karpuzları, hasır üstünde sabahlayıp dört günde paraya çevireceksiniz. Kar kış demeden Edirne postasına binip Yarımburgaz'a kadar gidip gelerek trendeki acemi askerlere kumanya satacaksınız.

Yeşilköy Havalimanı'nın inşaatına 640 kuruş yevmiyeyle toprak çekip her gün Küçükçekmece'deki evinize yayan gidip geleceksiniz. Bahçıvan sepetine dizdiğiniz kasımpatıları Cerrahpaşa Hastanesi karşısında demeti 5 kuruştan pazarlayacaksınız. 1935'ten 1942'ye kadar babanızın fırınında, bakkalında çalışacaksınız.

Ardından Küçükçekmece'de kendi adınıza minicik bir et lokantası açacaksınız. Her gün 96 kuzunun pirzolasını kendi elinizle kesip tablo gibi dizeceksiniz. Öyle beğenileceksiniz ki günde 350 kilo döner, 250 kilo köfte bile az gelecek. 12 Mart 1978 günü bu arı kovanı dükanınız grev nedeniyle kapanacak, üstüne üstlük belediye tarafından 2 milyon 700 TL'ye istimlak edilecek. 1972'de Florya'da başladığınız lokanta inşaatı parasızlıktan duracak, 1983'e kadar eşinizle bir tavukla üç gün karnınızı doyuracaksınız. Sonra azimle, dostlarla inşaat bitecek ve 29 Mayıs 1983'te görkemli bir törenle 3 bin metrekarelik modern yerinizi açacaksınız. Gün gelecek, adınızı ülkenizi tüm dünyaya tanıtan kebaba vereceksiniz. Nixon'ları, Carter'ları, Reagan'ları, Faysal'ları, Gorbaçov'ları midelerinden fethedip niceleriyle özel dostluklar kuracaksınız. Hatta Atlanta Olimpiyat Parkı'na adınıza plaket çakılacak.

Eğer 65 yıllık bu öykü gerçekten yaşanmışsa, bilin ki kahramanının adı da Beyti Güler'dir.

Beni Vehbi Koç yoğurdu

Beyti Güler'le önce nice yabancı devlet başkanlarını ağırladığı Yeşilyurt'taki muhteşem Marmara manzaralı, mütevazı dekorlu evinde buluştuk. Eskişehir'in ünlü Gamgam ailesinin kızı olan 41 yıllık eşi Nezahat hanımla geçmişten bugüne anı yolculukları yaptık. Özellikle merhum Vehbi Koç üzerine. Her Vehbi Koç deyişinde Beyti Güler'in gözleri parlar, kendine daha da çeki düzen verir, sesi titrer.

- Vehbi beyi 1956'larda Topkapı'da General Elektrik'in inşaatını yaptırırken Küçükçekmece'deki ilk restoranımın en nadide müşterilerilerinden biriydi. O günlerden vefatına kadar yaklaşık 50 yıla yakın yakınlığım oldu. Beni eline alıp yıllarca yoğurdu. Ona çok şey borçluyum. Çalışma yöntemlerini, iş disiplinini ondan öğrendim. Benim üzerimden ilgisini hiç eksik etmedi. Lisanımı ilerleteyim diye yıllar yılı uğraştı. Kendi özel doktoruna beni sürekli muayene ettirip neticelerinin kendisine gönderilmesini istedi. Ben rahmetli babamdan çok korkardım, el yıkamaya giderken bile haber vermemi isterdi. Vehbi beyde de bunu gördüm, babamın boşluğunu o doldurdu. Vehbi bey de aynen babam gibi çok disiplinliydi. Hep korktum, bir hata yaparım da Vehbi beyin kulağına gider, onu üzerim diye. Ben 65 sene boyunca mesai olarak 150 sene çalıştım. Çünkü hiçbir zaman kalktığım gün yatmadım, hep ertesi gün yattım. Hálá ilk günkü mesuliyetimle işimin başındayım, emekli olmadım. Ben de Vehbi babam gibi işten mezara gideceğim.

Anlamayanlar ona cimri dedi

- Yener'ciğim, Vehbi beyi Türk toplumu anlamadı, bilemedi. Vehbi beyi herkes beş lirayla ölçüyor. O Vehbi bey ki bugün 150 milyon dolarlık ünİversiteyi yaptırmıştır. O Vehbi bey ki yıllar önce kendisinin evi yokken Ankara'da öğrenci yurtları yaptırmıştır. Vehbi beyle yarım yüzyıl iç içe yaşadım onda cimriliğin eserini görmedim. Sadece kendinin değil, memleketinin bir kuruşunu da israf etmedi. Yıllar önce bana hep ‘‘Bu israf bir gün memleketin parasını bitirecek’’ diye dert yanardı, bakın şimdi ne oldu? Vehbi beyin bütün hayatı ölçülü olmuştur, hiçbir zaman israfa kaçmamıştır. Saniyeyi bile o kadar hasis kullanırdı ki. Bir gün Antalya'da Düden Şelalesi boyunca yürüyüş yapıyoruz. Yürümemiz bitince saatine baktı; ‘‘Beyti bey, geçen sene burayı 37 dakikada yürümüştük, bu sene 45 dakikada yürüdük, demek ki 8 dakikalık rötarımız var. Bak bir sene insana neler kaybettiriyor’’ dedi. Be mübarek adam, geçen sene kaç dakika yürüdüğünü nereden biliyorsun? Onunla Türkiye'de, Avusturya'da, Almanya'da nereye gittiysek hep yürüyüş yaptık. Avusturya'dayken her gün 1220 rakımdan 1670 rakıma çıkardık, 2 saat 20 dakikada. Vehbi bey 24 saati içine yaşamayı, sporu, çalışmayı, dostlukları sığdırdı.

Sadberk Hanım'a özel dua

- Vehbi bey son derece dinine düşkün bir insandı, beş vakit namazını muntazam kılardı. Merhum eşi Sadberk hanımefendiye her gün ayrı bir duası vardı. Otomobili hareket etmeden önce, yemek öncesinde mutlaka dua ederdi. Son zamanlarında eğilemediği için masa götürürdük, oturduğu yerden onun üzerine secde ederdi. Erdek tatili dönüşlerimizde Bandırma'dan vapurla gelirken ikindi ve akşam namazlarını güverteye bir havlu serip sessizce kılardı. Böylesine dindardı, ama öyle de geniş ufuklu, açık fikirli, çağdaş biriydi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!