Riski gördüler önlem almadılar
Güncelleme Tarihi:
Ankara'daki tren kazasına ilişkin sürdürülen soruşturmada tutuklanan makasçı Osman Yıldırım avukatı aracılığıyla savcılığa başvurarak, TCDD Genel Müdürü’nün de aralarında bulunduğu 10 üst düzey yöneticinin görevinden alınmasını istedi.
Başvuruda, “TCDD yönetimi riski öngörmüş, gerçekleşmesi durumunda karşı karşıya kalacağı sonuçları değerlendirmiş, ancak trenleri çalıştırmama maliyetine katlanmadığından riski kabul etmiştir” görüşü savunuldu. Başvuruda, kaza öncesinde Ankara YHT Gar Doğu makas grubundan birçok ters makastan giriş - çıkış hadisesinin meydana geldiğinin yöneticiler tarafından bilindiğinin savcılık dosyasındaki yazışmalardan anlaşıldığına dikkat çekildi.
İnşaat çalışmaları nedeniyle kazanın olduğu hatta sinyalizasyon sisteminin iptal edilerek, trenlerin TMİ (Trafiğin Merkezden İdaresi) denilen sisteme geçildiği dosyaya yansımıştı. Dilekçede, “Tren sevkleri, TMİ trafik kontrolörü olmayan, bu konuda yenilenmiş eğitime ve deneyime sahip olmayan, TMİ sisteminin risk ve tehlikeleri, olası personel hataları konusunda öngörüsü olmayan trafik kontrolörleriyle yönetildi” bilgisine de yer verdi. Dilekçede, özetle şöyle denildi: “TCDD’nin kaza ve olayların analiz, değerlendirme ve raporlama konularındaki birikimleri ile ilkel ve kazalara açık trafik yönetim sistemini kuranların profesyonel yetkinlikleri birlikte değerlendirildiğinde, yönetimin riski öngörmemiş olması mümkün değildir. TCDD yönetim riski öngörmüş, gerçekleşmesi durumunda karşı karşıya kalacağı sonuçları değerlendirmiş, ancak trenleri çalıştırmama maliyetine katlanmadığından riski kabul etmiştir. Riskin gerçekleşmesi ve sonuçları TCDD yönetiminin sorumluluğundadır.”
DELİL KARARTABİLİRLER
Başvuruda, “TCDD ve TCDD Taşımacılık A.Ş yönetimi, kazanın tüm yönleriyle aydınlatılabilmesi için toplanması gereken bilgi, belgeler üzerinde etkilidir. Personelin amiri olarak tanık beyanlarını da etik edecek konumdadır. Soruşturmanın selameti açısından, TCDD bünyesinde ardı ardına acı sonuçlar doğuran kazaların meydana gelmesinde sorumlulukları bulunduğu kuşkusuz olup, bulundukları görev, kullandıkları yetkiler açısından delil karartma, yok etme, yanıltıcı delil oluşturma, yazılan müzekkerelere verecekleri veya vermeyecekleri cevaplarla soruşturmayı kendi istedikleri yönlere çekebilme, amir sıfatlarının oluşturacağı, korku ve baskı ile tanık ve diğer şüphelilerin beyanlarına etki ederek soruşturmayı yanlış yönlendirme konumunda bulunmaktadırlar.”