Önce orman, sonra kongre

Güncelleme Tarihi:

Önce orman, sonra kongre
Oluşturulma Tarihi: Ekim 10, 1997 00:00

Haberin Devamı

‘İsveç'in uygar bir ülke, bağımsız bir devlet olarak varlığını, ormanları belirleyecektir. Çünkü orman hayattır, orman gelecektir’’ Bu sözlerin sahibi piskopos C.A.Agardt ve 1850'li yıllarda söylenmiş. İlk bakışta abartılı gibi gelen bu yaklaşım aslında yalın, temel bir gerçeği vurguluyor : İnsan, ormana muhtaçtır. Orman oksijeniyle, gölgesiyle, toprağıyla vazgeçilmezdir.

Örnek ormancılığa İsveç'te tanık olmuştum. 1994'te Tetrapak'ın düzenlediği gezide doğayı baştacı yapan bu ülkenin ormanlarını hem mükemmel bir şekilde koruduğunu, hem de ormancılık sanayinin müthiş geliştiğini gözlemlemiştim. 19'ncu yüzyıldaki ağaç talanını, yeşil bir seferberlikle telafi eden İsveç'in bugün topraklarının yüzde 62'si gür ormanlarla kaplı. İzinsiz, rastgele ağaç kesene hapse kadar uzanan cezalar geçerli. Orman politikaları sürekli, düzenli gözden geçirilmekte. Kararlarda mutlaka halkın görüşü de alınmakta, korumacılığa katılımı istenmekte. Kağıt, kereste için budanacak bölge bilgisayarlarla belirleniyor. Bir kesilip, üç ekiliyor, orman azalmıyor, aksine daha da zenginleşiyor.

Önümüzdeki günlerde bir büyük organizyona, 11.Dünya Ormancılık Kongresi'ne ev sahipliği yapmaya hazırlanan Türkiye de bitki örtüsü açısından şanslı bir ülke. Oksijen bolluğundan başınızı döndüren Kaz Dağları, zümrüt, zümrüt Doğu Karadeniz'iyle Türkiye'nin ormanları İsveç'i gölgede bırakır. Ama bizler, uygar ülkeler kadar önemsemiyoruz yeşilimizi. Yaz geldi mi orman yangınları sezonu açılıyor. Bir sigara izmaritiyle kül oluveriyor binlerce fidan. Bugün Türkiye'nin yüzölçümünün sadece yüzde 26'sı (20.2 milyon hektar) ormanlık alan; bunun da ancak yüzde 11.2'si verimli orman vasfını taşıyor. İşte bu nedenle 13-22 Ekim'de Antalya'daki uluslararası, yeşil zirve daha bir önem kazanıyor.

Biolojik çeşitlilik açısından Avrupa'nın ve Ortadoğu'nun en zengin ormanlarına sahip olan, endemik çiçekleri, böcekleri yurt dışına kaçırılan Türkiye'nin hazırladığı İngilizce tanıtım broşürü tam anlamıyla profesyonel ve enternasyonel. Yaklaşık 3 bin kişi bekleyen Antalya, 11.Dünya Ormancılık Kongresi'yle altın bir fırsat yakalıyor. Uluslararası deneyimlerden haberdar olmak ormancılığımızın gelişimine hiç şüphesiz katkıda bulunacak. Etkin, sivil, toplum örgütlerimiz de hükümet yetkililerine işbirliği çağrısı yapacak.

Zirveler hep görkemli olur. Bildiriler, etkinlikler, uzlaşmalar, tartışmalar derken, gündem ve gerçekler neredeyse kaynar, gider. Sayfalarca sonuç metinleri çıkar, kararlar alınır, iyi niyetler sözde kalır. 1992'deki Rio Zirvesi bugün bir fiyasko olarak anılıyor. Dileriz Dünya Ormancılık Kongresi'nde benzer hatalar yaşanmaz. Ormancılık ilk, tek gündem maddesi olarak somut, yapıcı adımlar atılır ve hayata geçirilir. Dünyanın gözünü Türkiye'ye çevirecek, gurur verici toplantının ilkesi ‘‘önce Orman, sonra Kongre’’ olmalı...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!