Menopozdan sonra rahatladım

Güncelleme Tarihi:

Menopozdan sonra rahatladım
Oluşturulma Tarihi: Ocak 09, 1999 00:00

Haberin Devamı

Adet kanamalarını ‘‘pislik ve utanılacak’’ birşey olarak gören varoş kadını, menopoz hakkında kulaktan dolma bilgelerle yetiniyor. Gecekondu mahallesinde yapılan anket çalışmalarına göre, kadınlar bir daha hamile kalmayacakları ve ‘‘kirlenmeyecekleri’’ için rahatladıklarını söylüyorlar.

Uzmanların çoğuna ve yaygın görüşe göre, menopoz ya da başka bir ifadeyle ‘‘yaşam değişimi’’ orta yaşlardaki kadınlar için önemli bir kültürel, psikolojik ve fizyolojik dönüm noktası. Üremenin sona erdiğinin göstergesi olan menopoz, gençliğin önemsendiği kültürlerde yaşlanma sürecinin başladığını haber veren biyolojik bir işaret.

Nesiller boyunca günah ve zayıflık işareti olarak görülen menopoz hakkındaki görüşler, kadınların menopoza bakışları ya da menopozdan ne bekledikleri toplumdan topluma, kültürden kültüre değişebiliyor.

ANKET ÇALIŞMASI

Dr. Tolga Ersoy, Türkiye'de menopoz ve kültür bağlantısını, tarihsel bir değerlendirmenin yardımıyla, Ankara'daki bir gecekondu bölgesinde yapılan bir araştırmanın verileri ışığında netleştiriyor. Dr. Ersoy, Mayıs 1998'de yayınladığı 'Menopoz ve Kültür' adlı kitabında Devlet İstatistik Enstitüsü nüfus kayıtları ve Ankara Cevizlidere Sağlık Ocağı'nın çeşitli istatistik çalışmalarından yararlanılarak hazırlanan 'Cevizlidere Bölgesine Genel Bir bakış'' çalışması yer alıyor.

Cevizlidere, Çankaya ilçesi sınırları içinde yer alan bir gecekondu bölgesi. Ankara'nın en eski yerleşim bölgelerinden birisi kabul edilen Cevizlidere'nin halk arasındaki adı göç alan bir bölge olmasından dolayı ‘‘Erzurum Mahallesi.’’

Cevizlidere'de, kadınlar şehir yaşantısıyla karşılaştırıldığında, genellikle çok genç yaşlarda evlendirilip (17-19 yaş) ve bu yaşlarda çocuk sahibi oluyor. 1995 yılı Ocak-Mayıs ayları arasında gerçekleştirilen anket çalışması, 45-70 yaşları arası menopoz sonrası dönemdeki kadınları kapsıyor. Bu çalışmada hedef nüfusu temsil etme özelliği olan 42 kadınla görüşülmüş.

Halen Çankaya Sağlık Ocağı'nda görev yapan pratisyen hekim Dr. Tolga Ersoy ve Dr. Asutay Göktuğ tarafından gerçekleştirilen görüşmeler sonucu, yaş ortalaması 57.3 olan kadınların yüzde 54'ünün okur yazar olmadıkları, yüzde 31'inin ilkokul mezunu, yüzde 15'inin ise ortaokul ve üstünü bitirdikleri anlaşıldı. Ortalama hane nüfusuna bakıldığında, 5 kişiden fazla olanların oranı yüzde 36 olarak ortaya çıktı.

ARTIK TEMİZİM

Çalışılan gruptaki 42 kadından 41'i menopoza doğal süreçte girmiş. Menopoz yaşı ortalaması ise 47.2 olarak saptanan anket çalışmasında menopozla ilgili bilgi noksanlığı her aşamada hissedilmiş. Kendi yaşamlarının doğal bir sürecine kadınların yarıya yakını 'bilmeden' girmekte. Bilgi sahibi olduğunu söyleyenlerin önemli bir kısmı ise kendi çevrelerinden bu bilgileri edindiklerini söylemişler. Çok azı ise, hekime başvurma ihtiyacı duymuş. Sonuç olarak kadın, menopozu kendi başına yaşamakta ve onu sorgulama gereksinimi duymamakta.

