YOKSULLARLA, zenginler arasındaki uçurumu azaltmanın yolları nelerdir?Davos'ta yıllardan beri gündemde olan bu soru elbet bu yıl da karşımıza çıktı.Enformasyon ve iletişim teknolojilerinin 2015 yılına kadar yoksullara katkısının ne olabileceğinin tartışıldığı workshop'ta Güney Afrika Devlet Başkanı Thabo Mbeki ile aynı masaya düştük.Londra'da eğitim görmüş, ekonomist Mbeki, 1999 yılında bayrağı efsanevi lider Nelson Mandela'dan devralmıştı.Mbeki'nin mücadele ettiği sorunlar arasında yoksulluk, yeniden yükselişe geçen enflasyon ve 4 milyon kişiyi etkileyen AIDS var.Anlattıklarını can kulağıyla dinliyoruz.Bir gün yolunun düştüğü elektriksiz bir köyde çocukların ‘‘internet için elektrik istiyoruz’’ dediklerini anlatıyor. ‘‘Televizyon izlemek için değil, internete girmek için elektrik istiyorlardı’’ diyor.Devlet Başkanı olarak Mbeki'nin, bizi de yakından ilgilendiren önemli tespiti şöyle: ‘‘Alt yapı hükümetlerin sorumluluğunda. Ne varki gelişmekte olan ülkelerde, teknolojinin gelişimine çok küçük paralar ayrılması, bürokrasi, şeffaflık ve sorumluluk eksikliği alt yapı için en büyük engeller.’’Mbeki'yi dinlerken, aklıma Türkiye Bilişim Vakfı Başkanı Faruk Eczacıbaşı'nın anlattıkları geliyor. Dünya Bankası'nın Türkiye'ye verdiği 300 milyon dolarlık PC'ler, alt yapı olmadığı için çürümeye terkedilmişti.Sorumsuzluk ve koordinasyon eksikliğinin güzel bir örneği.Davos'a dönersek, Mbeki, ‘‘Yoksulluk ile mücadele için demokrasi ve teknoloji elele yürümelidir. Zenginler teknolojinin gerekliliği üzerinde yeterince konuştular. şimdi ellerini ceplerine atsınlar’’ diyor.Porto Alegre'deki tek Türk: Erdinç YeldanNEW York dönüşü birikmiş gazetelere göz atınca Güngör Uras'ın Porto Alegre yazısı özellikle dikkatimi çekti.Uras, haklı olarak Dünya Ekonomik Forumu'na paralel olarak yapılan ‘‘Davos'u Gözleme Grubu’’ toplantısından ve Porto Alegre'deki Dünya Sosyal Forumu'ndan bizim medyanın hiç söz etmediğine işaret ediyor.Porto Algere'ye Türkiye'den sadece Bilkent Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Erdinç Yeldan'ın katıldığını ondan öğreniyorum.Dün telefonla ulaştığım Profesör Yeldan, Porto Alegre'ye, merkezi Yeni Delhi'de olan ‘‘Uluslararası İktisatçılar Kalkınma Birliği’’ tarafından davet edildiğini söylüyor.Porto Alegre'ye, bu yıl 131 ülkeden yaklaşık 50 bin kişi katılmış. Brezilya'da beş gün boyunca neler tartışıldı?Yeldan, ‘‘Porto Alegre'de bir araya gelenler küreselleşmenin toplumsal tarihin normal akışını ifade etmediği görüşündeler. Tanık olduğumuz olgu, bir yanda çokuluslu şirketlerin, diğer yanda finansal sermayenin küreselleşmesi. Biz bu tür küreseleşmenin denetlenmesini talep ediyoruz.. Küreselleşmenin yıkıcı boyutlarının nasıl bertaraf edilebileceğini tartıştık’’ diyor.Yeldan'ın ‘‘Küreselleşme sürecinde Türkiye ekonomisi: bölüşüm, Birikim, Büyüme’’ 2001 yılında, İletişim yayınlarından çıkmış.Dünya medyasının Porto Alegre hakkında neler yazrığını merak ediyorsanız.Fransız Le Monde Gazetesi, ‘‘Porto Alegre, Davos'a karşı hem katılımcılar, hem medya açısından büyük fark attı’’ diye yazıyor. Davos'a 3 bin kişi katılırken, Porto Alegre'ye yukarıda değindiğim gibi 50 bin kişi katılmış. New York'a 800 gazeteci gelirken, Dünya Sosyal Forumu'nu 2 bin gazeteci izlemiş. En fazla ilgili gösteren ise Fransız medyası.Nouvel Observateur Dergisi ‘‘Porto Alegre Dünyası’’ diye bir harita yayınlamış. En fazla STK, sosyal hareket temsilcisi, uzman vs. gönderen ülke Fransa. Tunus, Kongo, Mali, Filipinler'den bile katılım var; Türkiye'den tek bir dernek, kuruluş yok.Sonuç: ‘‘Bundan böyle Davos Porto Alegre'ye bakacak.’’En olumsuz insanlar CEO'larDAVOS'ta bu yıl nedense CEO'ların borusu pek fazla ötmedi.Ya şirketlerin içinde bulundukları ekonomik sıkıntıdan, ya gelecek endişesinden olsa gerek CEO'lar geçtiğimiz yıllara oranla daha içlerine kapanıktılar.İki ayrı oturumda dinlemek fırsatını bulduğum ABD Hazine Bakanı Paul O'Neill'in CEO'lar hakkındaki görüşü şöyle oldu: ‘‘Olumsuz kişilerle konuşmak istiyorsanız, gidin CEO'larla sohbet edin.’’CEO'ları gereksiz yere karamsarlığa kapılmakla suçlayan O'Neill ‘‘Şirketlerini nasıl bir tehlike bekliyor hesapları içersinde gerçek ekonomiyle bağlarını koparmış durumdalar’’ dedi.Söz CEO'lardan açılmışken bu yılın en gözde ve en tasasız görünen CEO'su Vivendi Universal'ın CEO'su Jean-Marie Messier idi kuşkusuz.Universal ile evlendikten sonra New York'a yerleşen Messier, forumun açılış konserinin sponsorluğunu üstlendi. Fransız olduğunu unutmadı ve konsere Fransa'nın yaşayan efsanesi, 90'lık şarkıcısı Henri Salvadore'yi davet etti.
button