Polis ve jandarmaya insan hakları ‘master’ı Hacettepe Üniversitesi'nde

Güncelleme Tarihi:

Polis ve jandarmaya insan hakları ‘master’ı Hacettepe Üniversitesinde
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 25, 2000 00:00

Haberin Devamı

Polis ve jandarmaya insan hakları ‘master’ı Hacettepe Üniversitesi İnsan Hakları Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde...

Türkiye'de ilk kez

Türkiye'de ilk kez polis ve jandarmaya insan hakları master programı uygulanıyor. 10 polis ve iki jandarma subayı Hacettepe Üniversitesi'nde İnsan Hakları Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde ders görüyor. Kendi istekleriyle master yapan polislere, yüksek lisans diploması verilecek.

İşkenceye karşılar

Kuçuradi, polis öğrencilerinden son derece memnun ve hepsinin işkenceye karşı olduğunu söylüyor. Derste ölüm cezası da tartışılmış ve sonuca bağlanmış; ‘‘Ölüm cezası da insan hakları ihlalidir...’’ Polislerin okuma listesinde ünlü varoluşçu filozof Albert Camus ile ünlü Rus romancı Dostoyevski de var.

İşte polisin aldığı dersler

Kuçuradi'nin öğrencilere uyguladığı 30 kredilik programında yeralan derslerin başlıkları şöyle:

İnsan haklarının antropolojik temelleri

Etik ve insan hakları

İnsan hakları kavramı ve çeşitleri

İnsan hakları açısından değerlendirme problemleri

İnsan hakları düşüncesinin gelişimi

Aydınlanma ve İnsan hakları

Türkiye'de insan hakları ve insan hakları problemleri

İnsan haklarının korunması

Yurttaşlık hakları ve sorunları

İnsan hakları, hukuk ve devlet

İnsan haklarının korunmasına ilişkin belgeler ve mekanizmalar

Demokrasi düşüncesinin gelişimi ve insan hakları

İnsan hakları ve felsefe

Kuçuradi, 20 yıl önce kaleme aldığı bir yazıda, insan hakları ile felsefe, etik ve siyaset arasında kopmaz bağlar olduğunu ortaya koymuş. Kuçuradi'nin insan hakları kavramına bakışını ortaya koyması açısından, kendisinin izniyle yazısından bir bölümü de size aktarıyoruz:

‘‘İnsan hakları felsefi bir sorundur, çünkü insan hakları kavramlarının açıklığa kavuşturulmasına şiddetle ihtiyaç vardır. Etik bir sorundur, çünkü günlük yaşamda bu haklara saygı gösteren ya da onları çiğneyen kişilerdir. Kişilerdir, oylarıyla ya da kamu görevlisi olarak verdikleri kararlarla korunmalarına katkıda bulunan. Siyasal bir sorundur; Çünkü bütün yurttaşların insan olarak olanaklarını geliştirmeleri, ‘Korku ve yoksunluktan uzak' yaşayabilmeleri için gerekli koşulları doğrudan doğruya veya dolaylı olarak sağlamak, her devletin görevidir. Ama devletleri de kişiler yönetiyor. Böylece görüyoruz ki, etik ve siyasal bir sorun olarak, insan haklarının korunması da felsefeye ve felsefe eğitimine bağlıdır. Çünkü felsefe eğitiminin ana görevlerinden biri, kişileri, insanın onurunun nerede tehlikeye düştüğünü görebilecek bir gözü kazandırabilecek şekilde ‘olabildiğince erken' eğitmektir.’’

Prof. İoanna Kuçuradi ile Felsefe Bölümü'nün diğer öğretim üyeleri tarafından verilen derslerde polis öğrencilere dünya klasikleri de okutuluyor. En önemlisi de insani değerleri temel alan Exuperie'nin Küçük Prens adlı kitabı.

AVRUPA Birliği'ne (AB) üye olmak için yoğun bir diplomatik mücadele veren Türkiye'de, insan hakları alanında bir ilk yaşanıyor.

Türkiye'de ilk kez polisler, insan hakları alanında master programına devam ediyor. Polis Akademisi'nden mezun olan 10 komiser yardımcısı, kendi istekleriyle Hacettepe Üniversitesi İnsan Hakları Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde ‘İnsan Hakları master’ı yapıyor.

Dil sınavından da başarıyla geçen komiser yardımcıları ile iki jandarma subayına Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölüm Başkanı Prof. Dr. İoanna Kuçuradi ve Felsefe Bölümü'nün diğer öğretim üyeleri insan hakları dersi veriyor. Ancak subaylar, tayinleri çıktığı için ‘şimdilik’ master programına devam edemiyorlar. Subaylar da, uygun oldukları bir dönemde master programlarını tamamlayacaklar.

Polis ve jandarmalar iki yıllık programı tamamladıktan sonra, insan hakları alanında master yaptıklarına dair üniversiteden diğer öğrencilerle birlikte yüksek lisans diploması alacaklar.

KENDİ İSTEKLERİYLE GELDİLER

İoanna Kuçuradi, komiser yardımcılarının kendi istekleri ile master programına başvurduklarını vurguladı. Kuçuradi, Hürriyet'e yaptığı açıklamada, ‘‘Bu öğrencilerimizi kimse yollamadı. Kendi istekleriyle geldiler. Başlangıçta biraz çekingendiler. Onlar adına konuşmam olmaz ama çok memnun olduklarını söylüyorlar. Severek bu programa devam ettiklerini sık sık dile getiriyorlar. Herhalde kendilerini beğendirmek için söylemiyorlar, Benim bundan hiç şüphem yok’’ dedi.

