Okur temsilcisine mektuplar

Güncelleme Tarihi:

Okur temsilcisine mektuplar
Oluşturulma Tarihi: Şubat 09, 2004 01:36

Profesöre açılan dava

13
Ocak tarihli gazetenizde, ‘‘Profesöre 30 yıl hapis isteniyor’’ başlıklı yazıyı okudum ve kahroldum.

Haberin içeriğinde doğru olan tek şey ‘‘şahsıma yönelik suçlama’’dır. Benim gibi suçlanan insanlar neden beni deşifre ettiğiniz tarzda anlatılmıyor da neden ben? Fotoğrafım basılıp özel hayatım deşifre edilerek yargıya intikal etmiş ve akli dengesi yerinde olmadığı raporla belirlenmiş birilerinin yaptığı suçlama ile 30 yılını bu ülkeye ve çocuklarını yetiştirmeye adamış bir profesörün topluma bu şekilde haber diye anlatılması Hürriyet gibi bir gazeteye ne kadar uyuyor?

Bunun dışında yazılan yazılar doğruluk payı olmayan şahsımı, çalıştığım kurumu küçük düşürücü, öğretim üyeliği görevim nedeniyle aşağılayıcı, sadece haber olsun diye yazılan yazılardır.

Küçük bir araştırma yapılmış olsaydı, yüce mahkemece ‘‘aleyhinde delil bulunmaması nedeniyle derhal serbest bırakılması’’ kararı görülecekti. Haberinizin gerçek olabilmesi ve hedeflediğiniz kamuoyunu bilgilendirmesi için de bu bilginin okuyuculara duyurulması gerekirdi.

12 Ocak tarihinde haberi yazan muhabiriniz beni cep telefonumdan arayarak açıklama istedi. Kendisine belirttiğim gerçek ve mahkeme kararlarını haberde yazmadığı gibi, beni kamuoyuna ‘‘suç işlemiş bir kişi’’ olarak takdim etti. Muhabirinize de belirttiğim gibi bu olay sadece, ofisimin daimi temizlik işlerini yapan temizlikçi kadının, kendisine yardım etmek amacıyla her gittiği temizliğe yanında götürdüğü bir kızın daha sonra belli ki birileri tarafından organize edilmesi ile oluşturulmuş bir komplodur.

Beni kamuoyuna bir mahkeme kararı olmadan suçluymuş gibi lanse ederek şahsımla ilgili insan haklarını da alenen çiğnediniz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde de gerekli müracaatlarımı saklı tutuyorum.

Prof. Dr. Timur KOÇ

Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi

TEMSİLCİNİN NOTU: Haberi yazan Nurettin Kurt, ‘‘Haber tümüyle, Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davaya dayanıyordu. Davanın ilk duruşması da geçtiğimiz günlerde yapıldı. Suçlamalar komplo ise, profesör zaten bunu mahkemeye anlatmalı’’ dedi.

Gerçekten de, sözü edilen haber tümüyle açılan davanın iddianamesine dayanıyor. Dünyanın her yerinde mahkeme haberleri ve açılan davalar haber değeri taşır, iddialar gazetelerde yer alır. Eğer hakkında 30 yıl hapis istenen bir profesörse, bu önemli haberdir. Suçlamalar asılsızsa ve sanık beraat ederse, bu da önemli haberdir, ayrıca değerlendirilir.


Operada devre arası olmaz

TBMM Başkanı Sayın Bülent Arınç için ‘‘Figaro'nun Düğünü’’ operasının temsilinde ‘‘devre arasında’’ onuruna resepsiyon verildiğini yazmışsınız. Kusura bakmayın ama ‘‘devre arası’’ operada değil maçta olur. Operada ‘‘perde arası’’ olur. Bu hatayı Hürriyet'e hiç yakıştıramadım. Opera ile spor karşılaşmasını bir daha karıştırmamanız dileği ile.

Reşit M.EROL

‘Köşeler’ tartışması

GENEL Yayın Yönetmeniniz Ertuğrul Özkök'ün ‘‘Köşeler babamızın malı mı?’’ tartışması başlattığını bir yazarınızdan okudum. Acaba bu tartışma, bir makaleyle mi, bir bildiriyle mi başladı?

Eğer bu tartışma, bir makaleyle açılmış ise yayınlandığı tarih nedir. Kopyasını bana fakslayabilir misiniz, ya da internette bulunabilir mi?

Mefkûr URAL/ALMANYA

TEMSİLCİNİN NOTU: Ertuğrul Özkök, ‘‘Bu köşeler babamızın malı mıdır?’’ tartışmasını bir makaleyle başlattı. Makale, 26 Temmuz 2001 tarihinde Hürriyet'te yayınlandı. Yazıyı internette şu adreste bulabilirsiniz:

