“ÇOKULUSULU GÜÇ..." />“ÇOKULUSULU GÜÇ..." />

MEDYADAN - Magazinleştiremediklerimiz

Güncelleme Tarihi:

MEDYADAN - Magazinleştiremediklerimiz
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 30, 2006 23:17

Haberin Devamı

/images/100/0x0/55eaa0fbf018fbb8f88c7d90
ÇOKULUSULU GÜÇ İSRAİL'İ KORUMAYA YÖNELİK... (YORUM) - Lübnan'ı İsrail'in yıkmasına izin veren ABD şimdi ‘çokuluslu güç’'ü Lübnan-İsrail sınırına set çekerek İsrail'in güvenliğini sağlamayı planlıyor. Ayrıca Lübnan'ı inşa etmek için de çokuluslu şirketleri Lübnan'ı adres olarak gösteriyor.

ABD Başkanı George Bush, Lübnan'da yalnızca yıkılan yerlerin yeniden inşası değil, kendi istekleri doğrultusunda kalıcı barışı sağlayabilecek Lübnan yönetimi istediklerini de açıkca söyledi.

ABD'nin İsrail aracılığıyla Ortadoğu'da başlattığı operasyon müttefiki İngiltere Başbakan'ı Tony Blair'in kamuoyu desteğini heyelana uğrattı ayrıca Ortadoğu'ya atılan her bomba ABD'ye nefret yatırımına dönüştü... Yalnız Ortadoğu'yu değil bölgedeki işgalcileri ve olası çokuluslu gücü de karanlık günlerin beklediği düşünülebilir..." www.acikgazete.com adresindeki AÇIK GAZETE'dendi... (Yanda)

Haberin Devamı

 

*

 

TÜRKİYE’NİN BİR GÜNÜ

 

Aynı gün, aynı gazetenin, aynı sayfasındaki haberleri alt alta yazıyorum:

 

- Polislere kızdı, arabasını yaktı!
- Ünlülerin sucukçusu, hâkim hatası yüzünden hapse girdi
- Çadırda yangın: 2 kardeş öldü
- Trafikte iki aile yok oldu
- 14 yaşındaki YK, 20 yaşındaki spastik YI’yı ‘ayağına bastı’ diye öldürdü
- Üstlerine su sıçratan garsonu vurdular...

Nasıl bir memlekette yaşıyoruz Alla’şkına?

Sabah, 24 temmuz

*

TÜRKİYE’NİN AYNI GÜNÜ

Aynı gün, aynı gazete, birkaç sayfa sonra...


- Bursa’da evden kaçan (28 yaşındaki ve evli!) kızını gözünü kırpmadan öldüren baba, pişman olmadığını belirterek ‘İnsan içine çıkamıyordum, şimdi rahatladım!’ dedi.
- Genç Sezin (sünnet düğününde havaya ateş edip beş kişiyi de yaralayan) maganda kurbanı
- Yedi yaşındaki çocuk tüfekle kuzenini vurdu

Sabah, 24 temmuz

*

TÜRKİYE’NİN ERTESİ GÜNÜ


Ertesi gün, başka bir gazetenin bir sayfasından tamamlayalım bu haberleri:

Haberin Devamı

 

- Maganda kurşununa her gün bir kurban. Bursa’da Sezin’in ölümününün ardından, Sinop’ta bir düğüne katılan Şerife (22) de maganda kurşunuyla öldü.
- Diyarbakır’da terk ettiği eşi tarafından eve dönünce vurulan Gülistan baba evine kaçıp saklandığı sandıkta, kocası ve kocasının akrabaları tarafından kurşuna dizildi.
- Kırıkkale’de Cuma namazından çıkan Önder Yurtoğlu adlı bir sapığın ‘Niye camiye gitmiyorsunuz!’ diye ateş açtığı üç kişiden biri öldü.
- Yerel gazeteciye falçatalı saldırı...

Milliyet, 25 temmuz

*


İMAM BAŞBAKANIN KÜLTÜR MÜDÜRÜ

Erzurum'da 11 yıl boyunca kadrolu imamlık yaptıktan sonra, Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü'nde kayıt memuru görevine getirilen Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın akrabası 34 yaşındaki Hüseyin Kutan, Gümüşhane Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı oldu.

