Sağlam yol, güzel bina, tam radyo

Güncelleme Tarihi:

Sağlam yol, güzel bina, tam radyo
Oluşturulma Tarihi: Haziran 03, 1998 00:00

Haberin Devamı

İTÜ'de okumak eski zamanlardan beri zordu. Üniversitenin dergisi Arı'da 1947 yılında öğrencilere şöyle sesleniliyordu: ‘‘Sağlam yol, sağlam köprü, temiz kanal, güzel bina, güzel anıt, mükemmel fabrika, mükemmel motor, temiz dinamo, iyi telefon, tam radyo,... ne bileyim her şeyi hemen ve çabuk yapın.’’ Öğrenciler ise şu şiirle cevap vermişlerdi: ‘‘ Kültür jeneral için neler neler okuduk/ Tam üç yıl pir aşkına matematik okuduk!’’

İstanbul Teknik Üniversitesi, Türkiye'de altyapı ve teknolojinin gelişmesinde öncü olurken büyük eserlere ve bilimsel gelişmelere imza attı.

İTÜ, bugün de güçlü bir akademik kadroya sahip. Profesör başına 44 öğrenci düşüyor. Bu devlet üniversiteleri arasındaki en iyi ortalama. Geçen yıl yayınlanan 259 bilimsel makaleleyle de İTÜ diğer üniversiteleri geride bıraktı. Ayrıca İTÜ'de bugün çeşitli üniversitelerden 6 bin öğrenci yüksek lisans ve doktora yapıyor. Öğretim üyelerinin 19'u Türkiye Bilimler, 2'si Avrupa Bilimler Akademisi üyesi. 1966 yılından bu yana 62 öğretim üyesi, TÜBİTAK'ın Bilim, Teşvik ve Hizmet ödüllerini aldı.

Bu yüzden mühendis olmak isteyen gençlerin ilk tercihidir İTÜ. Hocalar öğrencilerine cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana seçme öğrenciler olduklarını, büyük projelere imza atmaları gerektiğini söylerler. Öğrencilerse çok isteyerek girmiş olsalar bile genelde derslerin zorluğundan, ayrıntıların çokluğundan şikayet eder. Öğrenci-hoca ilişkileri bu eksende, katı olduğu kadar zeki espriler üzerine kuruludur. Bu durum, İTÜ'nün 1947 yılındaki ARI adlı yıllığında da görülüyor.

KÜLTÜR JENERAL

Makina Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ratip Berker öğrencilerine ‘‘Mücadeleyle, eser koymanın zevkiyle dolu bir hayat’’ diliyor. Mimarlık Fakültesi Dekanı Ordinaryus Prof. Dr. Emin Onat da ‘‘Hepinizin mesleğini herşeyden çok sevmeniz ve sanat sahasındaki muvaffakiyetinizi, hayatınızın en büyük bahtiyarlıklarının başında saymanız başlıca dileğimdir.’’ diyor.

İ. Civaoğlu ‘‘Çabuk Olun! başlıklı yazısında o yılların heyecanını yansıtıyor: ‘‘Çabuk olun, acele etmeyin. Çabukluk, şuurun harekete uyması; acele şuurun hareket ardında kalmasıdır. Sağlam yol, sağlam köprü, temiz kanal, güzel bina, güzel anıt, mükemmel fabrika, mükemmel motor, temiz dinamo, iyi telefon, tam radyo,... ne bileyim her şeyi hemen ve çabuk yapın. Yurdun bütün bunlara ve başka şeylere çok ihtiyacı var. Çabuk kalkınacağız. 'Tizi reftar olanın payine damen dolaşır' düsturu, insanların etekli entari giydikleri zamana aittir.’’

Öğrencilerden Burhan Çağlarer ise ‘‘Kültür Jeneral’’ (Fransızca genel kültür) adlı şiirinde gereksiz konulardan yakınıyor:

‘‘Ne cebri ala kaldı ne de asrı Hendese/ Kültür jeneral için neler neler okuduk/ Böyle bir yüksek tahsil nasip olma herkese/ Bu çatının altında ne nesneler okuduk/ (...) İsraftan çekilmedik vaktü zaman faslında/ Tam üç yıl pir aşkına matematik okuduk/ Meslekle alakası mevhumsa da aslında/ Zihni terbiye için Analitik okuduk/ Kültür jeneral diye teferruata daldık/ İhtisas derslerini Alaminut okuduk/ İlmin her şubesinden feyizü irfan aldık/ Bize gerek olanı gider ayak okuduk.’’

