Niçin Mustafa Kemal?

Güncelleme Tarihi:

Niçin Mustafa Kemal
Oluşturulma Tarihi: Kasım 10, 2004 11:31

Bir Kıdemli Albaya “Binbaşım” demek ayıptır, ama benim sevgili ‘Komutanım’ hafızamda Efendi Binbaşım olarak yer etmiş, beni affetsin! 1983-84 yılında, Kars’ta, bir ay süresince takım komutanı, on bir ay kadar da Tabur Komutanı’nın yanında S-1 olarak askerlik yaptım. Ve Efendi Binbaşım’ ı çok sevdim... 20 yıl kadar sonra, İstanbul’da buluştuk. Arasıra bir araya geliyor, yine hayattan, yine memleket meselelerinden bahsediyoruz. Bugün 10 Kasım, Efendi Abim (iznim var artık böyle demeye) bana bir Atatürk yazısı göndermiş...

Haberin Devamı

10 Kasım’a denk gelmiş ama, aşağıdaki yazıyı niye yazmış Komutanım, onu da söyleyeyim. Bir okul aile birliği toplantısında, velilerden biri “Çocuklarımıza Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni ezberletelim” deyince, diğerleri itiraz etmişler, “Çocuklarımız üniversite imtihanına hazırlanıyor zaten, dersleri yoğun, bir de böyle şeylerle uğraşmasınlar...”

Efendi Abimin nefesi kesilmiş, kalkıp bir cevap verememiş, o gün oturup yazmış, bugün bana gönderdi:

*

Niçin Mustafa Kemal?

Bunun cevabını Mustafa Kemal’in silah arkadaşları vermiştir:

Atatürk öldükten yıllar sonra Kuvayı Milliye devrinin komutanları, Kazım Karabekir, Rafet Bele ve Ali Fuat Cebesoy gibi tanınmış isimleri bir toplantıda iken, Kazım Karabekir arkadaşlarına:

Hiçbirimiz olmasaydık Kurtuluş Savaşını Atatürk yine başarırdı. Ama o olmasaydı hiçbirimiz onun yaptığını yapamazdık” demiştir

Ya İstiklâl Savaşı yapılmamış olsaydı ne olurdu? Bunu söylemek bile bana kabus yaşatıyor. Çünkü Mustafa Kemal yalnız düşmanla uğraşmadı. Başta padişah olmak üzere vatana ihanet eden yöneticilerle de uğraştı.

İstanbul İngilizler tarafından işgal edilmiş, Yunanlılar çıkarma yapmış Anadolu’nun içerilerine kadar ilerliyorlar. Yine Anadolu’nun bir çok yöresinde Kuvayı Milliye’ye karşı isyanlar sürüp gidiyor.

Padişah ve Veziri Damat Ferit Paşa yalnızca kendi çıkarını düşünüyor, Mustafa Kemal’in işine son veriyor. Tutuklanıp İstanbul’a getirilmesini istiyor. Adeta İngilizlerin kuklası gibiler. İngilizler ne isterse onun yapılmasını istiyorlar. Karadeniz yöresinde Rum ve Ermeni çeteleri halka işkence yaparken bunları önlemek isteyenlere mani olmaya çalışıyorlar. Yunanlıların ilerlemesinin önlenmesini istemedikleri gibi Yunan taarruzlarının başarılı olması için dua ediyorlar. (Padişahın Adliye Nazırı yani Adalet Bakanı Bosnalı Ali Rüştü Bey gibi...)

İstanbul edebiyatında Milli Kuvvetlerin adı “Haydut Çeteleri”. Yani ülkemizi düşman çizmesinden, namusumuzu ve canımızı düşmandan kurtarmak için canını feda edenler o zamanki devlet adamlarımız tarafından haydut çeteleri olarak nitelenmiş. Bu yöneticiler Kurtuluş Savaşı’nın fedailerine karşı isyan çıkaran ve Yunan taarruzunun başarılı olması için düşmanla işbirliği yapan Padişah’ın çetecisi Anzavur’un haydutlarına da Kuvayı Muhammediye adını vermişlerdir.

İstanbul Maarif Nazırı (Milli Eğitim Bakanı) okuma kitaplarından “Türk” kelimesini kaldırarak yerine “Osmanlı” sözü konulmasını emretmiştir. Atatürk, Türk kelimesini yeniden lügatlarımıza geçirmekle kalmamış, ülkemizin adını “Türkiye” koymuş, demokrasi ve Cumhuriyeti halka layık görmüştür. Çünkü bu millet bunu hak etmiştir.

Allah’ın Türk Milletine bir lütfu olan Atatürk, ülkemizi işgal eden güçlü düşmanlarla ve bu düşmanlara her türlü maddi ve manevi destek sağlayan iç düşmanla da mücadele etmiş ve başarmıştır. 23 Nisan’ı çocuklara, 19 Mayıs’ı gençlere bayram olarak armağan etmiştir.

Atatürk, çok sevdiği siz gençlere bir vazife vererek hedef belirlemiştir. Bu vazife ve hedef Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ndedir. Eğer bu hitabeyi aklınızdan çıkarırsanız ve sadece şahsi çıkarınız için geleceği düşünürseniz, sizin ihanet çetelerinden ne farkınız kalır...

Em.P.Kd.Alb. Efendi KARA


*

Serdar’ın notu: Bugün komutanlar günü demek ki, emeklisi muvazzafı yine asker sahip çıktı Gazi Paşa’ya. Bir başka komutanım, bu kez Tuzla Piyade Okulu’ndaki bölük komutanım Servet (Köksal) Abi bir basın bülteni geçmiş bana. Hindistan’daki UNESCO Barış Eğitimi Ödüllü City Montessori Okullar ilk kez “Atatürk Programı” başlatıyormuş. Dünyanın bu en büyük özel okulu (bir kentte 29 bin öğrencisi varmış) öğrenci halkaları çalışmasıyla Atatürk’ü, ilke ve devrimlerini öğrencilerine anlatmaya hazırlanıyormuş. 11 Kasım’da Türk Büyükelçisi Sayın Mehmet Hasan Göğüş de bu etkinliklerin baş konuğu imiş.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!