Güncelleme Tarihi:
Hürriyet Gazetesi'nin Sanat Sayfası'ndaki Kültürazzi köşesinde çıkan ‘‘Tiyatroda Tokatlaşma’’ haberi, büyük bir polemik haline geldi. Televizyonların ana haber bültenlerinde bile haber oldu. Kısacası ‘‘Miss Margarida Yöntemi’’ adlı oyunda tiyatrocu Ülkü Duru ile bir izleyicinin tokatlaşması, kamuoyunu ikiye böldü. Sanatçının yanında olanlar, olaya karışan izleyiciyi tiyatro magandası olmakla niteliyorlar. İzleyicinin tarafında olanlar da Ülkü Duru'yu sanatçı terörü estirmekle suçluyorlar. Olayın kahramanı haline gelen Atilla Yerlikaya'yı bulduk ve konuştuk.
Maganda değil katılımcı seyirciyim
Oyunun konusu, 35 yaşlarında, histerik, teşhirci, cinsel saplantıları olan bir öğretmenin sekizinci sınıftaki öğrencilere karşı egemenlik kurma isteğidir. Oyuncu Ülkü Duru, oyunun her aşamasında artan inişli çıkışlı bir tempoda, kimi zaman sinirlenerek, kimi zamansa sakinleşerek manik depresif fazlar arasında dolaşıyor. Hatta yabancı kökenli bir oyunda küfür olarak kullanılmayan i... gibi kelimeleri de kullanarak oyuna etkileşim ve katılımı sağlamaya çalışıyor. Oyunun ilk bölümünün ortalarında öksürdüğüm için, biraz da kızarak, şiddeti okşamadan sert bir şaplağa giden ‘‘kreşendo’’ üç tokat attı bana. Ben de o an refleks olarak kendisine çok daha az bir şidette karşılık verdim. Bunun üzerine Duru, oyunu doğaçlama olarak sürdürerek ‘‘Şabalak çık dışarı’’, ‘‘defol’’ ifadelerini bir kaç kez yineledi. Bütün salona ve özellikle bana mastürbasyon yapıp yapmadığımı, ders sırasında yellenenin özellikle ben olup olmadığımı defalarca sordu. Hatta beni sahneye davet etti. Özellikle bana ‘‘şabalak’’ diye hitap ederek ifadesini kişiselleştirdi. Ben nihayet Devlet Tiyatroları'nda bir New York, Soho atölye tiyatrosunun ritminin yakalandığına sevinirken ‘‘öğretmenimin’’ ‘‘Sen kim oluyorsun’’ sorusuna, ‘‘Vergisini veren dürüst bir Amerikan vatandaşının çocuğuyum’’ yanıtını, kendini biraz da haylaz, sekizinci sınıf öğrencisi Küçük Johnny'nin yerine koyarak verdim. Daha sonra sert bir şekilde tartaklanarak set görevlilerince dışarıya çıkartıldım. Duru'nun öğrenci-seyirciyi etkisi altına alarak son derece iyi bir oyunculuk örneği verdiğini, ancak modern sanata yaklaşım açısından, oyun metnine derin bakmadığı kanısındayım.
New York'da kahve hak ederdim
Tiyatro magandalığı bir yana, ben hem Amerika'da, hem de Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde izleyicisi olduğum atölye çalışmalarının birine böyle bir katkıda bulunsaydım, oyunu tartışmak üzere tepkimin temsil sonrası bir kahve ile ödüllendirilebileceğini düşünüyorum. Bence bu deneyim, tiyatro sanatının evrensel boyutları içerisinde alternatif bir katılım olarak değerlendirilmelidir.
Doğaçlamanın U dönüşü olmaz
Bir kaç yıl önce Tiyatro Festivali'nde Amerikalı bir oyuncunun canlandırdığı Miss Margarida'nın orijinal metninin fazlaca serbest yorumlandığı kanısındayım. Oyun zaman zaman Huysuz Virjin'in şovlarını hatırlatıyor. Tiyatro festivalindeki icrayı düşününce, doğaçlamanın U dönüşü olmayacağı bilinerek seyirciye atılan tokatın ve tokat gibi sözlerin karşılığı beklenmeliydi. Oyunun bütününe bakıldığında tepkimin de bunun içinde düşünülmesi gerekirdi.
Sarah Bernhard, bir meslek sırrı olarak, oyuna konsantre olamadığı zamanlar bunun acısını sevgilisinden ya da seyircisinden çıkardığını söylermiş. Korkarım Ülkü hanım, kişisel başarısızlığının yükünü benim üzerime yıkmayı tercih etti.