Haberin Devamı

 

Hürriyetim, 25 temmuz

 

*

SADECE TRAJİK DEĞİL, KOMİK BİR MEMLEKET

 

Eşcinsel haklarını savunmak üzere Türkiye’de yayın yapan tek dergi olan Kaos GL’nin “Pornografi” konulu Yaz 2006 sayısı, Ankara 12’inci Sulh Ceza Mahkemesi tarafından “pornografik” olduğu gerekçesiyle toplatıldı.

 

Hürriyetim, 25 temmuz

 

*

 

AKP’NİN ÖRTÜLÜ YAYIN ORGANI YENİ ŞAFAK, YAĞCILIĞI ABARTTI:

 

Pazartesi günü manşet: BM’DEN DAHA ETKİLİ

 

Kimmiş? Recep Tayyip Erdoğan’mış...

 

Uluslararası politikada Türkiye’nin yıldızı parlıyor. Başbakan Erdoğan önce Ortadoğu krizi için kilit (!) isim oldu, ardından PKK ile mücadele konusunda ABD’den ‘somut adım’ sözü alarak iki önemli adıma imza attı.”

Haberin Devamı

(Not: Ortadoğu krizinde gerçekten Recep Tayyip Başbakan ‘kilit adam’ oldu. Asma kilit! Roma'daki toplantıya, İngiltere, Mısır, Fransa, İtalya, Ürdün, Rusya, Suudi Arabistan, ABD, Almanya, İspanya, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi, Kanada, BM ve Dünya Bankası ile AB temsilcisinin yanısıra bizi de alsınlar diye o kadar çok ağladık ki, sonunda Washington’un girişimiyle bize de bir straponten verdiler!)

Yeni Şafak, 24 temmuz

*

VE DE TRAJİ-KOMİK

77 yaşındaki kimsesiz bir ihtiyarı hastane odasında iki gün unuttular, öldü garibim.

Hani ‘haberlerin salçalanması’ alışkanlığına kızıyorum ya ben, Şok: “... çırpına çırpına öldü’ diyor. Nereden biliyorsun? Ölürken yanında mıydın?

Haberin Devamı

Şok, 25 temmuz

*

ENİS BERBEROĞLU’NUN İKAZINA DİKKAT EDİN:

PKK mecbur bitecek

ÇÜNKÜ, PKK Türkiye'nin yeni El Kaidesi haline geldi.
Sınır ötesi operasyonlara haklı ve meşru zemin sağladı.
ABD ve Irak yönetimi, Türkiye adına PKK'ya ağır darbe indirmek zorundadır. Aksi halde PKK vesilesiyle başlayacak operasyonun menzili Kerkük'e kadar uzanabilir. Türk ordusu girdiği topraktan kolay çıkmamakla tanınır. İşbu nedenle İmralı mahkûmu ile PKK için "tarih oldu" yorumu abartılı değildir. Aksine ciddi bir uyarı taşır:
Kürt meselesinde yeni muhataplar Barzani gibi liderler, Yılmaz Erdoğan gibi aydınlar, Şerafettin Elçi gibi politikacılardır.
Paradigma değişti dikkat; artık eski ölçülerle politika zamanı geçti.

Hürriyet, 25 temmuz

*

MEHMET Y.YILMAZ’IN YAZISI DA ACIKLIYDI

Enternasyonalizm lafta kaldı!

İSRAİL'i protesto etmek için pazar günü Kadıköy'de Emeğin Partisi (EMEP) tarafından düzenlenen mitinge "destek için" katılan bir İngiliz, mitinge katılanlar tarafından "Yahudi sanıldığı için" saldırıya uğradı. Mitinge katılan bazı kişiler, Michael Dickinson'un boynuna astığı ve İsrail ile Birleşmiş Milletler'i protesto eden koca pankartı görmemişler, kafasındaki takkeyi "Yahudi kippası" zannederek saldırmışlar.
Haberi okuduktan sonra EMEP'in internet sitesine baktım. Tahminim doğru çıktı. EMEP Marksist bir parti. İnternet sitesinde "Bütün ülkelerin işçileri ve ezilen halklar birleşin" sloganı yanıp sönüyor.
Demek ki, enternasyonalizm, "Yahudi kippası" ile karşılaşınca internet sitesindeki bir slogandan ibaret kalıyor.
İsrail karşıtlığının, Yahudi düşmanlığı ile kendisini gösteren bir ırkçılığa dönüştüğünün örneği bu durum.
İsrail karşıtlığı ile Yahudi düşmanlığını birbirine karıştırmak belli ki sadece aşırı İslamcı ve aşırı milliyetçi çevrelere özgü bir durum değil.
Bu açıdan siyasi yelpazemizin en sağı ile en solu arasında bir fark ne yazık ki görülmüyor.