İTÜ Mimarlık Fakültesi hocalarından Prof. Dr. Afife Batur, üniversitenin bilimsel mirasını şöyle özetliyor:

‘‘Bilimde 225 yıllık bir misyonu sürdürüyoruz. Şu anda 6 bin öğrenci yüksek lisans ve doktora öğrenimi yapıyor İTÜ'de. İTÜ mühendislik ve mimarlık alanında da önemli projelere imza attı. 1940'a kadar cumhuriyetin en olanaksız döneminde İTÜ'lüler büyük altyapı yatırımlarını gerçekleştirdiler. Ancak 1940 ve 50'lerden sonra diğer teknik okullar devreye girdi. İTÜ mezunları bürokratik görevler de aldılar. Adını sayamayacağım kadar çok sayıda kişi Bayındırlık Bakanlığı'nın Anadolu'daki temel kadrosunu oluşturdular.’’

Üniversite'nin cumhuriyet öncesi dönemde, henüz Mühendishane'yken başlıca ilgi alanları gemi tasarımı ve haritalar. Bu dönemde okuldan yetişenler, sayıları 130'u bulan çok önemli ve güncel haritalar yapmışlar. İTÜ, ayrıca Şam'la Mekke arasında uzanan dönemin en büyük projesi Hicaz Demiryolu'yla övünüyor. Çünkü bu demiryolunun tamamı Mühendishane-i Berri-i Hümayun mezunlarının eseri. Mühendishane, bugün Türkiye sınırları dışında bulunan yerlerde de izler bırakmış: Örneğin Bağdat'ta pek çok köprü yapmış.

YÜZEN GEMİ ANITKABİR

Prof. Dr. Afife Batur, ‘‘Mimarlıkta en çok övündüğümüz kişilerden biri Mühendishane mezunu ve hocalarından Mimar Kemalettin'dir’’ diyor. ‘‘Bugün Merit Antik Oteli olan bina ilk toplu konut eseridir. Dünya mimarlık literatürüne girecek bir yapıttır. Cumhuriyet'le birlikte önemli projelerimizde bir patlama yaşanıyor. Nazilli Alpullu fabrikaları yapılıyor, ve daha niceleri. Çanakkale'deki anıtta da Doğan Erginbaş'ın imzası vardır.’’

Ama İTÜ en çok Anıtkabir'le övünüyor. Çünkü bu bina baştan aşağı üniversitenin eseri. Şöyle diyor Afife Batur:

‘‘Mimarı Emin Onat hocamız. Ayrıca betonarme hesapları, zemin kontrolü, şantiye organizasyonu hep İTÜ'lülerce yapıldı. Anıtkabir'in şantiye şefi, İTÜ'nün ilk kadın mezunlarından Sabiha Güreyman'dı. Nezih Erdem tüm mozaikleri yaptı. Anıtkabir'in zemini çok oluklu ve aliyon alan. Bu yüzden bütün hocalar toplanıp Anıtkabir için özel bir sistem geliştiriyorlar. Anıtkabir yüzen bir gemi gibi betonarme bir kutu olarak o gevşek zemine oturtulmuştur. Yapımından sonra 2,5 metre oturacağı hesap edilmiş ve oturmuştur.’’

Bir bilim adamının romanı

İTÜ'nün yetiştirdiği bilimadamı tipine en iyi örnek Mustafa İnan. Mekanik bilgini Mustafa İnan (1911-1967) İTÜ'nün Teknik Mekanik Kürsüsü'nü kurdu ve TÜBİTAK'ın kurulmasında rol oynadı. O aynı zamanda eşsiz bir hocaydı. Üniversitenin 1947 yıllığında hocaların karikatürleri yer alıyor. Mustafa İnan'nki ise karikatürden çok özenle çizilmiş bir portreyi andırıyor. Altına öğrencileri ‘‘İnan'ım, ilminle unutmam seni/ Aylar değil geçse de yıllar’’ yazmışlar. İTÜ'lü romancı Oğuz Atay (1934-1977) onun hayatını daha sonra ‘‘Bir Bilim Adamının Romanı’’ adıyla romanlaştırdı. Bu kitabın sunuşunda matematikçi Cahit Arf, TÜBİTAK'ın böyle bir roman projesi olduğunu hatırlattıktan sonra şöyle diyor: ‘‘Bu işi üstlenecek yazarın bilimsel coşku hakkında en azından bir sezgiye sahip olması gerekiyordu. Nihayet Mustafa İnan'ın bir öğrencisi olan Oğuz Atay bu işi kabullendi.’’

