’Online’ eğitimde ABD hızı
Güncelleme Tarihi:
Edip Emil Öymen eeoymen@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Aralık 08, 2006 00:00
ABD’de uzaktan eğitimde varılan noktayı değerlendiren yeni bir rapora göre, 2005 sonbaharı itibariyle 3.2 milyon kişi en az bir dersini uzaktan eğitim sistemiyle alıyor (Making the Grade: Online Education in the United States. The Sloan Consortium, 2006)
- Bir önceki yıl 2004 sonbaharında bu sayı 2.3 milyondu. Demek ki uzaktan eğitim sistemiyle verilen bir veya daha fazla sayıda derse neredeyse bir milyona yakın katılım olmuş.
- İlginç olan bir diğer nokta ise, son bir yıldaki artış bir önceki yılda gözlenen artışın iki katı.
- Uzaktan eğitimin müşterisi yoğunlukla öğrenciler.
- Bu öğrencilerin büyük kısmını hem çalışıp hem okumayı sürdürenler oluşturuyor.
- Eğitim kurumu ne kadar büyükse, o kadar çok uzaktan eğitim olanağı sağlıyor.
- Aynı şekilde eğitim kurumu ne kadar büyükse, her yıl sistemine kattığı uzaktan eğitim ders miktarı o oranda artıyor.
- Doktora ve doktora sonrası ileri uzmanlık dereceleri veren okullarda uzaktan eğitim ders sayısı daha çok. Bu tür bazı okullarda uzaktan eğitim ders sayısı, toplam derslerin yüzde 80’ini buluyor.
2005 yılının sonbaharındaki durumu yansıtan rapor bu tür istatistiklerle sürüp gidiyor. Sonuçlar Türkiye’de hayal bile edemeyeceğimiz düzeyde. Ülkemizde, çağdaş ve "içi dolu" ilk-orta ve yüksek eğitimden yoksun milyonlarca genci düşündükçe, ABD’de erişilen düzey "Satürn kadar uzak" görünüyor.
Rapor geçen yıl bu zamanlar ABD’deki durumu yansıttığına göre, bugün durum daha da ileri bir düzeye taşınmış demektir. Bu gelişme, eğitim kurumlarının bilgi teknolojisindeki gelişme hızını eğitime uyarlama becerisiyle mümkün. Bunun adı anglosakson yüksek eğitiminde hep "provost" (rektör yardımcısı) olarak bilinirdi. Şimdiyse bilgi teknolojisi sayesinde değişen bir meslek dalı sayılıyor.
Amerikan eğitim kurumlarında Türkçe sözcüğü ve kavram karşılığı olmayan bu görevin adı Chief Academic Officer (CAO). Bu kişi, kurumdaki eğitimin kalitesi, yapısı, iletimi, içeriği, geleceği gibi konularda tıpkı bir CEO veya CIO gibi strateji kuran, öneren ve bunu doğruca kurumun tepe yöneticisine ileten kişi. Uzaktan eğitimin Amerikan ilk-orta-yüksek eğitimine yerleşmesinde, kalitesinin artmasında, ortaya gerçek, ölçülebilir, somut veri çıkartmasında CAO’ların etkin rolü var.
Sözünü ettiğimiz rapordaki verileri değerlendiren CAO’ların ortak kanaati şu: Uzaktan eğitimde kullanılan teknolojiye ve sistemlere ince ayar daha kolay yapıldıkça, sınıfta öğrenciyle yüz yüze eğitimle kıyaslanabilecek ölçüde kalite sağlanabilir.
Uzaktan eğitimci, podcast’ını hazırlarken bir tiyatro sanatçısı kadar "senaryoya uygun" davranabilir. Bu, sınıfta anlatılan ders kadar doğal ve olağan olmayabilir elbette. Ama içerik açısından bir uzaktan eğitim podcast’ını, sınıfta anlatılan dersten çok daha ayrıntılı hazırlamak mümkün. Şimdilik Amerikan eğitim kurumlarının çoğunluğu, sınıfta yapılan dersin podcast’ını web üzerine koyuyor.
