Güncelleme Tarihi:
Financial Times'ta konuyla ilgili bir makale kaleme alan Roubini, Yunanistan'ın Avrupa Birliği ve Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) aldığı mali desteğin sorunu ortadan kaldırmadığını sadece ertelediğini savundu.
Ãœnlü ekonomist makalesinde ÅŸunları yazdı:   Â
"Yunanistan'ın sadece likidite kriziyle değil aynı zamanda, borçlarını ödeyememe krizi ile de karşı karşıya olduğunu hatırlama zamanı geldi. Kredi derecelendirme kuruluşları ülkenin kredi notunu yatırım yapılamaz seviyeye çekerken, Yunanistan'ın devlet tahvillerinin getiri (spread) farkı geçen hafta yeni rekor seviyelerine çıktı.
AB ve IMF tarafından Mayıs ayında sunulan 110 milyar dolarlık kurtarma paketi sadece kaçınılmaz iflası geciktiriyor ve zamanı geldiğinde bunun aniden gerçekleşme riskini de artırıyor. Yunanistan, şimdi iflas etmek yerine düzenli bir borç yapılandırma gereksinimi içinde bulunuyor.
KÜÇÜK ŞOK BİLE TETİKLER
Yunanistan'ın kurtarma paketi karşılığında aldığı kemer sıkma önlemleri gayri safi yurtiçi hâsılada (GSYİH) yüzde 10 gibi büyük bir mali ayarlama gerektiriyor. Bu durum ülkede resesyonun uzamasına neden olacak ve kamu borcunun, GSYİH'ye oranın 2016'ya kadar hala yüzde 148 seviyesinde kalmasına yol açacak. Bu noktada, küçük bir şok dalgası dahi daha derin bir borç krizini tetikleyebilir...
ARJANTİN’DEN DAHA KÖTÜ DURUMDA
Yunanistan durumu, 1998-2001 yıllarında borçların ödeyemez duruma gelen Arjantin ile kıyaslanırsa: Arjantin'in, bütçe açığının GSYİH'ye oranı o dönemde yüzde 3 iken, Yunanistan'da bu oran yüzde 13.6 seviyesinde.
Arjantin'in kamu borcunun GSYİH'ye oranı yüzde 50 iken, Yunanistan'ınki yüzde 115 ve artmaya da devam ediyor. Aynı şekilde Arjantin'in cari açığının GSYİH'ya oranı yüzde 2 iken, bu oran Yunanistan için yüzde 10 seviyesinde.
Bu verilerin ışığında eğer Arjantin borçlarını ödeyemeyeceğini söylenebildiyse, o zaman Yunanistan'ın bunun iki ya da üç katı daha fazla borcu ödeyemez durumda olduğu belirtilebilir.
BELÇİKA, İRLANDA VE İSVEÇ’E BENZEMİYOR
Bazıları Yunanistan'ın tıpkı Belçika, İrlanda ve İsveç'in 1990'lı yıllarda yaptığı gibi sert mali kesintiler ile borçlarını yeniden yapılandırma noktasına gelmekten kaçınabileceğini savunuyor.
Ancak verilen bu örnekler, uzun vadede gerçekleÅŸtirildiÄŸi ve ekonomide büyümenin görüldüğü bir dönemde gerçekleÅŸtiÄŸi için ÅŸimdiki durumla fazla bir benzerlik göstermiyor. Aynı ÅŸekilde adı geçen ülkelerin aldığı önlemler, büyümenin faiz oranlarının düşürülüp, para birimlerinin deÄŸer kaybetmesi saÄŸlanarak desteklendiÄŸi bir ortamda gerçekleÅŸmiÅŸti. Â
KAYIPLARI SINIRLAR
Bir başka kesim ise Yunanistan'ın borçlarını yeniden yapılandırmasının, ellerinde tuttukları bu ülkeye ait devlet tahvilleri nedeniyle Avrupa'daki finans kuruluşları için büyük kayıplar yaratacağını düşünüyor. Ancak önceden alınan bir yeniden yapılandırma kararı bu kayıpları sınırlayacağı gibi ertelendiği takdirde ise durumu daha kötü hale getirecektir. Hem Arjantin hem de 1998'deki Rusya krizinde görüldüğü gibi IMF'den gelen destek er geç gerçekleşecek olan iflası önleyemiyor...
Elbette, ülkelere borçlarını ödemek için zaman tanıma ve cömert faiz oranları sağlama kredi verenlerin zararına oluyor. Ancak, bu kayıplar bir anda karşılaşacakları borçların ödenememesi durumuna kıyasla çok daha az olacaktır...
Özetle, Yunanistan'ın düzenli biçimde gerçekleştireceği borç yapılandırması hem borçlu hem de kredi veren durumundakiler için başarılabilir ve arzu edilebilir bir durum. Eğer, Avrupa daha da derinleşebilecek bir krizi savuşturmak istiyorsa, [borç yapılandırmasının] yapılması aynı zamanda kaçınılmaz bir hal alıyor."
*Bu makale 29 Temmuz 2010 tarihinde Financial Times gazetesinde yayımlanan "Greece’s best option is an orderly default" başlıklı yazıdan kısaltılarak çevrilmiştir.
Â