Muharrem İnce: 'Ergenekon davsasının sonucu belli'

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesinde oluşturulan salonda görülen davanın duruşmasını izleyen İnce, çıkışta gazetecilere yaptığı açıklamada, bugün de 27 milletvekiliyle duruşmayı izlediklerini söyledi.

“Görüyorsunuz, buğday tarlalarının ortasında, İstanbul'a 100 kilometre mesafede bir mahkeme. Mahkeme mi, komedi dükkanı mı olduğu belli olmayan bir yerdeyiz” diyen İnce, buraya yargıya müdahale etmeye gelmediklerini, amaçlarının hukuksuzluğa müdahale etmek olduğunu kaydetti.

İnce, özel yetkili mahkemelerde adalet aramakla, karanlıkta adalet aramanın aynı şey olduğunu savunarak, şöyle devam etti:
“Burada adaletin, hukukun olmadığını hepimiz görüyoruz. Az önce sayın Balbay konuşmasında, mahkeme kürsüsünde milletvekili yeminini etti. Ha mahkeme kürsüsü, ha milletin kürsüsü... Burada yasamanın engellendiğini söyledi, 'Yargı, yasamanın görev yapmasını engelliyor. Benim oy kullanmamı engelliyor. Ola ki Meclis'te yarın önemli bir oylama olsa ben ve Haberal oy kullanamayacağız. Gazeteci yaşadığı çağın tanığıdır, siz bizi sanığı yaptınız ve görevimizden suç ürettiniz. Buradaki 3 kişiyi yan yana getirebilir misiniz? Ben buradaki insanları hiç tanımıyorum, ama siz bunlardan terörist çıkardınız. Hatta ben bu mahkemenin işini kolaylaştırayım. Madem siz 3-4 yıldır bir terör örgütü arıyor ama bulamıyorsunuz, bırakın bunu Meclis bulsun' dedi. 'Meclis'te bir meclis araştırması istensin, onu Meclis bulsun' dedi.”

“40 BİN KİŞİNİN KATİLİNİN DURUŞMALARINDA TELEFON KAYITLARI YOKTU”     �

“Bu, AKP'lilere de bir çağrımızdır. Bu, artık Türkiye'de tuzun koktuğu, her şeyin bittiği yerdir. Eğer bir ülkenin mahkemelerinde insanların mezhepleri konuşuluyorsa, insanlar mezheplerini açıklamak zorunda kalıyorsa ya da birileri mezheplerini açıklattırıyorsa, o ülkede hukuk, adalet yok demektir” diyen İnce, hatta yakında duruşmaları izlemeye gelen milletvekilleri için de “Siz de terör örgütüne yardım ve yataklık ettiniz” diye dava açılırsa şaşırmayacaklarını söyledi.
Ergenekon davasında her şeyin telefon konuşmaları üzerine dizayn edildiğini savunan İnce, şöyle devam etti:

“40 bin kişinin katilinin duruşmalarında bile telefon, telsiz kayıtları yoktu. Ama buradaki her şey telefon konuşmaları üzerine kurulu. Yani insanlara 'Siz şu kişiyi cezaevinde niye ziyaret ettiniz?' diye mahkemede soruluyorsa, işte yine başladığımız noktaya geri gelmiş oluruz. Biz sadece iki milletvekilimiz için değil, hukuksuzluğa uğrayanlar için buradayız. Birazdan bazı arkadaşlarımız, tutuklu gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener'i ziyaret edecekler.”
İnce, duruşmada Balbay'ın, Bedirhan Şinal'ın “Cumhuriyet gazetesine bomba atmamı polis istedi. Bomba çok zarar verirdi, ben de molotof attım. 1992 doğumluyum, ama beni 1988 doğumlu yaptılar” ifadelerini kullandığını anlattığını belirterek, “Şimdi Balbay haklı olarak soruyor. 'Ben Cumhuriyet gazetesini bombalayan kişiyle aynı davada yargılanıyorum. Yani bu gazete Uğur Mumcu'yu, Kışlalı'yı kurban verdi, ben onların köşesinde yazıyorum, 'Biz kurban verdik, şimdi de mahpus veriyoruz' diyor. Balbay, cezaevinde kalmaktan korkmadığını, buna alıştığını, aile hasreti dışında her tür şeye hazır olduğunu söylüyor” şeklinde konuştu.

“İKTİDARIN AMACI GENEL AF ÇIKARMAK”

Muharrem İnce, 12 Eylül'ü, 12 Mart'ı askerlerin yaptığını, Türkiye'de ihtilalleri, muhtıraları askerlerin gerçekleştirdiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Şimdi de bir dava var, orada yargılananlar var. Bir de Ergenekon'da siviller var. Sivillere müebbet hapis isteniyor. Mustafa Balbay'ın, Haberal'ın tankı topu mu var, Nedim Şener'in uçakları mı var? Bu davanın sonucu belli. Bu davanın bitmeyeceğini, sonuca ulaşmayacağını herkes görecek. Bu davanın sonucu şudur; bu iktidar Apo'ya af çıkarmak istiyor. Şikeciler, Ergenekoncular, Balyozcular içeriye, bunların da devamı gelecek. Yani herkes kendisinden bir parçanın içeride olduğunu görecek, sonra da diyecek ki genel af çıkarıyoruz. Bunun amacı Apo'ya af çıkarmaktır. İktidarın derdi budur.”

Bir gazetecinin, “Duruşmada Yalçın Küçük'ün, 'daha önce neredeydiniz, şimdi Ergenekon moda, yükselen değer' şeklinde bir eleştirisi var, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz” şeklindeki sorusuna İnce, “Uzun süredir tutuklu olan arkadaşlarımızın zaman zaman çıkışlarını normal karşılamamız lazım. Biz hep buradaydık, arada nöbetçi arkadaşlarımız var. Her gün burada 1-2 milletvekilimiz var. Davanın başından beri de hukukçu arkadaşlarımız davayı takip ediyorlar. Biz sürekli buradaydık, merak etmeyin” yanıtını verdi.

İnce, bir gazetecinin, “Kılıçdaroğlu, internet andıcı soruşturması kapsamında, Genelkurmay karargahında kara propaganda yapmak için internet siteleri hazırlanmasını eleştirdi. Şu an 7 generale tutuklama kararı çıktı, 3 general de hastanelerden rapor aldı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” şeklindeki sorusuna karşılık da “Bir siyasi iktidarın bu tür bir propagandayla yıpratılmak istenmesi doğru değil. Bu siyasetin işidir. Bu bizim işimiz. Bu parlamentonun işidir. Bunu biz yapacağız merak etmeyin” diye konuştu.