Yine şimdilik uzaktan eğitimin daha da hızla yaygınlaşmasına karşı duranlar var. Bunlar, İnternet devrimine ayak uydurmakta geciken ve ayak uydurmaya direten hocalar.
- İlginç olan bir diğer nokta ise, son bir yıldaki artış bir önceki yılda gözlenen artışın iki katı.
- Uzaktan eğitimin müşterisi yoğunlukla öğrenciler.
- Bu öğrencilerin büyük kısmını hem çalışıp hem okumayı sürdürenler oluşturuyor.
- Eğitim kurumu ne kadar büyükse, o kadar çok uzaktan eğitim olanağı sağlıyor.
- Aynı şekilde eğitim kurumu ne kadar büyükse, her yıl sistemine kattığı uzaktan eğitim ders miktarı o oranda artıyor.
- Doktora ve doktora sonrası ileri uzmanlık dereceleri veren okullarda uzaktan eğitim ders sayısı daha çok. Bu tür bazı okullarda uzaktan eğitim ders sayısı, toplam derslerin yüzde 80’ini buluyor.
2005 yılının sonbaharındaki durumu yansıtan rapor bu tür istatistiklerle sürüp gidiyor. Sonuçlar Türkiye’de hayal bile edemeyeceğimiz düzeyde. Ülkemizde, çağdaş ve "içi dolu" ilk-orta ve yüksek eğitimden yoksun milyonlarca genci düşündükçe, ABD’de erişilen düzey "Satürn kadar uzak" görünüyor.
Rapor geçen yıl bu zamanlar ABD’deki durumu yansıttığına göre, bugün durum daha da ileri bir düzeye taşınmış demektir. Bu gelişme, eğitim kurumlarının bilgi teknolojisindeki gelişme hızını eğitime uyarlama becerisiyle mümkün. Bunun adı anglosakson yüksek eğitiminde hep "provost" (rektör yardımcısı) olarak bilinirdi. Şimdiyse bilgi teknolojisi sayesinde değişen bir meslek dalı sayılıyor.
Amerikan eğitim kurumlarında Türkçe sözcüğü ve kavram karşılığı olmayan bu görevin adı Chief Academic Officer (CAO). Bu kişi, kurumdaki eğitimin kalitesi, yapısı, iletimi, içeriği, geleceği gibi konularda tıpkı bir CEO veya CIO gibi strateji kuran, öneren ve bunu doğruca kurumun tepe yöneticisine ileten kişi. Uzaktan eğitimin Amerikan ilk-orta-yüksek eğitimine yerleşmesinde, kalitesinin artmasında, ortaya gerçek, ölçülebilir, somut veri çıkartmasında CAO’ların etkin rolü var.
Sözünü ettiğimiz rapordaki verileri değerlendiren CAO’ların ortak kanaati şu: Uzaktan eğitimde kullanılan teknolojiye ve sistemlere ince ayar daha kolay yapıldıkça, sınıfta öğrenciyle yüz yüze eğitimle kıyaslanabilecek ölçüde kalite sağlanabilir.
Uzaktan eğitimci, podcast’ını hazırlarken bir tiyatro sanatçısı kadar "senaryoya uygun" davranabilir. Bu, sınıfta anlatılan ders kadar doğal ve olağan olmayabilir elbette. Ama içerik açısından bir uzaktan eğitim podcast’ını, sınıfta anlatılan dersten çok daha ayrıntılı hazırlamak mümkün. Şimdilik Amerikan eğitim kurumlarının çoğunluğu, sınıfta yapılan dersin podcast’ını web üzerine koyuyor.
Yine şimdilik uzaktan eğitimin daha da hızla yaygınlaşmasına karşı duranlar var. Bunlar, İnternet devrimine ayak uydurmakta geciken ve ayak uydurmaya direten hocalar.