 

Hürriyet, 25 temmuz

 

*

 

EN ACIKLISI İSE HÜRRİYET’İN ŞU KÜÇÜK HABERİYDİ

 

Bir Japon yılda 25 kitap okuyormuş. Demek ki ortalama 15 günde bir kitap.
Bir İsveçli yılda 10, bir Fransız 7 kitap okuyormu
ş.

 

Bir Türk mü? Bir Türk, her sene bir kitabın ALTIDA BİRİNİ okuyormuş.Yani bir Türk, altı senede bir kitap okuyormuş. (Okuduğu kitabın ne olduğunu söylemiyorum ki, acınıza acı katmayayım!)

 

Bütün pisliklerin, geri kalmışlıkların, törenin bokun püsürün altında yatan BUDUR!

 

Hürriyet, 25 temmuz

 

*

 

ZAMANINIZ AŞSIN İNŞALLAH!

 

Toprakbank’ı bile isteye batırdığı için yargılanan Halis Toprak adlı işadamı... zaman aşımından yırttı. (Hürriyet ‘Yine aşırdılar’ diye başlık attı da, anlamakta zorlandık.)

 

Türk Ceza Kanunu’na ‘SUÇLULARI KURTARMAK İÇİN DAVALARI ZAMAN AŞIMINA UĞRATAN AHLAKSIZLARI’ cezalandıracak özel bir hüküm koymak gerekiyor...

 

Aslında bu görevi basının yapması gerekir ama önce bir basın gerekir Türkiye’ye...

 

Hürriyet, 25 temmuz

 

*

MOK CANINA!

 

Kasap Mok ayakta gitti, diyordu arka manşet. “Kamboçya’da Kızıl Kmer iktidarında çok sayına insanın ölümünden sorumlu tutulan Kasap lakaplı komutan Ta Mok’un cesedi ayakta yıkandı” mış.

 

Mok canına, pis katilin!

 

Hürriyet, 25 temmuz

 

*

 

SON KOMPLO TEORİSİni duydunuz herhalde, Saadet Partisi Bolu İl Başkanı korkunç gerçeği açıklıyor:

 

Gerede’ye her hafta İsrail’den gelen kırkar kişilik gruplar, dağ eğitimini andıran faaliyetlerde bulunuyor. (İsrail’de dağ yoktur, biliyorsunuz!!!) Ölümlere sebep olan sekiz bacaklı keneler, bölgele İsrailli kadınlarca getirilmiş olabilir!”

 

Zaten bunların peygamberi de, üç bin yıl kadar önce, Mısırlılar’ın üzerine çekirge sürüleri göndermişti, bu Yahudilerden (sadece Yahudi de değil, kadın üstelik, aman Allah!) her türlü melanet beklenir hakikaten!

 

Milli Gazete’den alıntıyla Milliyet, 25 temmuz

 

*

BİR PARSADAN ÖLÜR…

 

Bütün gazeteler birinci sayfadan verdi haberi: Başbakan Tansu Çiller’i dolandırarak Türk tarihine adını altın harflerle yazdıran Selçuk Parsadan’ı kaybettik. (Çiller’i dolandırmak her babayiğidin harcı değildir!)

 

Ama yine aynı gün, aynı gazetelerde bir diğer haber vardı yüzümüzü güldüren:

 

Zühre Ö. adlı bir kadın, çette flört ettiği ve bir mankenin fotoğrafını göndererek kandırdığı koskoca bir profesörü dolandırmış, 135 milyarını iç etmiş. Para isteme bahanesi neymiş biliyor musunuz? “Hipertansiyon, kalp yetmezliği ve beynimde tümör ve de üstelik lenf kanseriyim” demiş. (Bu hastalık hikayesini yiyen prof. da, işin komiği, eczacılık fakültesi dekanı!)

 

Hasılı, diyeceğim şudur ki, üzülmeyin, Türkiye’de bir Parsadan ölür, bir Zühre doğar!

Gazeteler, 26 temmuz

*

BAK, DEMEDİM Mİ BEN SİZE!

Aynı gün, Şok’un birinci sayfasında bir haber: Sahtekârlıkta dünya birincisiyiz! İngiliz The Sunday Times gazetesi, Türkiye’ye gelecek turistleri uyardı, ‘Türkiye’ye gidenler, gözünü kredi kartından ayırmamalı!’

