Olağanüstü ilgi

Güncelleme Tarihi:

Olağanüstü ilgi
Oluşturulma Tarihi: Ekim 01, 1997 00:00

Haberin Devamı

Bonn'da Başbakan Yılmaz'ı olağanüstü bir ilgiyle karşılayan ‘Atatürkçü Türkiye’nin koruyucusu' diye tanıtan Alman hükümet, parlamento ve iş çevreleri, övgülerini de arda arda sıraladılar:

TOPFER: Atatürk'ün miras bıraktığı laik ve demokratik Türkiye'nin sizin yönetiminizde olmasını sevinçle karşılıyoruz.

GENCHER: Türkiye'nin Başbakan'ı olarak görmekten çok memnunuz.

HORNFELD: Avrupa'da sizin kadar iyi Almanca konuşan başbakan yok. Bu Atatürk’ün modern Türkiye’sinin göstergesi.

Başbakan Mesut Yılmaz, Bonn gezisinde hükümet çevrelerinden bürokrasiye, iş çevresinden parlamentoya kadar karşılaştığı bütün Alman muhataplarından büyük övgü alarak, moral depoladı. Yılmaz'a olan övgüler önceki akşam Türkiye'nin Bonn Büyükelçiliği'nde verilen akşam yemeğinde, Almanya İmar İskan Bakanı Klaus Topfer'in sözleriyle doruğa ulaştı. Refahyol'un sona ermesinden duyduğu memnuniyeti gizleme gereğini duymayan Bakan, ‘‘Atatürk'ün miras bıraktığı laik ve demokratik cumhuriyetin, sizin yönetiminizde yeniden devam ettiğini görmekten çok memnunuz’’ dedi.

Yılmaz'ın Almancasına da övgüler yağdıran, Ayvalık'ta bir yazlığı olan ve Türkiye'ye sık sık gelen Topfer, ‘‘Sizin göreve gelmenizi sevinçle karşılıyoruz. Başbakanlığınızı büyük ilgiyle izliyoruz. Hükümetinizin ekonomik ve demokratik alanlarda gerçekleştirdiği gelişmelere katkıda bulunmaya hazırız’’ diye konuştu. Topfer, 8 yıllık kesintisiz eğitim reformunundan da övgüyle bahseterek, bunun Almanya tarafından da ilgiyle izlendiği belirtti. Topfer şöyle dedi:

‘‘Bu reform; Türkiye'nin geleceğine yapılan en önemli yatırımdır. Bizim de ekonomi ve eğitim alanında pek çok konuda reforma ihtiyacımız var.’’

Yılmaz'a övgü kervanına, Dışişleri Bakanlığı döneminde sık sık tartıştığı, Almanya'nın Dışişleri eski Bakanı Hans-Dietrich Gencher de katıldı. İkisi de dışişleri bakanı iken, özellikle Türkiye'nin AB üyeliği konusunda sık sık birbirlerine karşı seslerini yükseltmelerine rağmen Gencher, Yılmaz'ın şimdi karşısına başbakan olarak çıkmasından büyük memnuniyet duyduğunu söyledi. Gencher, ‘‘Sizi Almanya'da görmekten çok memnun olduk. Ama Türkiye'nin Başbakan'ı olarak görmekten, daha memnun olduk’’ dedi.

Yılmaz, akıcı Almancası sayesinde Alman işadamları ve basının da takdirini topladı. Önceki gün Alman işadamlarıyla yaptığı toplantıda, Siemens temsilcisi Arnold Hornfeld, söze Yılmaz'ın Almancasını överek girdi ve bunu Atatürk'ün kurduğu modern Türkiye ile özdeşleştirdi. Hornfeld, ‘‘Avrupa'nın hiçbir ülkesinde sizin kadar akıcı ve güzel Almanca konuşan Başbakan yok. Bu, Atatürk'ün kurduğu laik, demokratik ve modern Türkiye'nin de bir göstergesidir’’ dedi. Alman basını ise Yılmaz hakkında yayınladığı portre yazılarında, Türk Başbakanı'nın gördüğü Alman eğitiminin altını özellikle çizdi. Rheinische Post Gazetesi, Yılmaz'ın İlkbaharda Budapeşte'de gördüğü saldırıya değinerek, şu ifadeyi kullandı:

‘‘Bir resim dünyaya yayıldı: Mesut Yılmaz, darbe yemiş, burnu kanlar içinde, ağzı bir mendille kapalı, dayakçı bir çetenin kurbanı. Dürüst ama şanssız.’’

Alman basınında Yılmaz hakkında en olumsuz ifadeyi ise yine bir portre yazısında Neues Deutschland Gazetesi kullandı. Gazetedeki yazıda Yılmaz için, ‘‘Muhafazakar, kısmen de islami çevrelere yakın olan Yılmaz, 3'üncü başbakanlık görevinde. Yılmaz her ne kadar askerlerce ehlileştirilmiş bir islamcı ise de resmen islami olmayan Türk devletinde bir ilk teşkil eden halefi Erbakan'ın çizgisinden sapmış olsa da, süreklilik arzetmektedir’’ denildi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!