Cinselliğe ait ve dinsel tabularla kısıtlanan kadın yaşantısının bu bağlamdaki çıkışını ise doğurganlığı oluşturuyor. Menopozla bu özelliğin kaybedilmesi ise yaşlılık ve büyükannelik gibi durumlarla baskı altına alınmaya çalışılıyor. ‘‘Adetin kesildikten sonra karşı cinsi yanında kendini nasıl hissediyorsun’’ sorusunun yanıtları bu baskının boyutlarını gösteriyor:

Değişiklik yok diyenlerin oranı yüzde 40.5, daha rahat yüzde 47.5 ve yanıt vermeyenler ise yüzde 12. Kadınların yarıya yakın bir bölümü, 'rahatlamaktan' söz ediyor. Bu kavram söyleşi sırasında açıldığında, rahatlamanın cinsellik ve adet kanamasıyla ilgili tabulardan kaynaklandığı anlaşılmış. İşte yanıtlardan bazıları:

‘‘Rahatladım, hem gebe kalmayacaktım hem de daha temiz olacaktım. Artık çocuğum olmayacağını düşünüp mutlu oluyordum.’’

‘‘Bu pislikten kurtulduğum için rahatladım.’’

‘‘Eşimle yatmak istemedim. O da anlayışlı davrandı.’’

‘‘Erkeklerin benim adetli olduğumu anladıklarını düşünür, utanırdım. Şimdi kalmadı.’’

‘‘İbadetlerimi kirlenmeden yerine getireceğim için rahatladım.’’

‘‘Eskiden, adetli iken çocuklarımın yanında bulunmaya sıkılırdım, rahatladım.’’

‘‘Namaz kılarken, oruç tutarken hep temizim.’’

Çalışmadaki kadınların yarısı, menopoz sonrası gelişen bu şikayetleri nedeniyle bir hekime başvurmuş. Hekime gidiş nedenleri arasında yüksek tansiyon ve kemik-eklem ağrıları şikayetleri ilk sırayı alırken, diğer yakınmalar hekime gidiş için yeterli görülmemiş. Kaldı ki kadınların yarısı da, menopoz sonrası başlayan yakınmaları için çeşitli nedenlerle bir hekime başvurmayı gerekli görmemiş. Bunun nedenlerinin başında 'menopoz' olgusunu bilmemeleri geliyor. Bu rahatsızlıkların ne olduğu yönündeki soruya 'menopoz' yanıtını verenlerin oranı sadece yüzde 11.9, bunları yaşlılığa bağlayanlar yüzde 42.8, bilmeyenler ise yüzde 33.3.

Kadınların neredeyse yarıya yakını menopozu, 'yaşlılığın başlaması' ya da 'yaşlılık' olarak değerlendirmiş. Bu da bilinmeyenin yani menopozun önemsenmemesi durumunu beraberinde getiriyor. Menopoz ve statü ilişkilendirilmesinde bu sonucun anımsanmasını öneren Dr. Tolga Ersoy, kitabını şöyle bitiriyor:

‘‘Yanıtlarda görüleceği gibi adet kanaması ile ilgili tabular çeşitli şekillerde devam etmekte ve çoğu kez menopozun algılanışı bu bağlamda sıkışıp kalmaktadır. Yaşlılık ve büyükannelik gibi kavramlar menopozla kazanılan 'özgürlüğü' gölgelemektedir. Kadınların neredeyse yarıya yakını, menopozu yaşlılığın başlaması ya da yaşlılık olarak değerlendirmekte, bu da menopozun önemsenmemesi durumunu ortaya çıkarıyor. Ciddi sayılabilecek yakınmalara rağmen yarısı hekime başvurmaması bu bağlamda ele alınmalı. Yine kadınların yüzde 76'sının bu yakınmaları nedeniyle yakın çevrelerden yardım, destek ve ilgi görmemeleri ve kadınların hemen hemen tümünün bu yakınmaları nedeniyle hekime başvurmamaları ya da yerel sağaltıcılara gitmemeleri bu olgunun bir 'yazgı' olarak algılanmasını sağlayan bir etken olarak değerlendirilebilir.’’

Menopoz nedir?

Menopoz, kelime anlamıyla, kadının adetten kesilmesiyle başlayan bir süreç. Kadının adetten kesilmesinin nedeni ise yumurtalıkların faaliyetini yitirmesi. Jinekologlar, bir kadının 40 yaşından önce menopoza girmesini pek olağan karşılamıyor.

Menopoz yaşı hayat standartlarıyla fazlaca ilgili olmasa da menopozu erkene alan etkenler söz konusu olabiliyor. Daha çok doğuran, daha çok çalışan Türk kadını için bu etkenler çok daha baskın. Bunların başını kadınlar arasında giderek çok daha fazla tüketilen sigara çekiyor. Bir de genetik faktörler var. Ancak Türk kadınının daha erken ya da daha geç menopoza girdiğini gösteren istatistiki bir çalışma yok.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!