Otoriterler kulübü

Güncelleme Tarihi:

Otoriterler kulübü
Oluşturulma Tarihi: Şubat 03, 2013 00:00

Başbakan Erdoğan’ın geçen hafta Rusya Devlet Başkanı Putin’e “Bizi Şanghay Beşlisi’ne alın” dediğini açıklaması, gözleri bu örgüte çevirdi. Bir de “Ortak değerlerimiz burada” deyince örgütü mercek altına aldık.

Haberin Devamı

Önce Şanghay Beşlisi (ŞB) vardı: Kurulduğu 1996’da Şanghay Beşlisi Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’dan ibaretti. Amaç Sovyetler döneminden kalma sınır sorunlarının çözümüydü. 2001’de Özbekistan’ın da katılımıyla Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) ortaya çıktı.
Akabinde örgütün amacı da genişledi; işin içine terörizm, aşırılıkçılık ve ayrılıkçılıkla mücadele katıldı. Çin kökenli, Rusya damgalı bu mücadele zaman içinde işin özüne dönüştü.
ŞİÖ bugün itibarıyle üye ülkelerin ‘iç güvenlik’ alanlarında kayıtsız işbirliğinde bulunduğu bir yapı. Örneğin Rusya’nın şu ya da bu nedenle ‘kara listeye’ aldığı bir kişi, örgüt ya da partinin herhangi bir ŞİÖ ülkesinde barınabilmesi söz konusu bile değil.

TAŞKENT KRİTERLERİ

Örgütün merkezi Şanghay’da ama ‘yıkıcı güçlere’ karşı güvenlik temelli bu ucu sonuna kadar açık işbirliğinin eşgüdümü Taşkent’teki karargâhtan sağlanıyor: Bölgesel Terörle Mücadele Yapısı. Kısa adı RATS olan bu yapı, üye ülkelerdeki muhaliflerin, insan hakları aktivistlerinin, sivil toplum kuruluşlarının korkulu rüyası. (Kötü niyetli Anglosaksonlara göre İngilizcede ‘SIÇANLAR’ anlamına geldiğinden pek manidar bir kısaltma bu.) 2010 itibariyle RATS’in kara listesinde 42 örgüt, 1100 şahıs vardı.
ŞİÖ’nÜn Avrupa Birliği, BM ve Avrupa Konseyi gibi örgütlerden ayırt edici özellliği şu: Üye ülkelerin birbirlerinin iç işlerine karışmak gibi bir hakkı yok. Bir başka deyişle egemenlik her değerin üstünde, demokrasi dahil. Toprak bütünlüğü kutsal. İstikrar öncelikli. ‘Taşkent kriterleri’ne göre örneğin Urumçi’de olup bitenler Çin’den başka hiçbir ülkeyi ilgilendirmez, ilgilendirmemeli. Benzer biçimde AGİT ya da BM gözlemcileri ŞİÖ ülkelerindeki hemen her seçimde onca usulsüzlük saptarken ŞİÖ gözlemcileri tek bir vakaya bile rastlayamıyor (!)
ŞİÖ’ye ilişkin üyeleri kadar üye adayları da bir fikir veriyor. Adaylar üç kategoriye ayrılmış: ‘Gözlemci’, ‘Diyalog Ortağı’ ve ‘Konuk’. ŞİÖ’nin 2011’de açılan internet sitesinde ise geçen yılın ortasında ‘Diyalog Ortağı’ kabul edilen Türkiye, henüz o statüdeki ülkeler içinde görünmüyor. Bu büyük bir kayıp sayılmayabilir, çünkü diğer ülkeler Belarus ve Sri Lanka. Öte yandan aynı günlerde ‘Gözlemci Ülke’ statüsü kazanan Afganistan’ın da sitede bayrağı var ama esamesi okunmuyor.

