Oğlunu kaçkaç çetesinden kurtardı
Güncelleme Tarihi:
A.A.
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 02, 2006 14:57
Diyarbakır'dan İstanbul'a götürülerek kapkaç yaptırılan oğlunu 2 aylık takipin ardından buldu.
Seyyar satıcılık yaparak ailesinin geçimini sağlayan 6 çocuk babası Ramazan P, AA muhabirine yaptığı açıklamada, oğlu R.P'nin (14) bir süre önce aniden ortadan kaybolduğunu söyledi. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesine başvurmasının ardından işini gücünü bırakarak, oğlunu aramaya başladığını ifade eden Ramazan P, aramaları sonucu oğlunun İstanbul'da bir kapkaç çetesinin elinde olduğunu öğrendiğini kaydetti.
“OĞLUMUN PEŞİNİ BIRAKMAMI İSTEDİLER”
Daha sonra çetenin elebaşısı F.E'ye telefonla ulaştığını, bu kişiye çocuğunu serbest bırakması için yalvardığını söyleyen Ramazan P, şöyle konuştu: “Oğlumun daha önce hiçbir kötü alışkanlığı yoktu. Onu çeşitli vaatlerle kandırıp, İstanbul'a götürmüşlerdi. İşimi bırakıp gece gündüz demeden aradım. Elebaşı F.E. oğlumun peşini bırakmam için benimle pazarlık yaptı. Bana 'Çocuk 20 gün bende, 20 günde de sende kalsın' dedi. Bende çocuğumu satmayacağımı söyledim. Gerekli mercilere başvurduğumu söyledim. Hatta çocuğuma zarar verirse kendisini öldüreceğimi bile söyledim.”
Ramazan P, “Ben, alın teriyle geçinen bir insanım. 2 ay boyunca oğluma zorla kapkaç yaptırıldığını düşündükçe adeta çıldırıyordum. Sonunda kardeşlerimin de yardımıyla oğlumu kapkaç için gönderildiği Kadıköy'de bulduk ve onlardan kaçırarak Diyarbakır'a getirdik” dedi.
“İZLENİYORDUK”
Ramazan P, çete elemanlarınca uzun süre takip edildiklerini, diğer çocuklarının ve eşinin bu yüzden psikolojisinin bozulduğunu, çete üyelerine izlerini kaybettirmek için evlerini başka semte taşıdıklarını söyledi.
Oğlunun psikolojisinin çok kötü olduğunu ve her şeyden korktuğunu ifade eden Ramazan P, oğlunu tekrar kaçıracakları endişesiyle bir ay boyunca evden hiç dışarı çıkarmadığını ifade etti.
Daha sonra Şehitlik Gözlem Evi yetkilileriyle tanıştığını ve oğlunun burada rehabilite edildiğini belirten Ramazan P, “Buradaki yetkililerle sürekli irtibat halindeyiz. Hem bizimle hem de çocuğumla yakından ilgileniyorlar. Keşke daha önce bu merkezle tanışsaydık. Oğlum şimdi bir işte çalışıyor. Alın teriyle parasını kazanıyor. Allah'a şükür kötü günleri atlattık” diye konuştu.
“ÇOCUKLARINI TAKİP ETSİNLER”
Ailelere çocuklarının sokakta geçirdiği zamanı mutlaka takip etmeleri uyarısında bulunan Ramazan P, şunları kaydetti:
“Anne ve babalar çocuklarını yakından izlesinler. Yavrularının kimlerle arkadaşlık yaptığını ve okul dışındaki zamanlarını nasıl değerlendirdiklerini araştırsınlar. Oğlumun izini sürerken, benim gibi çocuğu çetelerin tuzağına düşmüş birçok aileyle tanıştım. Bu pisliğe bulaştırılmış çok çocuk var. Ama ne yazık ki ailelerin birçoğu benim kadar mücadele etmiyor.”
