Güncelleme Tarihi:
Özel, partisinin dünkü Meclis grubunda ve gazetecilerin soruları üzerine özetle şu açıklamayı yaptı:
FARKLI İKİ DURUM
“Bu anlaşmayla ilgili şu anda dün akşam sekiz madde açıklanmıştı, o maddeler takip ediliyordu ben buraya gelmezden önce sözcüleri SDG’nin anlaşmanın içeriğine ilişkin yapısal farklar söyledi. Örneğin dün akşamki bilgi petrol kaynaklarının merkezi hükümete geçecek olmasındaydı ve SDG’nin Suriye Ordusu’na katılacağına yönelikti. Ama bugün sözcülerinin açıklaması ‘Petrol kaynakları bizde kalacak, kendi bölgemize asla Suriye Merkezi Ordusu girmeyecek’ dedi.
Sonuçta biz Suriye’yi toprak bütünlüğünü koruyacak, Suriye’de çatışmaları bitirecek tüm tarafları kapsayacak demokratik bir anayasaya ulaşacak her türlü adımı doğru adım olarak buluruz. Ama bu anlaşma Suriye’ye barış getirecek bir anlaşma mıdır yoksa bu anlaşma yeni itirazlar yeni endişeler üretecek bir anlaşma mıdır bu konunun netleşmesi lazım. Biz ihtiyatlı bir iyimserlikle takip ediyoruz meseleyi.”
AĞLAYANLARI DUYMADILAR
Özel, partisinin grup toplantısında da özetle şunları söyledi: “Son olayları üzüntüyle, endişeyle takip ediyoruz. Suriye’de oluşturulan yalancı baharın havası dağıldığında sivil kayıpların yaşandığına şahitlik ettik. Lazkiye ve çevresindeki Aleviler, Arap Aleviler hedef oldular, katliama tabi tutuldular. Aslında bugünlerin geleceği Hatay’daki akrabalarının, aylardır endişelerinden, serzenişlerinden, onların kanaat önderlerinin bu Meclis’e kadar gelip seslerini duyurmaya çalışmalarından belliydi. Kendi sınırından binlerce, onbinlerce kilometre ötedeki çatışmalı yerlere BM görevi gereğince asker yollayan Türkiye, sınırlarından 65 kilometre aşağıda olan katliama ağlayan yurttaşlarının sesini duymadı maalesef.
ALEVİ-SÜNNİ KARDEŞLİĞİ
Bir de dün utanmadan çıkmış iki ittifak ortağı, efendim CHP, Esad artıklarının yanında duruyormuş. Ben Esad ile tatile gitmedim. Esad’a hep ‘diktatör’ dedim. Biz demokratik Suriye’den, eşitlikten, barıştan yanayız. Türkiye’de Alevi ile Sünni’nin barışının, kardeşliğinin, birlikte ağlamalarının, birlikte gülmelerinin, aşureyi birlikte kaynatmalarının, iftarı birlikte yapmalarının teminatı biziz. Kürtler ‘Sorunum var’ diyorsa Kürt sorunu vardır, demokratikleşme ile bu Meclis çatısı altında çözülmelidir. Hatta Kürt sorununu da aşan hem Alevilerin hem Kürtlerin sorunlarını hem de Türkiye’de ifade, kişisel hak ve özgürlüklere ilişkin tüm sorunları çözecek bir demokratikleşme paketine ihtiyaç var.”
ENGEL DE OLMAYIZ ALET DE
ÖZEL “Süreci dikkatle takip edeceğiz. Kimse endişe etmesin” diyerek şöyle devam etti: “Biz hem önümüzdeki seçimlere gidip de bu millet bu parlamentoya gerçek, sivil, demokratik bir anayasa yapma yetkisi verene kadar, mevcut anayasaya bile uymayanlarla anayasa masasına oturmayız. Nokta. Hiçbir pazarlığın tarafı olmayız, olanların olduğunu görürsek de onlarla aynı yerde olmayız. Ama biz süreci dikkatle, şehit ailelerinin ve gazilerin de teminatı olarak parlamento zemininde takip etmeye devam ediyoruz. Kimse bizden ne ön kesen, terörün bitmesinin ve insanların, Türkiye’nin demokratikleşip özgürleşmesinin önünde engel olmamızı beklesin ne de başkasının planına alet olmamızı beklesin. ”