POLİSLERE KÜÇÜK PRENS

Komiser yardımcıları, derslerini Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü'nde alıyorlar. Kuçuradi, komiser yardımcılarının ‘devletteki hizmetlerini aksatmamaları için’ ders programlarını saat 17.00'den sonra başlatıyor. Polislerin yanısıra başka meslek gruplarından öğrencilerin de devam ettiği master programındaki okuma listesinde dünya klasikleri de yeralıyor.

Albert Camus ve Dostoyevski'nin eserlerini inceleyen komiser yardımcılarına, dünyanın ünlü klasiklerinden Antoine De Saint Exuperie'nin Küçük Prens adlı eseri de okutuldu. İnsani değerlerin ön planda olduğu Küçük Prens, genç polislerin ilgi gösterdiği kitaplardan biri oldu.

Kuçuradi, ‘‘Küçük Prens'i herkesin okumasında yarar var. Kişiyi, kendi kendisiyle başbaşa bırakıyor. Küçük Prens'te, her zaman her yerde olan sorunlarla karşılaşıyoruz’’ diyerek, kitabı master programında okutma gerekçesini açıklıyor.

POLİSLER DOĞAL KORUYUCU

Derslerde, makaleler okunuyor ve onun üzerinde tartışmalar yapılıyor. Polislere, ‘‘İnsan hakları ile değer sorunları arasındaki ilginin açıklığa kavuşturulmasının felsefenin işi’’ olduğu belirtilerek, insan hakları ile felsefe eğitimi arasındaki kopmaz ilişki gösteriliyor. ‘‘İnsan haklarının kişi hakları’’ olduğunun altı çizilirken; devletin ve kamu görevlilerinin, insan haklarının ‘doğal koruyucuları’’ olduğu belirtiliyor.

Derslerde, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin yanısıra, Türkiye'nin de imza attığı insan temel hak ve özgürlükleriyle ilgili sözleşme ve diğer belgeler de inceleniyor.

Master programı derslerinde, öğrencilerle ‘ölüm cezası’ da tartışıldı. Hiçbir konu yasak kapsamında değil. Derslerde, ‘Doğru değerlendirmeler’ yapılmaya çalışılıyor. Derste ölüm cezası karşılıklı tartışmalarla bir sonuca bağlandı: ‘‘Bir devlet ‘evet' ya da ‘hayır' diyecektir. Ama ölüm cezası bir insan hakkı ihlalidir...’’

İŞKENCE DE TARTIŞILDI

Prof. Kuçuradi, master programına devam eden komiser yardımcılarına, ‘‘mesleğimizden önce insanız’’ diyerek, sesleniyor. Böylece, programda ‘insanın onuru ya da değeri'ne dikkat çekiliyor. Derste, kamuoyunu her dönem meşgul eden ‘işkence' konusu da tartışılmış. Kuçuradi, son derece memnun... Derslerine devam eden hiçbir polisin işkenceyi savunmadığını söylüyor ve ekliyor; ‘‘İşkence görene, işkenceye uğrayana fazla bir şey olmuyor. İşkence yapanın onuruna da bir şeyler oluyor. İşkenceyi yapmaya önce benim onurum izin vermemelidir.’’

Master programını bitirecek olan polislerin, burada öğrendiklerini yaşamın pratiğine taşıyacaklarından ve mesleklerine bir şeyler katacaklarından kuşku duymuyor, Kuçuradi: ‘‘İnsan haklarının Türkiye'de korunmasında ve insan hakları ihlallerinin önlenmesinde polisin rolünün çok iyi farkındalar.’’

Kuçuradi'nin insan hakları konusundaki duyarlılığı ve bu konuda insanlarla tarafsız, objektif iletişim kurması, genç polislerin kendisini sevmesine yol açmış. Üniversitede iken, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nden aldığı Basın Özgürlüğü Ödülü vesilesiyle kendisine bir saksı çiçeği gönderilmiş. Kuçuradi, çiçekle birlikte gelen notu okuyunca son derece duygulanmış. Küçük bir kağıda yazılan notta, ‘‘Biz genç komiserler, sizin öğrenciniz olacağımız günleri bekliyoruz’’ yazıyormuş. Kuçuradi, tanımadığı genç polisin çiçeğini, çalışma saatlerinin önemli bir bölümünü geçirdiği, oturduğu evin alt dairesinde bulunan Türkiye Felsefe Kurumu'nun salonuna koymuş.

BİR KAPI AÇILDI

Master programına yalnızca polislerin değil, başka meslek gruplarının da devam ettiğinin altını özenle çizen Kuçuradi, polis öğrencilerin dersteki durumlarını şöyle anlatıyor:

‘‘Bu program, kolluk kuvvetlerinin, kamu görevlilerinin ‘İnsan hakkının herkesin hakkı' olduğunu öğrenmesini sağlıyor. Öğrencilerimiz derste, ‘Biz mesleğimizden önce insanız. Başkalarının hakkını koruduğumuzda, koruduğumuzun kendi hakkımız olduğunu görüyoruz' diyorlar. Yaşamlarında bir ufuk açıldığını, bir kapının aralandığını söylüyorlar. Önümüzdeki sömestr programında da, kendileriyle Avrupa Hukuku'nu konuşacağız...’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!