“İSTANBUL'DA GEZDİRECEKLERİNİ SÖYLEDİLER”
R.P. de 5. Nisan Çelebi Eser İlköğretim Okulu'nda okurken, arkadaşı K.Ç'nin “İstanbul'a gidelim, çok güzel bir yermiş, orada benim arkadaşlarım var, bizi gezdirirler” demesi üzerine Diyarbakır'dan otobüsle yola çıktıklarını söyledi.
Diyarbakır'ın Ergani ilçesi yakınlarında arkadaşının tanıdığı, ancak kendisinin tanımadığı, adının sonradan F.E. olduğunu öğrendiği kişinin de yolculuğa katıldığını gözleri dolarak dile getiren R.P, şunları anlattı:
“Hep birlikte Kadıköy'de bir eve gittik. Orada benden büyük çocuklar da vardı. Bir süre sonra bende onlara katılarak kapkaç ve hırsızlık yapmaya başladım. Günde toplam 2-3 milyar lira para getiriyorduk. Hepimize bölüşmemiz için 100-150 milyon lira veriyorlardı. Eve gitmek istediğimi söyleyince F.E. beni azarlıyordu. Benim hasta olduğumu bildiği için dövmüyordu. Daha sonra eve göndereceğini söyleyerek, sürekli oyalıyordu. İşe çıkmak istemeyen diğer çocukları tekmeleyerek, dövüyordu.”
Daha önce hiç hırsızlık yapmadığını ifade eden R.P. şöyle dedi: “Çok kötü bir hevesti. Sonra babam ve amcalarım beni buldu. Şimdi çalışıyorum ve okulumu bitirmek istiyorum. Gözlemevinin de desteğiyle okulumu dışarıdan bitirip, diş hekimi olmak istiyorum. Kimse benim gibi boşluğa düşüp, güzel laflara kanıp evini terk etmesin. Arkadaşlarını iyi seçsinler. Hırsızlık çok kötü bir şey.”
“AİLELER İLGİSİZ”
Geçen yıl Şehitlik Semti'nde İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne bağlı olarak kurulan Şehitlik Gözlemevinde görevli Sosyolog Mürsel Erk ise Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesi işbirliğiyle suça karışan çocukların topluma kazandırılması için çalışma yürüttüklerini söyledi.
Çocukların problemleri genellikle aile içindeki sorunlardan kaynaklandığı için çalışmalarını özellikle aile odaklı yaptıklarını belirten Erk, şimdiye kadar 184 çocuğa ulaştıklarını, bu çocuklardan 50'sinin okula devam ettiğini, kalanların ise eğitimden koptuğunu ifade etti.
Ulaştıkları çocuklardan 120'sinin ailesiyle görüşerek, çocuklar ve aile hakkında bilgi edindiklerini belirten Erk, çocukların bu tür suçlara bulaşmalarındaki en büyük etkenin ailelerin ilgisizliği ve çocukların içinde bulundukları sosyal çevreden kaynaklandığına dikkat çekti.
Bazı ailelerin yeterince takip etmediği için ve çocuğun gün boyu sokakta geçirdiği sürenin de fazla olmasıyla çocukların kapkaç, yankesicilik, hırsızlık ya da madde kullanımı gibi suça bulaşma sürecinin daha da hızlandığını vurgulayan Erk, şöyle konuştu:
“Görüştüğümüz ailelerin en büyük şikayeti, çocukların dışarıda bazı çeteler tarafından kandırılarak çeşitli vaatlerle İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana gibi büyük şehirlere götürülerek zorla kapkaç, hırsızlık, yankesicicik yaptırıldığıdır. Birçok aile de bu olaylara karşı ilgisiz kalıyor. Çocuklarına yeterli ilgiyi göstermiyor. Çocuğunun nerede olduğunu ne yaptığını bilmiyor.”
Ailenin çocukla sağlıklı bir iletişim kuramadığı için çocuğun ailesinden göremediği ilgiyi, sevgiyi dışarıdaki arkadaşlarında bulmaya çalıştığına dikkati çeken Erk, “Arkadaşı ne yaparsa o da onu yapıyor. Akşamları eve geç gidiyor. Böylece dışarıdaki suç çetelerinin ellerine düşüyor. Görüştüğümüz ailelerin yüzde 30'unda bu durum mevcut” dedi.