Haberin Devamı

Otoriterler kulübü

Soldan sağa: Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, Çin Devlet Başkanı Hu Jintao, Tacikistan Devlet Başkanı İmamali Rahman, Kırgızistan Devlet Başkanı Kurmanbek Bakiyev (eski)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Haberin Devamı

BETERİN BETERİ VAR

Diğer ‘Gözlemci’ ülkeler Hindistan, Pakistan, İran ve Moğolistan. ‘Konuk’lar ise Güneydoğu Asya Uluslar Birliği, Bağımsız Devletler Topluluğu ve Türkmenistan. Hindistan bir yana bırakılırsa, üyeler ve adayların tümü dünya demokrasi liginin en alt kümesinde. Freedom House’un son raporuna göre Özbekistan ve Türkmenistan ‘beterin beteri’ kategorisinde. Hemen üstlerinde Çin ve Belarus var. Kazakistan, Rusya, Tacikistan ve Sri Lanka demokrasisi gerileyenler arasında. Maalesef Türkiye de.

MUHALEFET GEÇİRMEZ LİDERLER

Üye ülkelerin ‘demokrasi açığından’ başka bir ortak özellikleri daha var: Liderleri, dünyanın muhalefete en dayanıklı isimleri arasında yer alıyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 1999’dan bu yana ve en az 2018’e kadar iktidarda. Dünya Kazakistan’da Nursultan Nazarbayev’den başka lider görmedi. Özbekisktan Devlet Başkanı İslam Kerimov’un görev süresinde Nazarbayev’den fazlası var, eksiği yok. Her ikisi de ömürleri yettiğince halka hizmette kararlı. Üyelik sırasındaki Belarus’un Devlet Başkanı, “Avrupa’nın son diktatörü” Aleksander Lukaşenko ise 1994’ten beri koltukta.

Haberin Devamı

Soli Özel, Kadir Has Üniversitesi öğretim üyesi:

“ŞİÖ’ye girmek Batılı, demokratik ve liberal bir düzenden vazgeçmek olur”

Türkiye’nin Batılılaşma yolundaki hedefi doğrultusunda böyle bir gruba üye olması mümkün değil. AB ve NATO sadece güvenlik örgütleri değil, belli değerler etrafında birleşmiş bir camia. Bu değerlerin ne olduğu belli; temel haklar, hukuk, demokrasi, vs. Sizin tutup “Şanghay Beşlisi’yle ortaklığımız var” demeniz tutarlı olmuyor tabii. Bu bahsedilen ülkelerde ortak kökenden gelen insanlar yaşıyor olabilir. Türkiye bu tercihle sadece bir pazar ortaklığı tercihi yapmış olmaz. İç yapılanma açısından da Batılı, demokratik ve liberal bir düzenden vazgeçmiş olur. O anlamda da çok talihsiz. Türkiye’nin NATO’ya alternatif olarak kendi aralarında toplanmış ülkelere gitmesi sarsıntısız atlatılacak bir süreç değil. Ancak bu açıklamanın bir başka nedeni de Erdoğan’ın AB’den sıtkının sıyrılması. Sıradan bir Türk vatandaşının hislerine tercüman olduğunu söyleyebiliriz.

Haberin Devamı

Prof. Dr. Hasan Köni, Kültür Üniversitesi öğretim üyesi:

“NATO’dayken başka bir yere üye olmak mümkün değil”

Başbakan haklı olarak reaksiyon veriyor. Türkiye’nin üzerinde PKK ve Suriye gibi konularda baskı var. Biz niye Kuzey Irak’a istediğimiz gibi müdahale edemiyoruz; ABD yüzünden. Peki, İsrail nasıl istediği gibi hareket edebiliyor? Yine ABD’nin ona izin vermesi yüzünden. Erdoğan bir nefes alma alanı, bir alternatif olarak Şanghay İşbirliği Örgütü’ne katılmaktan bahsetti. Oysa NATO’yla iç içeyken, AB süreci devam ederken başka bir sisteme girmek mümkün değil. İsteyeni de ABD alaşağı eder. Bu örgüte üye ülkelerle kültürel olarak doğrudan bir ortaklığımız da yok.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!