Şok, 26 temmuz

*

DÜZEN PARTİSİ

Saadet Partisi Genel Başkanı Recai (Kutan) Beyamca “AK Parti de düzen partilerine benzedi. Milleti düzmeye başladı...”

Şaka şaka, “AK Parti de düzen partilerine benzedi. İşçi, memur, çiftçi perişan” demiş ve eklemiş, “Bu seçimlerde emaneti geri alırız...” (Takvim, 26 temmuz)

Pek de isteyerek vermemiştiniz zaten!

*

ÇOBANKEN EN ZENGİN OLAN ADAM

 

Silivri’nin Çanta Beldesi’de otel basıldı, gizli bir bölmede ‘seks kölesi’ olarak çalıştırılmak için hapsedilen zavallı yabancı kadınlar jandarma tarafından kurtarıldı.

Otelin sahibi beldenin ‘güneş ağası’ da olan İ.B. imiş.

(Bu arada İ.B.nin oğlu da Çanta Belediyesi Başkan Yardımcısı. Haliyle AKP’li...)

Haberde “Çobanlıktan, Çanta’nın en zengin işadamı olan İ.B...” diyor.

Eeee, çobanlıktan gelip zengin bir işadamı olmak için ‘YATIRIMCI’ olmak lazık elbet!

Hürriyet, 28 temmuz

*

HESAP ORTADA


İstanbul Sanayi Odası 2005 cirolarına göre Türkiye’nin en büyük 500 sanayi şirketini açıkladı. Birincilik, geçen sene Koç’a hediye edilen 14,2 milyar (eskinin katrilyonu) cirolu TÜPRAŞ’ın oldu bu sene de. (Gazeteler, 27 temmuz)

İSO’nun açıklamasına göre, Türkiye’nin en büyük 500 sanayi şirketinin toplam cirosu yaklaşık 140 milyor dolar. Yani Türkiye’nin en büyük 500 şirketi, Amerikan petrol şirketi Exxon-Mobil’in… YARISI BİLE ETMİYOR.

(Bizim petrol devimiz TÜRPAŞ ise Exxon-Mobil’in 33’te biri…)

Eh, böyle olunca da… Amerika karşısında köpekleşmek zorunda kalıyorsunuz tabii ki…

*

SERDAR TURGUT - YILMAZ ERDOĞAN - ELİF ŞAFAK

Serdar Turgut, Yılmaz Erdoğan’ın anti-mayın mektubunu eleştiriyor ve “Erdoğan’ın edebi ağlaması, Kürt meselesini çözmeye yarayacak tek bir cümle bile içermemektedir” diyor.

(Sanatçıların milli meselelere çözüm önermesi mi gerekir? Sadece bir soruna dikkatleri çekmek, insanların hassasiyetini harekete geçirmek de bir ‘girişim’ sayılmaz mı?)

Bu arada “Aslında bu kadar laf etmenin de gereği yok” diyor “Benim, bir meselenin anlamsız olup olmadığını anlamak için çok daha kestirme olan bir metodum var.”

Neymiş bu metod, Serdar Turgut onu da söylüyor elbet:

Bir toplumsal hareketin aslında anlamsız olup olmadığını, ben o hareket içinde ‘Elif Şafak var mı’ diye bakarak karar veriyorum. Bu yöntem hiç şaşmıyor…”

Akşam, 27 temmuz

*

100.000 İMAM-DOKTOR

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, AB standartlarını yakalamak için, Türkiye’nin 100.000 doktora daha ihtiyacı olduğunu söylemiş. (Sabah, 27 temmuz)

Yahu, imam-hatip mezurlarını şöyle bir yaz semineriyle filan doktor yapmanın bir yolu yok mudur?

