Rehine krizinde Ankara'nın 4 kaybı

Güncelleme Tarihi:

Rehine krizinde Ankaranın 4 kaybı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 29, 2013 01:06

Lübnan'da kaçırılan Türk pilotların 71 gün sonra özgürlüklerine, sevdiklerine kavuşması hepimizi sevindirdi. Ancak Ankara şimdi kutlama değil, özeleştiri yapmalı. Bence en ciddi 4 kayıp:

Haberin Devamı

1) İnandırıcılık
Lübnanlı 11 Şii, Suriye'nin kuzeyinde 22 Mayıs 2012'de kaçırıldı. Önce Özgür Suriye Ordusu "Biz yapmadık, rejim yaptı" dedi. Üç gün sonra gerçek ortaya çıkınca Ankara'nın devreye girdiği ve Suriyeli muhaliflerin rehineleri serbest bıraktığı medyaya yansıdı. Sonra bunun da gerçek olmadığı anlaşıldı!

2) Can güvenliğimiz
Rehine takasıyla birlikte sadece Ankara'nın inandırıcılığı değil, Ortadoğu'da Türk vatandaşlarının can güvenliği de riske girdi. Lübnanlı hacıların aileleri, masum sivilleri kaçırmak gibi bir terör eylemine başvurarak istediklerini aldılar. Ortadoğu'nun kaosu içindeki diğer ülkelerde de Türk vatandaşlarını tehdit edebilecek bir içtihat oluştu.

3) Diplomatik kapasite
Henüz birkaç yıl önce Ortadoğu'daki tüm krizlerde arabuluculuk yapma kapasitesine sahip Ankara, dış politikada üst üste gelen hatalarla kendisini bir köşeye mahkum etti. Türk rehineleri Katar ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas kurtardı. Önceki gün de Suudi Arabistan, uluslararası sisteme "harbi" bir rest çekip BMGK üyeliğini reddetmişti. Aynı eleştirileri dile getirip duran Ankara ise o BMGK koltuğuna oturmak için yapmadığını bırakmamıştı. Bu arada İran, ABD ile flört etmeye başladı, Irak Başbakanı Maliki Beyaz Saray'dan randevu aldı, ABD Dışişleri Bakanı Kerry Suriyeli mevkidaşıyla dahi görüştü...

Haberin Devamı

4) Suriye'deki nüfuzumuz
Genel anlamda arabuluculuk yeteneğimizin yanısıra, özelde Ankara'nın Suriye'deki nüfuzu da buharlaştı. Artık içsavaşın hiçbir fraksiyonu için güvenilir bir ortak değiliz. Birkaç hafta arayla; Esad'ın helikopterini düşürdük, nispeten ılımlı muhaliflere aylarca kucak açtıktan sonra geçenlerde gözaltına aldık, aşırı dincileri ise bombaladık. Ve Suriye'den en az iki fraksiyonun katıldığı rehine takası sürecinden dışlandık.

Tüm bu kayıplar ortadayken az önce Atatürk Havalimanı'nda yapılan neşeli karşılama, umarım siyasi bir mizansen değildir ve sadece iki pilotumuza kavuşmanın samimi sevincini yansıtıyordur.

Neden pilotlarımızı THY ile Beyrut'a göreve yollayıp 71 gün sonra ancak Katar'a ait özel uçakla geri alabildiğimizi sormadan, mutlu uyuyabiliriz bu gece...

Haberin Devamı

Ama yarın Ankara'da birileri uyandığında, özeleştiri yapmak yerine hep boyundan büyük sözler ederek hakikatleri hamasetle örtme alışkanlığı edinen son dönem Türk Dış Politikası'nı dengeli geleneğine döndürmek için artık harekete geçmelidir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!