http://www.hurriyetim.com.tr/yazarlar/yazar/1,,nvid~12503@sid~9,00.asp


Türkçemiz elden gidiyor

SON zamanlarda beni ülke çapında çok tedirgin eden bir hususu son günlerde Hürriyet'te de sık sık görmeye başladım. Geçtiğimiz günlerde birinci sayfada manşetten verdiğiniz haberde ‘partner’ kelimesi beni üzmenin ötesinde ana lisanımı severek konuşan bir Türk olarak rencide etti.‘Partner’ kelimesinin Türkçe karşılığını kullanmayı niçin tercih etmiyorsunuz? Türkçemiz nerede ise elden gitti gidiyor. Bunun baş sorumlularından biri olarak medyayı görüyorum. Sizler TV'ye (Ti-Vi) demeye, kanal isimlerine Show, Star, Flash gibi isimler vermeye, yapılan programlara örneğin Talk Show demeye başladınız. Programlar içinde kullanılan yabancı kelimelere bir sansür getirmediniz. Dizilerde bye-bye kelimesi ne kadar sıklıkta kullanılıyor hiç fark etmiyor musunuz? Yıllardır yurdumun beni üzen de sevindiren de haberlerini paylaştığım Hürriyet'ten Türkçemizi konuşalım gibi bir kampanya başlatmasını bekliyorum.

HAMİŞ’E NOT: Bu yazının İngilizce bilip bilmemekle hiç alakası yok. Bir Amerikan okulunda okudum. Yıllarca Amerikalılara ile çalıştım. İngilizce öğretmenliği yaptım. Lisan olarak İngilizce’yi de çok severim.

Mualla MEZHEPOĞLU

Bölge sayfaları

İYİ bir Hürriyet okuru olarak sizden bir isteğim olacak. Ben bölge sayfalarınızın da internet üzerinden okurlara ulaşmasını istiyorum. Umarım dikkate alırsınız. Hürriyet'i elime aldığımda ilk önce bölgemde neler olmuş, ona bakıyorum. Bu sayfayı hazırlayan gayretli arkadaşlara kolay gelsin diyorum.

Şenol ERDEN

senolerden@mynet.com

TEMSİLCİNİN NOTU: Hürriyet il temsilcilerinin bölge sayfalarında yayımlanan yazılarını Hürriyet internette bulmak mümkün. Bu yazılara, ‘‘hurriyetim.com.tr’’ ana sayfasında, ‘‘Merhaba Türkiye’’ butonuyla ulaşılabiliyor.


‘Lan Jale’ eleştirisi

HÜRRİYET'e yakışmayan yazıları yine Hürriyet'in bu köşede yayınlaması büyük olgunluk. Demokrat bir yaklaşım. Bunu görerek ben de bir TV dizisinde (Ekmek Teknesi ATV) senaristin bir oyuncuyu ‘Lan Jale’ diye konuşturmasını matrak bir şeymiş gibiMehmet Ali Erbil ile oyuncu kızın beraberliğini ‘Lan Jale ile yakalandı’ diye vermenizi kınıyorum. ‘Lan Jale’ diye bir genç kıza hitap ettiren senaristin tuzağına koskoca Hürriyet'in düşmesi çok garip. Hürriyet çalışanları içinde Jale isimli biri var mı, bilmiyorum. Ama bu ismi taşıyan herkes bozulmuştur.Sevtap KUMRUCU

Seyahat eki için öneriler

SEYAHAT ekiniz çok güzel, Türkiye dahilindeki seyahatlerimizde verilen bilgilerden istifade ediyoruz. Fakat Türkiye'nin bir bölgesi verilirken içine Avrupa'dan, Amerika'dan veya başka bir turistik bölgeden ilave bilgiler veriliyor.

Bu bilgiler ise arada kaynadığı ve çok az yer tuttuğu için bir dış seyahat yapıldığında tüm eklerin taranmasını icap ettiriyor.

Böyle bir karışıklığa yer vereceğinize, bir Seyahat ekini sadece yabancı turistik yerlere ayırsanız, arşivimizi daha da sistemli kurabilmek imkánı sağlamış olursunuz.

Bir de Seyahat eklerine ayrı, Tarih eklerine ayrı olarak cilt kapakları yapsanız ve ücreti mukabili DMG mağazalarında satsanız kütüphanemizde Hürriyet daha canlı olarak yaşar ve gerektiğinde muntazam bir şekilde hem saklar hem de kolayca istifade etmiş oluruz.

Ercüment AKBAŞ

OKURLARIMIZDAN KISA KISA

Ö. ONAR Araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu'nun katledilişinin 11. yıldönümünde gazetede anma programı göremedik. Ertesi gün gazetede küçücük bir bölümle hatırlandı. Uğur Mumcu'ya karşı bunun az olduğunu düşünüyorum. Bence pazar günü tüm anma programları yayımlanmalıydı.

DR. PERVİN OLGUN Bayramın ilk günü, halifeliğin tartışıldığı bir ortamda ‘‘80 yıl sonra odaya döndüm’’ manşetini hiç beğenmedim. Bayram bana zehir oldu. Siz halifelik veya hanedan özlemi içinde misiniz?

EROL VENEDİK İki hafta önce uyuşturucu yüzünden vefat eden mankenin, ölümünün ikinci gününde neredeyse çıplak fotoğrafını yayımlamanızı çok yanlış bulduğumu belirtmek isterim.

DR. CENGİZ KOÇAK Kseroderma Pigmentosum hastalığı Türkiye’de sadece 8 kişide bulunuyor demişsiniz ama bu yanlış bilgi. Sadece Kırşehir ilinde 4 tane bu hastalıktan mustarip insan var... Bildirir, saygılar sunarım...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!