Şahsi pozlarla şirket imajı

Güncelleme Tarihi:

Şahsi pozlarla şirket imajı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 02, 2001 01:57

Dünyada 150 ülkede faaliyet gösteren PricewaterhouseCoopers firması, en üst düzeydeki ortaklarından sekreter ve güvenlik görevlilerine kadar bütün çalışanlarının katıldığı bir proje yürütüyor.

Her çalışan, özel hayatını, kendi kimliğini, hobilerini yansıtan fotoğraflar çektiriyor. Bu ilginç portreler, iş dünyasında geçerli olan takım elbiseli resmi görüntü tabusunu kırıyor.

Şirketlerin faaliyet raporlarında yönetim kurulu üyeleri ve yöneticiler, kraliyet hanedanlarının resmi fotoğraflarından miras kalmış belli bir poz veriyorlar fotoğrafçılara: Önde koltuklara sıralanmış, arkada ayakta duran bir dizi takım elbise, hafif, korkak gülümsemeler.

Gazeteciler bir yöneticiyle röportaj yaptığında bu ciddi insanları gevşetip, rahat pozlarda resim çekmekte zorlanıyor.

ÇAMURLU FORMAYLA

Oysa iş dünyasındaki bu imaj Batı'da çoktan sarsıldı. Yıllardır Fortune, Forbes gibi iş dünyası dergilerinde Yönetim Kurulu Başkanları mayoyla, banyoda yıkanırken, ters takla atarken vs. fotoğraf çektirmekten çekinmiyor. Yine de iş, şirketin kendi yayınlarına gelince değişiyor. Bu yayınlarda en üst yöneticiler hariç nadiren sıradan çalışanlar gözüküyor ve hepsi o ciddi iş kılığı içinde oluyor.

Büyük danışmanlık şirketi PricewaterhouseCoopers, yeni imajını oluştururken bu bilinen kalıbı tersyüz eden bir anlayışı benimsedi.150 bin elemanını, güvenlik görevlilerinden 9 bin ortağına, müdürlerden sekreterlere kadar, özel hayatlarındaki haliyle fotoğraf çektirmeye çağırdı.

Price Waterhouse ve Coopers & Lybrand 1998'de birleşerek yeni bir isme (PricewaterhouseCoopers) kavuştuktan sonra, imajını da değiştirmek üzere bir proje başlattı. Bu kurumsal imaj çalışması, bir yanıyla dev bir fotoğraf projesiydi. En önemli bölümünü de şirket çalışanlarını kapsayan portreler oluşturuyordu.

Projeye ilk katılan, şirketin New York ofisi oldu. Hedef, çalışan insanları yaptıkları işle değil, kendi kişilikleri, iş dışındaki hayatlarıyla yansıtacak portreler çekmekti. Örneğin Stephen Johnson, vergi ve mali hukuk alanında yönetici danışman olarak çalışıyor olabilirdi, yani PricewaterhouseCoopers'ın müşterisi olan başka şirketlere karmaşık vergi hukukuyla ilgili akıllar, fikirler veriyor, ciddi bir kıyafetle müşterileriyle toplantılara katılıyor olabilirdi. Ama aynı zamanda Sydney adındaki küçük, sevimli kızını sırtına alıp parkta dolaşmaktan hoşlanıyordu.

Portre çalışmasını üstlenen ünlü fotoğrafçılar, işleri başından aşkın olan bu insanları birkaç günlüğüne de olsa esir aldılar, onları parklarda, göllerde, stüdyoda, evlerinde, sokaklarda spot ışıkları altında terlettiler, çeşitli tuhaf pozlara soktular ve dizi dizi resimlerini çektiler. Dünyaya bilgi satan bu danışmanların her birinin hobileri, sevdikleri, takıntıları, zevkleri vardı. Onları diğer çalışanlardan ayıran ve asıl kimliklerini kazandıran da buydu. Fotoğrafçılar bunları tespit ederek, her birinin portresini kendi doğal ortamlarında çektiler.

Örneğin insan kaynakları konusunda uzman olan kıdemli danışman Barbara Kraft'ın bir köpeği vardı ve kürek çekmekten hoşlanıyordu. Finans ve mali danışmanlık alanında uzman olan Finbar Caravan, futbol tutkunuydu. Ünlü fotoğrafçı Snowdon'a poz vermek üzere stüdyoya gittiğinde neler yapmadı ki? Elli yıl önce kullanılan bir futbol topu ve o devre has deri pabuçlar getirmişti. Çamurlu bir futbol sahasından yeni çıkmış gibi üstü başı kir-pas içinde fotoğrafçıya poz verdi. Herhalde müşterilerinin karşısına bu pis (ama mutlu) haliyle çıkmayı aklına bile getirmezdi!

PROJE HİÇ BİTMEYECEK

Şirket, çalışanlarını böyle fotoğraflar çekmeye yollarken, bir hiyerarşi farkı da gözetmedi. Kıdemli ortaklardan sekreterlere kadar herkes bu projede eşitti, çünkü herkesin resme aksettirebileceği şahsi bir hikayesi vardı.

PricewaterhouseCoopers, New York'ta başlattığı bu projeyi, bütün dünyadaki ofislerine yaydı. Projenin güzel tarafı, hiç sona ermeyecek olması. Çünkü bu büyük şirkette çalışanların sayısı bir yana (yaklaşık 150 bin kişi) her gün yeni insanlar katıldığı için yıllarca sürebilecek. Şirket, elemanlarının portrelerini dünyanın çeşitli yerlerindeki ofislerinde iç dekorun bir parçası olarak kullanıyor.

Türkiye'de 1981'den beri faaliyet gösteren PricewaterhouseCoopers'ın İstanbul'da iki, Ankara'da ve İzmir'de birer ofisi, 15 şirket ortağı ve 500 kişiyi aşkın bir kadrosu var. Türkiye'deki çalışanlar da önümüzdeki günlerde bu portre çalışmalarına katılacak.

ÜNLÜ FOTOĞRAFÇILAR ÇEKTİ

PricewaterhouseCoopers'ın projesi, merkezinin bulunduğu New York'ta başladı. Buradaki portreleri Vogue, Vanity Fair, Life, Conde Nast Traveler gibi, fotoğrafa büyük önem veren dünyanın en ünlü moda, sanat, gezi ve haber dergilerinden yetişmiş, portre konusunda uzman ünlü fotoğrafçılar çekti. David Bailey, Igor Emmerich, Sam Jones, Robert Maxwell, Michael O'Neill, Nigel Party, Hannas Schmid ve Snowdon, bu projeden memnun ayrıldılar. Anlaşılan, şirket çalışanları, bugüne kadar resimlerini çektikleri ünlüler kadar kaprisli değildi, istenilen pozları veriyordu. Başkan Clinton, Tom Cruise, Nicholas Cage, Tom Hanks, Meryl Streep ve Bruce Willis gibi starların resmini çekmiş olan Nigel Parry şöyle diyor: ‘‘Sanat direktörünün fotoğrafçıya ne yapması gerektiğini söylemediği böyle rahat bir proje bulmak kolay değil...’’

PricewaterhouseCoopers'ın projesi, şirket çalışanlarının portreleriyle sınırlı değil. Binalardan köprülere, manzaralardan küçücük canlılara kadar dev bir fotoğraf koleksiyonu var şirketin. Çalışanların portresi, insanları ve bireyleri simgelerken, dünyayı bütün ayrıntılarıyla gösteren bu fotoğraflar da bilgiyi simgeliyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!