Bazı ailelerin çocuklarının çeteler tarafından kaçırıldığını söylemesine rağmen, gerekli mercilere şikayet başvurusu yapmadığını vurgulayan Erk, şikayet olmayınca kapkaç çetelerinin çocukları daha rahat kullandığını, bu durumlarda ailenin derhal gerekli mercilere başvurması gerektiğini söyledi.
“OĞLUMUN PEŞİNİ BIRAKMAMI İSTEDİLER”
Daha sonra çetenin elebaşısı F.E'ye telefonla ulaştığını, bu kişiye çocuğunu serbest bırakması için yalvardığını söyleyen Ramazan P, şöyle konuştu: “Oğlumun daha önce hiçbir kötü alışkanlığı yoktu. Onu çeşitli vaatlerle kandırıp, İstanbul'a götürmüşlerdi. İşimi bırakıp gece gündüz demeden aradım. Elebaşı F.E. oğlumun peşini bırakmam için benimle pazarlık yaptı. Bana 'Çocuk 20 gün bende, 20 günde de sende kalsın' dedi. Bende çocuğumu satmayacağımı söyledim. Gerekli mercilere başvurduğumu söyledim. Hatta çocuğuma zarar verirse kendisini öldüreceğimi bile söyledim.”
Ramazan P, “Ben, alın teriyle geçinen bir insanım. 2 ay boyunca oğluma zorla kapkaç yaptırıldığını düşündükçe adeta çıldırıyordum. Sonunda kardeşlerimin de yardımıyla oğlumu kapkaç için gönderildiği Kadıköy'de bulduk ve onlardan kaçırarak Diyarbakır'a getirdik” dedi.
“İZLENİYORDUK”
Ramazan P, çete elemanlarınca uzun süre takip edildiklerini, diğer çocuklarının ve eşinin bu yüzden psikolojisinin bozulduğunu, çete üyelerine izlerini kaybettirmek için evlerini başka semte taşıdıklarını söyledi.
Oğlunun psikolojisinin çok kötü olduğunu ve her şeyden korktuğunu ifade eden Ramazan P, oğlunu tekrar kaçıracakları endişesiyle bir ay boyunca evden hiç dışarı çıkarmadığını ifade etti.
Daha sonra Şehitlik Gözlem Evi yetkilileriyle tanıştığını ve oğlunun burada rehabilite edildiğini belirten Ramazan P, “Buradaki yetkililerle sürekli irtibat halindeyiz. Hem bizimle hem de çocuğumla yakından ilgileniyorlar. Keşke daha önce bu merkezle tanışsaydık. Oğlum şimdi bir işte çalışıyor. Alın teriyle parasını kazanıyor. Allah'a şükür kötü günleri atlattık” diye konuştu.
“ÇOCUKLARINI TAKİP ETSİNLER”
Ailelere çocuklarının sokakta geçirdiği zamanı mutlaka takip etmeleri uyarısında bulunan Ramazan P, şunları kaydetti:
“Anne ve babalar çocuklarını yakından izlesinler. Yavrularının kimlerle arkadaşlık yaptığını ve okul dışındaki zamanlarını nasıl değerlendirdiklerini araştırsınlar. Oğlumun izini sürerken, benim gibi çocuğu çetelerin tuzağına düşmüş birçok aileyle tanıştım. Bu pisliğe bulaştırılmış çok çocuk var. Ama ne yazık ki ailelerin birçoğu benim kadar mücadele etmiyor.”
“İSTANBUL'DA GEZDİRECEKLERİNİ SÖYLEDİLER”
R.P. de 5. Nisan Çelebi Eser İlköğretim Okulu'nda okurken, arkadaşı K.Ç'nin “İstanbul'a gidelim, çok güzel bir yermiş, orada benim arkadaşlarım var, bizi gezdirirler” demesi üzerine Diyarbakır'dan otobüsle yola çıktıklarını söyledi.
