Paslanmaz kadını bulamadan gitti

Bugüne kadar ‘‘Zaman Zaman’’, ‘‘Yana Yana’’, ‘‘Bu Kalp Seni Unutur mu’’ gibi unutulmaz şarkılara imza atan besteci-yorumcu Fikret Kızılok, tedavi gördüğü İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde önceki gece hayatını kaybetti. 54 yaşındaki Kızılok'un ölümü, onun şarkılarıyla hüzünlenmiş herkesi yasa boğdu. 1947 yılında Kalamış'ta doğan Kızılok, profesyonel müzik yaşamına Cahit Oben Orkestrası'nda başladı. Orkestra, ilk Altın Mikrofon Yarışması'na, ‘‘Halime’’ adlı parçayla katıldı. 1969'da ‘‘Yumma Gözün Kör Gibi’’ adlı Anadolu pop türü albümü çıkaran Kızılok, bir süre Sivas'ın Sivrialan Köyü'nde Aşık Veysel'in yanında kaldı. Anadolu pop akımının ilk temsilcilerinden sayılan ünlü sanatçı, 80'li yılların başlarında dostu Bülent Ortaçgil'le beraber Çekirdek Sanatevi'ni kurdu.

Galatasaray Lisesi'nde okurken arkadaşlarının Topal Fikret adını taktıkları Kızılok, aslında diş hekimiydi. En büyük tutkusu ise müzik, kadınlar ve denizdi. Ve bir de oğlu Yağmur. Şeyda Hanım'la evliliğinden dünyaya gelen Yağmur, 23 yaşında. Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi 3'üncü sınıfta okuyor.

1972'de Nazım Hikmet'in şiirlerinin yer aldığı ‘‘Not Defterim’’ adlı albümü çıkaran Kızılok, sonra ‘‘Leylim Ley’’i çıkardı. Unutulmayan şarkıları arasında ‘‘Aşkın Mapusane’’, ‘‘Bu Kalp Seni Unutur mu’’, ‘‘Zaman Zaman’’, ‘‘Yana Yana’’, ‘‘Mustafa Kemal, Ben Anadolu'yum’’ ilk akla gelenler.

Üniversite yılları ve doktorluğu süresince sekizi altın, 12 plak ödülü alan ve yıllar önce Bordum'a kaçarak teknesinde yaşamaya başlayan Kızılok, son bestelerinden biri olan ‘Kumsalda’yı da Sertab Erener’e vermişti. Kendisiyle yapılan bir röportajda ‘‘Paslanmaz, denize dayanıklı kadın adaylar arıyorum’’ diyen Kızılok, geçtiğimiz aylarda Bodrum'da kalp krizi geçirmiş, kaldırıldığı hastanede de kalp pili takılmıştı.

Son röportajı yapan Yener Süsoy

Beni de aldattı

Fikret Kızılok'la son röportajı Yener Süsoy geçtiğimiz temmuz ayında ünlü sanatçının kalp krizi geçirmesinden birkaç gün önce Bodrum'da yapmıştı. Yıllarca kendini gizleyen Kızılok bu röportajında teknesinin kapılarını da ilk kez HÜRRİYET'e açmıştı. İşte, gençliğinden beri tanıdığı, herşeyini paylaştığı dostu Kızılok'un ardından Yener Süsoy'un duyguları:

Bunca yıllık dostluğumuzda şakacıktan bile yalan söylediğine tanık olmadığım Fikret Kızılok ilk ve son kez beni aldattı. Gözlerimin içine baka baka yalan söyledi; ‘‘Turp gibiyim, pili de yeniledik korkma tontonum, unutma ben de doktorum’’ diyerek. Nazar boncuğunu sözde Azrail'i tuşa getirdiğin için takmıştım boynuna. Gelecek yaz teknesi Eylül ile beni Marmaris'in İngiliz Koyu'nda gezdirip yosunlu çiğ balık sofraları hazırlayacaktı.

Oysa Bodrum'da kalp krizi geçirmeden önceki buluşmamızda da sağlıklı olmadığı gözlerinden okunuyordu. Bizim 106 kiloluk tontiş Fiko 85'e inmemiş düşmemiş, sanki tepe üstü çakılmıştı. Krizden sonra doktor arkadaşları ona çok ihtimam gösterdiler ama, yine de olmadı. Hastanedeki yatağında gözlüklerinin altından gülücükler dağıtarak hepimizi güçlendirmeye çalıştı. Oysa iyiden iyiye seyrelen pamuk akı saçları avurtlarının çöküklüğünü daha da ortaya çıkarmıştı.