*

GAZETESİNİ YALANLAYAN YAZAR

Nazlı Ilıcak ‘THY ve irtica’ başlıklı yazısında, milli havacılık şirketinin imamilerin eline geçtiğinden beri bir tuhaflaştığı, kadın personelin yerine erkeklerin alındığı, kimi kabin görevlilerin ‘günâhtır’ diye içki servisi yapmadığı şeklindeki iddiaların yalan olduğunu, dinci THY yönetiminin savunmasına dayanarak yalanlıyordu. Nazlı Ilıcak’ın AKP’yi ve dinci yobazları savunması yadırganmaz da, çalıştığı gazetenin bir gün önceki sürmanşetini yalanlaması bir hayli ilginçi. (Takvim, 28 temmuz)

Takvim, bir gün önce, sürmanşetten ‘Türk Erkek Yolları’ diye başlık atmış, pala bıyıklı (montajlı) bir hostes fotoğrafı kullanmıştı. (Takvim, 28 temmuz)

*

İSTANBUL POLİSİ O KADAR BAŞARILI Kİ…

Emniyet Genel Müdürlüğü’ne İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cellah getirilecekmiş, diyor haber. (Posta, 28 temmuz)

Eee hakkıdır, İstanbul’da o kadar başarılı oldu ki…

Artık, trafik polislerinin günün en sıkışık saatlerinde kahvehanelere, büfelere sığınma adetini; şoförlerin kemer takmama, direksiyonda ceple konuşma, kırmızı ışıkları, dur işaretlerini, yasak panolarını iplememe alışkanlıklarını; gaspı, hırsızlığı, soygunculuğu, yankesiciliği, kapkaçı, taciz ve tecavüzleri… 81 ile yayma zamanı geldi demek ki!

*

RESİMALTINA BAK SÜNGÜYE DAVRAN

Gazete yöneticisi olsam, şöyle bir resimaltı yazan editörü… anında kapıya koyardım.

Bir töre cinayeti haberi, kanlı kaldırımı yıkayan bir Urfalı fotoğrafı ve bir resimaltı:

Genç kızın cesedi, polis tarafından kefene konarak (kefene!) morga götürüldü. Olayın geçtiği mahallede oturanlar ise (hepsi bir kişi!) kan gölüne dönen sokağı (fotoğrafta öyle kan gölü filan yok!) su dolu şişelerle yıkadı. (Suyla yıkamamış, şişeyle yıkamış!) Bir film gibi cinayeti izleyenler bu korkunç vahşetin (korkunç olmayan vahşet de vardır!) ardından sessizle evlerine kapandı…”

Bugün, 28 temmuz

*

TİRYAKİSİ OLAN YAZAR

Ben, sizlerden bahsetmem gerekiğinde ‘okur(um)’ demeye utanıyorum. ‘Okuyanlar’ demek de bir garip geliyor… Ama demek ki bu kadar ‘hassasiyet’ göstermemek lazım…

Yılların azetecisi Ceyhan Altınyelek, “Keşke haklı çıkmasaydım” standart başlıklı yazısına şöyle giriyor:

Bu köşenin tiryakileri şahittir…”

Hani toy şarkıcılar, dinleyicilerinden ‘HAYRAN KİTLEM’ diye bahseder ya, o hesap!

Bugün, 28 temmuz

*

TÜRK’ÜN TÜRK’E PROPAGANDASI

Al bir resimaltı daha, bu da Çetin Altan’ın ‘TÜRKÜN TÜRKE PROPAGANDASI’ dediği türden.

Bir terörist, erkek kardeşinin aynı bölgede askerlik yaptığını duyunca teslim olmuş.

Dağda yürüyen PKK katillerinin fotoğrafı ve bir resimaltı: “Bölücü örgütün dağ kadrosundaki bozgun sürüyor.” (Tercüman, 28 temmuz)

Daha üç gün önce gazeteler yazdı, Kandil Dağı’nda 3.500 ile 4.000 PKK’lı var diye. Bozgun bu hızla devam eder, her gün bir kişi kaçar ve yeni katılımlar da olmazsa, dağ kadrosu 10 senede tükenir! J

*

İYİYE İYİ, KÖTÜYE KÖTÜ DİYEN YAZAR

Tarihçi Arnold Toynbee, 1922 tarihli bir kitabında, Mustafa Kemal için “Yahudi değildir, İttihat ve Terakki komitesinden değildir, bulunduğu mevkiden bir kazanç sağlamaya çalıştığı duyulmamıştır” demiş özetle.