İşte romandan bazı parçalar:

‘‘Mustafa İnan eniştesinin teklifini kabul ederek müteahhit olsaydı, oğlunun doğduğu gece Haydarpaşa Numune Hastanesi'nden Erenköy'deki kayınpederinin evine yürümek zorunda kalmazdı belki. Mustafa İnan 1944'te Yüksek Mühendis Mektebi'nin İstanbul Teknik Üniversitesi olması üzerine doçentliğe getirildi. Asistanlarıyla birlikte oturduğu küçük 'Mekanik odası'nda çalışmaya başladı. Oysa İsviçre'de doktora yaparken şartlar ne kadar başkaydı. Zürih Teknik Üniversitesi'nin geniş laboratuarlarında deney yaparak geliştirmişti doktorasını. Burada laboratuar filan yoktu, herkese bir oda bile yoktu. Adı değişmişti, ama mühendis mektebiydi henüz burası. Oysa Mustafa İnan yeni bir hava getirmek istiyordu: mektebin teknik üniversite olmasını istiyordu, kürsüler kurulsun, araştırmalar yapılsın istiyordu. Öğretim üyeleri de araştırma işine alışmalıydı. Mustafa belki 'ekol'ün ne olduğunu pek iyi bilmiyordu; ama ilk 'ekol'ünü küçük mekanik odasında asistanlarıyla birlikte kurdu. Bir yandan da üniversitede ilk seminerleri düzenlemeye başladı.

‘‘Teknik Üniversite'nin ilk yıllarında hocalar genellikle öğle yemeğinden sonra Mustafa İnan'ın küçük odasında toplanırlar ve mühendislik problemlerini tartışırlardı. Ünlü matematikçi Cahit Arf da bu toplantılarda bulunurdu.

‘‘Öğrencilerin ileride kendisini geçeceğinden korkmazdı Mustafa. İşte belki bu yüzden en yetenekli öğrencileri Mustafa İnan'ın çevresinde toplandı ve bir ekol kurmasına yol açtılar.’’

İTÜ'lü İŞADAMLARI

Ahmet Özköseoğlu, Erdem Alp, Şahap Özer (Entes)

Ahmet Nihat (Ahmet Nihat Özsan İnşaat)

Altan Gökçek (Gök İnşaat)

Arnold Hornfeld (Siemens)

Atilla Doğan (Mesa)

Ayduk Koray

(Koray İnşaat)

Ayduk Çelenk

(Sabancı Holding)

Bülent Kulumcu

(BM Holding)

Cahit İdil (İdil Holding)

Sedat Üründül, Cemal Kura, Ertuğrul Kurtoğlu, Gökçe Aykut, Nurhan Motugan (Ata İnşaat)

Cevdet Kösemen

(Sutek İnşaat)

Doğan Şahin (Ali Muhittin Hacıbekir)

Ekrem Elginkan (ECA)

Ergun Çağlar

(Marmara Plastik)

Erol Üçer, Uğurhan Tunçata (Gama İnşaat)

Ersin Arıoğlu

(Yapı Merkezi)

Fevzi Akkaya, Sezai Türkeş (STFA)

Gazanfer Uğural (Termas)

Gönül Talu (Doğuş)

Kadir Sever

(Metiş İnşaat)

Metin Manisalıoğlu

(Yapı Proje Merkezi)

Mithat Yenigün (Yenigün İnşaat)

Necip Yüksel (Borusan)

Nurettin Koçak (Kutlutaş)

Oğuz Gürsel (Kiska)

Orhan Öcalgiray (Ormo)

Orhan Yavuz

(Ümran Boru)

Osman Mörel

(Şahin Çelik)

Şarık Tara (ENKA)

Şevket Demirel

Teoman Baygan (Teba)

Ünal Akpınar

Üzeyir Garih (ALARKO)

Yılmaz Soyak

Yüksel Erimtan (EMT)

Zeynep Bodur

Yavuz Zeytinoğlu.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!