Mersin'in Valery Giscard d'Estaing'e selamı var

Güncelleme Tarihi:

Mersinin Valery Giscard dEstainge selamı var
Oluşturulma Tarihi: Haziran 03, 2003 00:00

YAKLAŞIK iki yıl önce kurulan Mersin Kalkınma Ajansı meğer haberimiz olmadan usul usul yol almış.Avrupa Birliği'nin fonları için birkaç projeyle komisyona başvuran ajans aralık ayı sonunda Mozaik Programı'na kabul ediliyor.75 bin Euro'luk fonun yüzde 60'ına hak kazanıyor.Mozaik Programı kültür ağırlıklı bir program.Yanına, Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Mersin Üniversitesi, Fransız Anadolu Araştırmalar Merkezi ve İtalyan Lecce Üniversitesi'ni partner olarak alan ajans geçtiğimiz cumartesi günü başlayan üç günlük ‘‘Mersin'in eski tarihi ve kültürü’’ konulu workshop düzenlemiş.Mersin Kalkınma Ajansı Fransız danışmanı Gilles Heitz'in açılış konuşmasında dikkat çektiği gibi, Avrupa Birliği'yle entegrasyonun kültürel boyutunu da ihmal etmemek gerek.Mersin, Mozaik Programı'na kabul edilerek işin bu boyutunu yakalamış.Kalkınma Ajansı'nın üç günlük çalışma toplantılarına yukarıda saydığım üniversitelerden sosyolog, arkeolog ve tarihçiler katılmış.Çalışma toplantılarının amacı hem kültürel alışveriş, hem Mersin için çözümler üretmek.Esas önemli olan amacı ise Mersin'i de kapsayan Kilikya kültürünün Avrupa kültürüne katkılarını ortaya koymak.Bir anlamda, ‘‘Türkiye Avrupa uygarlığı'nın bir parçası olamaz’’ diye buyuran Avrupa Konvansiyonu Başkanı, eski Fransa Cumhurbaşkanı Valery Giscard d'Estaing'e cevap vermek.Avrupa ekonomisini HORECA kurtaracakG-8'lerin Evian'daki toplantısının ana temalarından biri ‘‘dünya ekonomisi’’.Bildiğiniz gibi, toplantı öncesi Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac toplantının ‘‘dünya ekonomisine güven’’ mesajı vermesi arzusunda olduğunu söylemişti.Chirac'ın arzusu iyi, güzel ama dünya ekonomisi güven vermekten çok uzak.Özellikle de Avrupa en sancılı dönemini yaşıyor. Almanya durgunluğun tam göbeğinde. İtalya ilk üç ay negatifte, Fransa ayak sürüyor.Durun daha bitmedi.Hollanda da durgunluğa girmiş vaziyette.Portekiz'in durumu sallantıda.Kamu açıkları, işsizlik, toplumsal patlamalar (en son Fransa'da emeklilik yaşının uzatılması gündeme geldiğinde yüzbinlerce kişi sokağa döküldü) Avrupalı ülkelerin korkulu rüyası. Dünya Bankası Başkanı Wolfensohn daha geçenlerde ne demişti?‘‘Bugünkü sorun tüketim olmaması. Dünyanın her tarafından insanlar bir şey satın almıyor, çünkü savaştan, terörden her şeyden korkuyorlar.’’Hem Amerikalı, hem Avrupalı tüketiciler eskisine oranla çok daha dikkatli...Sadece bir tek alanda kemerler sıkılmıyor: Dışarıda yemek.Hafta sonunda Paris'te, Metro Cash&Carry'nin Genel Müdürü Michel Arnoult'yu dinlerken Avrupa ekonomisini HORECA'nın kurtarabileceğini düşünüyorum.HORECA ne?Market dilinde ‘‘hotel, restaurant ve cafe’’nin kısaltılmışı.Arnoult'ya göre, Metro Cash&Carry'nin satışlarının yüzde 60'ına yakını otellere, lokantalara ve cafelere.Bu, Fransızlar'ın dışarıda yemek yeme alışkanlığından kaynaklanıyor. Fransızların dışarda yemek yemeye harcadığı para yaklaşık 55 milyar Euro.Metro Cash&Carry'nin satışları bir yıl öncesine oranla yüzde 5.5 oranında artmış.Satışların önemli payını HORECA'nın aldığına göre, bundan da dışarıda yemek yeme alışkanlığının azalmadığı, tam aksine arttığı sonucu çıkıyor.Yani Avrupalılar ekonomik sıkıntıdan bulandıkça çareyi lokantalarda almışlar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!