Saddam'ın can güvenliği garanti
Güncelleme Tarihi:
Şükrü KÜÇÜKŞAHİN - ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Şubat 12, 2003 01:40
Başbakan Gül'ün, Saddam Hüseyin'e, ülke dışına çıkması halinde Türkiye'de veya bir başka ülkede de olsa can güvenliği garantisi verdiği öğrenildi.
Türkiye, Irak'tan çıkması halinde Saddam'a her türlü can güvenliği garantisi verdi. Bu garanti bizzat Başbakan Gül tarafından, Türkiye'deki gizli görüşmede Irak Başkan Yardımcısı Taha Yasin Ramazan'a iletildi. Ramazan'a, garantinin hangi ülkede olursa olsun geçerli olduğu söylendi.
Başbakan Abdullah Gül'ün, Irak lideri Saddam Hüseyin'e, ülkesinin dışına çıkması halinde, ister Türkiye'de, ister bir başka ülkede olsun, Türkiye adına can güvenliği garantisi verdiği öğrenildi. Gül'ün, gizlice Türkiye'ye getirttiği Irak Başbakan Yardımcısı Taha Yasin Ramazan'la görüşmesinde ifade ettiği bu garantiyi, ‘‘Ne tür garanti isterseniz veririz’’ diye kuvvetlendirdiği de belirtildi. Başbakan Gül, dün sabah gazetecilerin soruları üzerine, basında yer alan ve Saddam Hüseyin'e, ‘‘Bize sığın’’ dediği şeklindeki sözlerinin doğru olmadığını açıkladı.
NE TÜR İSTERSENİZ
Gül'ün bu açıklamasına karşın, Irak'la ilgili gelişmeleri yakından izleyen önemli kaynaklar, bu sözlerin doğru olduğunu belirterek, ‘‘Sayın Başbakan'ın böyle bir haberi doğrulaması, diplomatik olarak şık olmazdı. Sayın Başbakan'ın yaptığı da budur’’ diyerek şu bilgileri aktardılar: ‘‘Saddam Hüseyin'e can güvenliği dahil, her türlü teminat verilmiştir; Türkiye'de veya bir başka ülkede olması da önemli değil. Fakat başka bir ülkenin liderine, sürgüne gitmesini açıktan söylenmek mümkün değil; şık da olmaz. Bunlar diplomatik dille ve üslupla olur. Bütün bunlar söylenmiş ve ‘Ne tür garanti isteniyorsanız hepsini vermeye hazırız' denmiştir. Üstelik, Türkiye, bunu sadece Ramazan'la görüşmede söylemedi ki, her fırsatta dile getiriyor. Soruna barışçı çözüm sağlayacak her yolu denemeye hazır olduğumuz söylüyoruz.’’
VALİZLERİMİZ HAZIR
Aynı kaynaklar, Türkiye’nin barışçı çözüm için yoğun bir trafik içinde olduğunu da bildirerek, ‘‘Hangi seviyede olursa olsun, valizlerimiz hazır, her an her yere gidebilir, görüşme yapabiliriz’’ dediler. Bu tür ziyaret ve görüşmelerden hemen sonuç çıkmamasını beklenmemesini isteyen bu kaynaklar, İstanbul Yaklaşımı çerçevesinde bölge ülkeleri ile sürekli temasta bulunma kararı alındığını anımsattılar. Başbakan Abdullah Gül'ün Dışpolitika Başdanışmanı Ahmet Davutoğlu'nu Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a göndermesinin de bu çerçevede görülmesini isteyen yetkililer, Arap ülkeleri Dışişleri Bakanları toplantısının ardından yeni bir buluşma olabileceğini; ancak bunun devlet başkanları düzeyinde düşünülmediği bilgisini verdiler. Türkiye'nin bölge ve komşu ülkeleriyle güven tesis etmesinin üzerinde önemle durduklarını vurgulayan dış politika yetkilileri, Türkiye'nin performansının bölge ülkelerinde de çok olumlu görüldüğünü savundular ve Başer Esad'ın da, Irak'ın BM silah denetçilerine gösterdiği son kolaylıklarda bu temasların etkili olduğunu ifade ettiğini söylediler.
Başbakan Abdullah Gül'ün, Irak lideri Saddam Hüseyin'e, ülkesinin dışına çıkması halinde, ister Türkiye'de, ister bir başka ülkede olsun, Türkiye adına can güvenliği garantisi verdiği öğrenildi. Gül'ün, gizlice Türkiye'ye getirttiği Irak Başbakan Yardımcısı Taha Yasin Ramazan'la görüşmesinde ifade ettiği bu garantiyi, ‘‘Ne tür garanti isterseniz veririz’’ diye kuvvetlendirdiği de belirtildi. Başbakan Gül, dün sabah gazetecilerin soruları üzerine, basında yer alan ve Saddam Hüseyin'e, ‘‘Bize sığın’’ dediği şeklindeki sözlerinin doğru olmadığını açıkladı.
NE TÜR İSTERSENİZ
Gül'ün bu açıklamasına karşın, Irak'la ilgili gelişmeleri yakından izleyen önemli kaynaklar, bu sözlerin doğru olduğunu belirterek, ‘‘Sayın Başbakan'ın böyle bir haberi doğrulaması, diplomatik olarak şık olmazdı. Sayın Başbakan'ın yaptığı da budur’’ diyerek şu bilgileri aktardılar: ‘‘Saddam Hüseyin'e can güvenliği dahil, her türlü teminat verilmiştir; Türkiye'de veya bir başka ülkede olması da önemli değil. Fakat başka bir ülkenin liderine, sürgüne gitmesini açıktan söylenmek mümkün değil; şık da olmaz. Bunlar diplomatik dille ve üslupla olur. Bütün bunlar söylenmiş ve ‘Ne tür garanti isteniyorsanız hepsini vermeye hazırız' denmiştir. Üstelik, Türkiye, bunu sadece Ramazan'la görüşmede söylemedi ki, her fırsatta dile getiriyor. Soruna barışçı çözüm sağlayacak her yolu denemeye hazır olduğumuz söylüyoruz.’’
VALİZLERİMİZ HAZIR
Aynı kaynaklar, Türkiye’nin barışçı çözüm için yoğun bir trafik içinde olduğunu da bildirerek, ‘‘Hangi seviyede olursa olsun, valizlerimiz hazır, her an her yere gidebilir, görüşme yapabiliriz’’ dediler. Bu tür ziyaret ve görüşmelerden hemen sonuç çıkmamasını beklenmemesini isteyen bu kaynaklar, İstanbul Yaklaşımı çerçevesinde bölge ülkeleri ile sürekli temasta bulunma kararı alındığını anımsattılar. Başbakan Abdullah Gül'ün Dışpolitika Başdanışmanı Ahmet Davutoğlu'nu Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a göndermesinin de bu çerçevede görülmesini isteyen yetkililer, Arap ülkeleri Dışişleri Bakanları toplantısının ardından yeni bir buluşma olabileceğini; ancak bunun devlet başkanları düzeyinde düşünülmediği bilgisini verdiler. Türkiye'nin bölge ve komşu ülkeleriyle güven tesis etmesinin üzerinde önemle durduklarını vurgulayan dış politika yetkilileri, Türkiye'nin performansının bölge ülkelerinde de çok olumlu görüldüğünü savundular ve Başer Esad'ın da, Irak'ın BM silah denetçilerine gösterdiği son kolaylıklarda bu temasların etkili olduğunu ifade ettiğini söylediler.