Diyarbakır'ın Ergani ilçesi yakınlarında arkadaşının tanıdığı, ancak kendisinin tanımadığı, adının sonradan F.E. olduğunu öğrendiği kişinin de yolculuğa katıldığını gözleri dolarak dile getiren R.P, şunları anlattı:
“Hep birlikte Kadıköy'de bir eve gittik. Orada benden büyük çocuklar da vardı. Bir süre sonra bende onlara katılarak kapkaç ve hırsızlık yapmaya başladım. Günde toplam 2-3 milyar lira para getiriyorduk. Hepimize bölüşmemiz için 100-150 milyon lira veriyorlardı. Eve gitmek istediğimi söyleyince F.E. beni azarlıyordu. Benim hasta olduğumu bildiği için dövmüyordu. Daha sonra eve göndereceğini söyleyerek, sürekli oyalıyordu. İşe çıkmak istemeyen diğer çocukları tekmeleyerek, dövüyordu.”
Daha önce hiç hırsızlık yapmadığını ifade eden R.P. şöyle dedi: “Çok kötü bir hevesti. Sonra babam ve amcalarım beni buldu. Şimdi çalışıyorum ve okulumu bitirmek istiyorum. Gözlemevinin de desteğiyle okulumu dışarıdan bitirip, diş hekimi olmak istiyorum. Kimse benim gibi boşluğa düşüp, güzel laflara kanıp evini terk etmesin. Arkadaşlarını iyi seçsinler. Hırsızlık çok kötü bir şey.”
“AİLELER İLGİSİZ”
Geçen yıl Şehitlik Semti'nde İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne bağlı olarak kurulan Şehitlik Gözlemevinde görevli Sosyolog Mürsel Erk ise Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesi işbirliğiyle suça karışan çocukların topluma kazandırılması için çalışma yürüttüklerini söyledi.
Çocukların problemleri genellikle aile içindeki sorunlardan kaynaklandığı için çalışmalarını özellikle aile odaklı yaptıklarını belirten Erk, şimdiye kadar 184 çocuğa ulaştıklarını, bu çocuklardan 50'sinin okula devam ettiğini, kalanların ise eğitimden koptuğunu ifade etti.
Ulaştıkları çocuklardan 120'sinin ailesiyle görüşerek, çocuklar ve aile hakkında bilgi edindiklerini belirten Erk, çocukların bu tür suçlara bulaşmalarındaki en büyük etkenin ailelerin ilgisizliği ve çocukların içinde bulundukları sosyal çevreden kaynaklandığına dikkat çekti.
Bazı ailelerin yeterince takip etmediği için ve çocuğun gün boyu sokakta geçirdiği sürenin de fazla olmasıyla çocukların kapkaç, yankesicilik, hırsızlık ya da madde kullanımı gibi suça bulaşma sürecinin daha da hızlandığını vurgulayan Erk, şöyle konuştu:
“Görüştüğümüz ailelerin en büyük şikayeti, çocukların dışarıda bazı çeteler tarafından kandırılarak çeşitli vaatlerle İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana gibi büyük şehirlere götürülerek zorla kapkaç, hırsızlık, yankesicicik yaptırıldığıdır. Birçok aile de bu olaylara karşı ilgisiz kalıyor. Çocuklarına yeterli ilgiyi göstermiyor. Çocuğunun nerede olduğunu ne yaptığını bilmiyor.”
Ailenin çocukla sağlıklı bir iletişim kuramadığı için çocuğun ailesinden göremediği ilgiyi, sevgiyi dışarıdaki arkadaşlarında bulmaya çalıştığına dikkati çeken Erk, “Arkadaşı ne yaparsa o da onu yapıyor. Akşamları eve geç gidiyor. Böylece dışarıdaki suç çetelerinin ellerine düşüyor. Görüştüğümüz ailelerin yüzde 30'unda bu durum mevcut” dedi.
Bazı ailelerin çocuklarının çeteler tarafından kaçırıldığını söylemesine rağmen, gerekli mercilere şikayet başvurusu yapmadığını vurgulayan Erk, şikayet olmayınca kapkaç çetelerinin çocukları daha rahat kullandığını, bu durumlarda ailenin derhal gerekli mercilere başvurması gerektiğini söyledi.