Zülfü Livaneli yazısını şöyle bitiriyor:

“İşte böyle. Ünlü "Mavi Kitap"ı yazan ve Ermeni tehcirini anlatan Arnold Toynbee bugün Türk düşmanı sayılıyor.
Ama bakın bir "Türk düşmanı" bile Mustafa Kemal'in kişiliği konusunda ne kadar doğru sözlü ve ne kadar dürüst.
Kötüye kötü derken, iyiye iyi demeyi bilen bir tarihçi yazarla karşı karşıyayız.
Keşke bu hayali "düşmanlardan" kafamızı kaldırıp da biraz kendimize bakabilmeyi öğrensek.” (Vatan, 28 temmuz)

Türkler’e “kötü-soykırımcı” diyen Toynbee, “kötüye kötü derken, iyiye iyi demeyi” bilen bir yazar olduğuna göre… demek ki Türkler kötü ve Ermeni soykırımı doğru!

Bence “Kötüye kötü derken, iyiye iyi demeyi bilen bir tarihçi yazarla” değil, ne dediğini bilmeyen bir yazarla karşı karşıyayız!

*

HAFTANIN DİL ALTINDAN ÇIKAN BAKLASI

Hamas ve Hizbullah terör örgütü değildir…”

Saadet Partisi Başemanetçisi Recai Kutan Beyamca - Sabah, 28 temmuz

*

AK PARA - KARA PARA

Ukrayna’dan gelen bir pilotun çantasında getirdiği 192 dolar ve otobüste bulunan174 bin doları çalmak için TEK otoyolunda soygun ve kaçırma düzenleyen çete yakalandı. Ele geçen 366 bin doların kara para olduğu söylendi, ardından Lalali esnafının ‘bavul ticareti’ hasılatı olduğu anlaşıldı.

Yeni Şafak ‘Para ‘kara’ değil, Laleli esnafının’ diyor. (28 temmuz)

‘Beyaz’ paraysa, niye Ukraynalı pilot tarafından, polise veya gümrükçülere beyan edilmeden, çanta içinde gizli gizli Türkiye’ye sokuluyor, anlamadım?

*

BU SURİYELİLER KİMDİR?

Rahşan Ecevit’le dalga geçtik ama, Devlet Denetleme Kurulu da konuya dikkat çekti, ‘Yabancıların taşınmaz alımları dikkatle incelenmeli.”

Gerçekten de mesela Suriye vatandaşlarının (maalesef haberi yapanların içinde gazeteci yok, Suriyeliler almış ama bu taşınmazlar nerede kardeşim, Hatay’daysa mesela önemli) alımları endişe verici: 2004 sonuna kadar, 2.469 Suriyeli, 4.596 taşınmaz edinmiş. Sayılar büyük değil ama… aldıkları taşınmaz önemli. 241 milyon metrekare! 2004 sonuna kadar yabancılara satılan taşınmazların (yüzölçümü olarak) … YÜZDE 89’U!

Vatan, 29 temmuz

*

YENİ ŞAFAK!

Merkez Bankası’nın eski ve çok başarılı başkanı Serdengeçti, AKP Hükümeti’nin Merkez’e atama yaparken çok geç kaldığını ve bunun da dalgalanmalara sebep olduğunu söyledi. Yani AKP’yi eleştirdi.

AKP’nin yayın organı Yeni Şafak, gazeteciliğin ırzına geçmek pahasına, bu açıklamayı saptırdı: SERDENGEÇTİ’DEN SEZER’E ELEŞTİRİ

E yuh artık!

Yeni Şafak, 29 temmuz

*

TE BE BUNLAR BÜLE OLURLAR!

Hakan Uzan’ın karısı Özlem Uzan’ın mahkemeye bildirdiği adres, Fas’ın Casablanca kentinde beş yıldızlı bir otel çıkmış.

Vatan da saf saf ‘Fas’taki adres sahte çıktı’ diyordu.

Yahu bunların nesi düzgün ki adresi doğru olsun?

Vatan, 29 temmuz

*

İNCİ ASENA’YA SABIR DİLİYORUM!

İki gün peşpeşe, beklediğimiz ama bizleri çok üzen iki acı haber aldık.

30 temmuz gazeteleri, gazeteci-yazar Halit Çapın’ın ölüm haberini haliyle birinci sayfadan verdi. Aynı günün sabahı, radyo ve televizyonlardan, bu sefer de, gazeteci-yazar Duygu Asena’nın ölüm haberi geldi. Birkaç saat arayla. İkisi de ağır hastaydı!

İkisine de huzur, sevenlerine, hele hele İnci Asena’ya da (böyle bir şey mümkünse) sabır diliyorum…

İnci Asena, biliyorsunuz, Duygu Asena’nın kız kardeşi ve Halit Çapın’ın eski eşidir. Onun acısı çok çok büyük bugün!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!