Keşke sen haklı çıksaydın Fikret. Bodrum'da bana okuduğun; ‘‘Gecenin tam üçünde, dertlerin en gücünde’’ dizelerini sanki bugünkü duygularımız için yazmışsın.

Sağlıklı olmak, kafa dinlemek için canın kadar sevdiğin İstanbul'dan Ege'nin maviliklerine kaçmıştın, kader sana sonsuzluğa yelken açtırdı. Ruhun şad olsun, Allahın rahmetleri üstüne yağsın.

Ey 68 kuşağının Kalamışlı yaman ozanı... Ey Galatasaray Lisesi'nin Topal Fikret'i... Ey yaman müzik adamı... Ey yaman denizci... Ey nazik elli diş hekimi... Seni bundan böyle, senin yazdığın şarkıyla anacağız, ‘‘Bu Kalp Seni Unutur mu?’’ diyerek. İster ‘‘Anadolu’’da olalım, ister ‘‘Kumsalda’’... Ve Sadun Boro'yla, Can Pulak'la İngiliz Koyu'nda senin kulaklarını çınlatacağız hep.

Hiçbir kalp seni unutmayacak...

NE DEDİLER

Bülent Ortaçgil

‘‘Ölüm karşısında ne söylenir bilemiyorum. Çok üzgünüm. Bir zamanlar birlikte çalıştığımız, iyi bir dostumdu. Son yıllarda kendisiyle fazla görüşme imkanımız olmadı ama onu her zaman, çok zeki ve iyi bir söz yazarı olarak herkes gibi ben de hatırlayacağım.’’

Erkin Koray

‘‘Böyle bir durumda ne söylenir, bu tür acılarda insanlar ne düşünür bilemiyorum. Uzun zamandır çok iyi iki arkadaştık. Ölümü beni çok üzdü. Kendisiyle çok özel şeyler paylaştık. İnanamıyorum. Hep aklımdan birlikte Cem Karaca ve diğer arkadaşlarımızla konser yapmak geçerdi.’’

Cem Karaca

‘‘Hastanede yattığı sıralarda ziyaret yasak olduğu için kendisini telefonla aradım, uyuyordu. Daha sonra o beni aradı, ‘Ulan daha ölmedin mi' diye takıldım. O da bana öldükten sonra kıymetinin anlaşılacağını söyledi. Çok üzgünüm, çok.’’

S.Cumhur Önal

‘‘Müzik çınarından bir yaprak daha düştü. Çok üzgünüm. Müziğin mısralarında Aşık Veysel okulunun nefesi vardı. Çok değerli bir saz şairiydi. Anadolu popunun yaratıcılarındandı. Son yaptığı ve Sertab'a verdiği beste için onu kutladım. Yeri zor dolar. Müzik aleminin başı sağolsun.’’

Sertab Erener

Onu tanımadan önce çok sert biri olduğunu duymuştum. Tanıdığımda ise ne kadar sıcak ve çocuk kalpli olduğunu anladım. Böylesine yetenekli ve iyi birini tanımış olmaktan son derece mutluyum. Bence Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli sanatçılardan biriydi. Onu hiç unutmayacağım. Ailesine ve sevenlerine baş sağlığı diliyorum.

Ecevit'ten başsağlığı mesajı

Müzik tarihimizin öncülerindendi

Başbakan Bülent Ecevit, önceki akşam yaşamını yitiren ünlü müzisyen Fikret Kızılok için bir başsağlığı mesajı yayımladı. Başbakan Ecevit'in mesajı şöyle: ‘‘Değerli besteci ve yorumcu Fikret Kızılok'un zamansız aramızdan ayrılmasından üzüntü duydum. Fikret Kızılok, birbirinden güzel besteleri ve eşsiz yorumculuğu ile her dönem büyük beğeni toplamış ve müzik tarihimizin öncü sanatçılarından olmuştur. Merhuma Allah'tan rahmet, ailesine ve sanatçı dostlarına başsağlığı dilerim.’’